Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) 31 Aralık 2015 – 2 Ocak 2016 arasında Şırnak’ta yaşananlar üzerine gözlemlerini ve yaptığı görüşmelerin sonuçlarını duyurdu.
Mevcut durumun bir insani krize işaret etiğini bildiren SES ulusal ve uluslararası demokratik örgüt ve kurumlara acil yardım çağrısında bulundu.
Tespitler
SES Şırnak’ın abluka altında olduğunu ve sağlık çalışanlarının öldürülmesinin sistematik bir hal aldığını vurguladı.
Onlarca sivilin cenazesinin Şırnak, Cizre, Silopi devlet hastanelerinde morglarda, soğuk hava depolarında bekletildiğini bildirdi.
“Haksızca, hukuksuzca katledilen insanların cenazelerine de ailelerine d, arkadaşlarına da tüm bölge halkına da işkence edilmektedir. Yaşanan tanıklıklardan bu açıkça anlaşılmaktadır.”
TIKLAYIN - SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARI AİHM'E TAŞINDI
Kimyasal silah korkusu
SES üç gün içinde yaptığı saptamaların bazılarını şu ifadelerle duyurdu.
*Kamuoyunca bilinen tüm bir kent halkını sindirme, yok etme, cezalandırma yöntemlerine 1 Ocak 2016 tarihinde yeni bir yöntem daha eklenmiştir. Cizre halkına gün boyu kimyasal silah ile saldırı olacağı anonsu yapılarak halk göçertilmeye çalışılmıştır.
Zorunlu göç
*Bini aşkın insan evlerinden çıkarılmış çevre mahallelere ve köylere sığınmak zorunda kaldığı gözlenmiştir. Soğuk kış koşullarının bu zorunlu göçü daha da içinden çıkılmaz hale getirdiği aşikardır.
“Morg müjdesi”
*Türkiye Cumhuriyeti yasalarının ve uluslararası sözleşmelerin hiçe sayıldığı ve her geçen gün ağırlaşan bu toplumsal ve siyasal sürecin son bulması beklenirken Şırnak halkına morgların büyütüleceği müjdesi verilmiştir.
Şırnak devlet hastanesi morgunun kapasitesinin 6’dan 19’a, yine Cizre ve Silopi Devlet Hastanesi morglarının da kapasitesinin arttırılması, soğuk hava depolarının kurulması planlanmaktadır.
Otopsiler sağlıksız
*Öldürülen kişilerin otopsi işlemleri sağlıklı olarak yapılmamaktadır.
*Cenazeler aile ve avukatlardan adeta kaçırılarak otopsi işlemleri yapılmakta ve ailelerinden habersiz biçimde gömülmekte, defin yerleri hakkında bilgi verilmemektedir.
*Yaşam hakkı, sağlık hakkı ihlallerin yanında halkın cenazesini kendi geleneklerine uygun olarak defnetme hakkı fütursuzca ihlal edilmektedir.
Hastaneler karargaha dönüştü
*Cizre ve Silopi’de olduğu gibi Şırnak merkezde Ağız Diş Sağlığı Merkezi, Sağlık Müdürlüğü binaları karargaha dönüştürülmüş durumdadır.
*Cizre Devlet Hastanesi çatısına keskin nişancı mevzilerinin kurulduğu ve zırhlı araçların konumlandırıldığı aktarılmıştır.
*Hastanelere sivil, yaşlı ve çocukların erişimi engellenmekte ve sağlık hizmetine erişim ile ilgili ciddi düzeyde ihlaller yaşanmaktadır. Beklenen normal poliklinik ve acil başvuru sayısı neredeyse yüzde 90 civarında azalmıştır.
TIKLAYIN - AÇIK ÇAĞRI: ÇOCUKLAR ÖZEL OLARAK KORUNMA HAKKINA SAHIPLER
Sağlık çalışanları hedef
*Hastaneler ve sağlık kurumlarında çalışan sağlıkçıların güvenli çalışma koşulları ortadan kaldırılmış, hastaneler hedef haline getirilmiş ve sağlık emekçileri hastanelerin içerisine adeta hapsedilmişlerdir.
* SES Şırnak Şube Yöneticisi Selahattin Barınç SES genel merkezi heyeti hastane gözlemlerini yaptığı esnada gözaltına alınmıştır.
Heyete baskı
*Yapılan hukuksuz ve insanlık dışı uygulamaların kamuoyundan saklanması ve duyurulmaması için Şırnak ili dışından gelen heyetin hemen her adımı izlenmiş ve heyet üzerinde ciddi bir baskı oluşturulmaya çalışılmıştır.
Gıda tükendi
*Temel yaşam gereksinimleri (gıda, ilaç ve su başta olmak üzere) artık tükenme noktasına gelmiştir. Yeterli ve güvenli sağlık hizmetine erişim ortadan kalkmıştır. Temel ihtiyaçlarını giderme ve acil durumda evden çıkmanın kendisi büyük hayati risk taşır hale gelmiştir.
Öfke yaratıldı
*Tüm bu yaşananlar bölge halkında büyük bir öfke yaratmıştır.
Çağrı
Sokağa çıkma yasağı olan yerlere heyetler gönderilmesinin insani ve hayati bir zorunluluk olduğunu duyuran SES üç günlük çalışmanın ardından yaptığı çağrıda sağlık örgütlerini, insan hakları örgütlerini, İnsan hakları kuruluşlarını, hukuk örgütlerini, çocuk hakları kurumlarını ve tüm demokratik kamuoyunu acilen bölgeye davet etti.
Bu örgütlerden yaşanan ihlallerin son bulması için kampanyalar düzenlemesini istedi.
“Başta sağlık yardımı olmak üzere yaşanan ihlallerin sonucunda oluşan ihtiyaçların giderilmesi adına” tüm uluslararası topluma dayanışma çağrısı yaptı.
Çağrıda “Bu hukuksuzluğun bir an önce sonlandırılması adına tüm ulusal/uluslararası demokratik kitle örgütlerini ve kurumları hukuksal girişimlerde bulunmaya ve ihlallerin yakın takipçisi olmaya çağırıyoruz” denildi. (YY)