Şimdi yeni Körfez savaşındaki kazançlarımız ya da kayıplarımıza bakalım isterseniz.
Recep Tayyip Erdoğan tüm yaşamında risk almamış, daha doğrusu risk alamamış bir kişidir.
Türkiye kazanan tarafta değil
Yegane aldığı risk, taklit ettiği üstadına yani Erbakan hocaya karşı olmaktır. Ama bu riski bile doğrudan almamış,başka arkadaşlarını öne çıkarmış,kendi hep perde gerisinde kalmıştır.
İşte ikinci Irak savaşında da görülüyor ki, Hem Amerika'nın taktikleri, hem de Erdoğan'ın risk almaması nedeniyle, Türkiye şimdilik de olsa, kazanan tarafın dışında kalmıştır.
Bırakın kazananların yanında olmayı, belki kaybedenler listesine bile girmemiz söz konusudur.
Aklınıza gelir de, acaba bu defa üçün kaçını aldık diyebilirsiniz.
Ülke olarak üçün üçünü de aldık vesselam.!
Bu durumun müsebbibinin yalnız risk almayan hükümet olduğuna da inanmıyorum. Siz bakmayın matbuatın atıp tutmasına.
Eğer kapıları açıp parayı alsalardı, memleketi sattılar diye bas bas bağıracaktı medya. Şimdi de beceriksiz adamlar beş para alamadılar diye çığlık çığlığa haykırıyorlar.
Bütün bu hengamede en rahatı biziz, yani sade halk herhalde.
Çünkü Amerika vapur dolusu para yollasa bile, tek bir doları bize, yani halka düşmeyecekti nasıl olsa.
Eğer Amerika'ya hala lazım isek, ki olacağını zannediyorum,işte o zaman gelecek para İstanbul sermaye baronları tarafından iç edilecektir.
ani biz halk her zaman kaybeden olduğummuz için değişen bir şey yok. Lakin İstanbul'un sermaye baronları tam anlamıyla üçün üçünü aldılar.
Çünkü soyulacak banka kalmadı, Efendi Amerika'nın Türkiye'ye göndereceği dolarlara ve vereceği kaymaklı işlere göz dikmişlerdi. Hükümet bekledikleri gibi hemen teslim olmayınca para da gelmiyor, iş falan da yok iyi mi!. (NK/BB)