İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Önder'e göre, "Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik süreci ancak, ordunun ekonomik alandan ayrılması ve siyasi etkisinin azalmasıyla başlayacak."
Sönmez ise, İstanbul Sanayi Odası'nın raporlarına göre Türkiye'nin en başarılı şirketleri arasında ilk sıralarda yer alan Ordu Yardımlaşma Kurumu'nun (OYAK) kapitalist sisteme uygun bir kurum olduğunu ve orduyla özdeşleşemeyeceğini savundu.
Sermaye orduya "dur" diyebilir
Özelleştirme kapsamındaki Milli Piyango İdaresi'ni satın almayı düşünen, otomotivden finansa geniş bir alanda faaliyet gösteren OYAK'ın orduyla ilişkisi ve ekonomideki yeri konusunda Önder'in görüşleri şöyle:
* Türkiye ve gelişmekte olan ülkelerde ordunun rolü bu ülkelerdeki artan milliyetçilik duygusunun koruyuculuğu şeklinde oluyor. ABD gibi ülkelerin dışa yönelik saldırgan ekonomi politikaları izlediğini kabul edersek, Türkiye'yi bu anlamda üçüncü dünyacı olarak tanımlamak yanlış değil.
* Sermaye ve ordunun üvey kardeş ilişkisi var. Sermayenin girdiği bölgelerde güvenliğin sağlanması için orduya ihtiyacı var. Ancak Uluslar arası Para Fonu (IMF) programında da ordunun masraflarının kısılması isteniyor. Emperyalist ülkeler, çevre ülkelere yönelişlerinde kullanacağı pazarları orduya bırakmak istemiyor. TELEKOM gibi yerleri OYAK'ın alması, özelleştirmeyi asıl isteyen yabancı sermayeyi zorlar, bu nedenle ordunun ekonomik çok fazla ileri gitmesini engellerler.
* Türkiye'deki sermaye çevreleri ise, OYAK'ın genişlemesine gülme maskesi takarak bakacaklardır. Çünkü orduyu hep yanlarında isteyecekler. İçlerindeki çatışma sermayenin kendi içindeki rekabetine benzer olacaktır. Ordunun, fazla güçlenmeden kendilerine yarayan işlevini yerine getirmesini, orduya gerekli kaynağın bir kısmını da kendilerini sağlamayı düşünüyorlar. Şu an bu kaynağı sağlamadıkları için ses çıkarmasalar da, ordunun ekonomik gücü arttıkça bir sınır konulmasını isteyeceklerdi.
* Ordunun AB'ye karşı çıkması kendi gücünü sağlayan ekonomik damarın kesilebileceğiyle ilgili. AB, Türkiye'nin üyeliği öncesi orduyu ekonomiden ayırmaya çalışacak, kararın ekonomik güçte olmasını, orduyu kendi isteği yönde ve şekilde kullanmak isteyecek.
"OYAK ve ordu özdeşleşmez"
Mustafa Sönmez, Silahlı Kuvvetlerin yardımlaşma sandığı olan ve buraya para yatıran kesimlere hizmet vermekle yükümlü bulunan OYAK'ın ekonomik bir kurum olduğunu, hissedarları arasında Silahlı Kuvvetler üyelerinin olmasının öne çıkan bir özellik olmadığını söylüyor.
* OYAK'ın yatırımları gelir arttırmak dışında bir anlam taşımıyor, bu nedenle özelleştirmelerle ilgileniyor. Kapitalizm içinde anonim bir şirket olan ve kendisini de öyle tanımlayan OYAK'ı orduyla özdeşleştirmek, silahlı kuvvetleri de ayrı bir sınıf olarak görmek olur.
* Ordunun ekonomik gücünü nereden aldığı bellidir. Ordunun siyasi sınıf gibi algılanmasını, OYAK'ın da onu temsil ettiği yaklaşımını doğru bulmuyorum. Türkiye'nin sermaye yapısı içinde ordu diye bir sınıf yoktur, OYAK diye bir holding vardır. (ÖG/BB/NK)