Bu mektup, 8 yaşında Tarsuslu bir çocuktan geliyor. 7 ile 11 yaşlarındaki çocukların yazdığı 1499 mektup daha var.
"Şu anda toplum olarak çok zor günler geçiriyoruz. Yıllarca insan hakları, eğitim, trafik derken, şimdi en büyük sorunlarımız yolsuzluk ve ekonomik sorunlar oldu. Devletin iç ve dış borçları gün geçtikçe artıyor. Devletin içindeki hırsızlara ve soygunculara en büyük cezanın verilmesini istiyorum. Gelecek bana ümit vermiyor. Okulumu bitirdiğimde işsizlik korkusu yaşamak istemiyorum. Devletin kaynaklarını yabancılara satmasını istemiyorum. "
Bu mektup da İzmir'den geliyor, yazan 13 yaşında. 12 ile 17 yaş grubundan gençler Türkiye'nin dört bir yanından 1500 mektup yazdılar.
"Benim de Sesim Var-Sesimi Duyun" adıyla yürütülen kampanya çerçevesinde gönderilen bu mektuplar şimdi kitaplaşmak için destek bekliyor.
Başbakan'a ne söylemek istersiniz?
Bu kampanyayı, 2000 yılı sonlarında Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden Adil Sarıbaş, Kazım Alat, Reyyan Bilge, Sena Ö. Dayıgil ve Doç. Dr. Serdar Değirmencioğlu başlattılar.
Kampanya formları, normal ve elektronik postanın yanı sıra elden de ilköğretim okullarına dağıtıldı. Soru tekti: "Başbakan'a ne söylemek istersiniz?"
Birkaç ayda toplanan metinler "Çocukların Sesleri" başlığıyla kitapçık halinde 23 Nisan 2001'de, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Bülent Ecevit ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan sorumlu Devlet Bakanı Hasan Gemici'ye ulaştırıldı.
12-17 yaşları arasındaki gençlerin mesajlarının toplandığı "Gençlerin Sesi" başlıklı kitapçık da, aynı adreslere 19 Mayıs 2001'de gönderildi.
Mektuplar, ayrıca İnternet'te, www.sesimiduyun.org adresinde yayınlandı.
İletişim Yollarını Açmak
İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Serdar Değirmencioğlu, amaçlarını "çocuk ve gençlerin iletişim yollarını açmak, görüşlerini dile getirmelerine alıştırmak, çocuk ve gençlerin görüşlerini öğrenmek" sözleriyle açıklıyor.
"Kitapçık olarak bastığımız mesajları kitap yapmak için çocuklara ve gençlere söz vermiştik. Ancak başvurduğumuz yerlerden olumlu yanıt alamıyoruz. Kampanyaya devam etmek için önce bu seslerin kitaplaşmasını istiyoruz."
Dersler, dayak, ev ödevleri
Çocuklar mektuplarında ekonomik krizden, derslerden, çevre kirliliğinden, okuldaki dayaktan ve cezalardan, ev ödevlerinden yakınıyor.
Özgürlük, sokak köpeklerinin öldürülmemesi, okulda serbest giyinmek, işçi ve memur maaşlarının arttırılmasını, çocuk parkları yapılmasını, televizyonda daha çok çocuk programı yayınlanmasını istiyorlar.
Ankaralı, 11 yaşında, "Mektanıs (MC Donals) sahipleri para gözlü, peçete sattığı için bir kız çocuğunu buzdolabına kapatıyorlar, sokak çocukları dövülmesin" diyor.
Diyarbakırlı, 8 yaşında, "artık selpak satmak istemiyorum. Çalışmak değil, okumak istiyorum. Başbakan Ecevit, bana kitap, defter gönder" diyor.
Değirmencioğlu, Çocuk ve Genç seslerini 150 sayfalık kitapta toplayıp 4000 adet basmak istediklerini anlatıyor. Aslında, adını açıklamak istemedikleri bir Vakıf'tan destek sözü de almışlar ama söz hayata geçememiş.
Reha Muhtar ille isim istiyor
"Kampanyaya yer vermek isteyen çoğu gazete çocukların isimlerini yayınlamak istiyor. Reha Muhtar kampanyanın haberini yapmayı, birkaç çocuğu programına çıkarmayı istedi, ancak biz kabul etmedik. Amacımız çocukların baskı altında olmadıkları bir ortamda görüşlerini açıklaması. Bu nedenle çocukların isimlerini kullanmıyoruz."
Bu kampanyada seslerini duyurmaya çalışan 3 bin genç ve çocuğa, Ankara'dan, Cumhurbaşkanı, Başbakan ya da Devlet Bakanı'ndan yanıt geldi mi? Bu soruya yanıt Değirmencioğlu'dan geliyor: Amacımız yanıt almak değil çocukları ve gençleri çok sesliliğe alıştırmak, fikirlerini açıkça söylemelerine yardımcı olmak ve onların seslerini duyurmak."
Ne var ki, sesi herkesin duyması için mektupların kitaplaşması, kitap için de destek gerekiyor. (ÖG/NM)