Galatasaray Meydanı'ndaki, insan hakları kuruluşları, sendikalar ve meslek örgütlerinin destek verdiği açıklamada, olayda gözaltına alınıp serbest bırakılan öğrenciler ile tutuklu öğrencilerin aileleri "14 öğrencinin, haklarında delil bulunmamasına karşın haksız yere tutuklu bulunduğunu" söyledi.
Bahar şenlikleri sırasında rektörlükten aldığı ihbar üzerine okula gelen polis, öğrencilere sert müdahale ederek 88 kişiyi gözaltına almış, olaylarla ilgili olarak haklarında dava açılan bu öğrencilerden 34'ü tutuklanmıştı.
Basın açıklaması yapan öğrenciler, gözaltında oldukları sürede sözlü ve fiziksel işkenceye de maruz kaldıklarını söyledi.
88 öğrenci hakkında "kamu malına zarar vermek", "emre itaatsizlik", "eğitim ve öğretimi engellemek", "cürüm teşkil eden fiili övmek", "toplantı ve gösteri yürüyüşlerine muhalefet etmek" suçlarıyla dava açıldı.
Tutuklu yargılanan öğrencilerden 20'si delil yetersizliğinden serbest bırakıldı, 14'ü ise halen Edirne E Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunuyor.
Öğrenciler hakkındaki davanın ikinci duruşması yarın Edirne Adliyesi'nde görülecek.
Öğrencilerden "karton hücreyle" eylem
Öğrencilerin tutuklanmasını protesto eden arkadaşları, karton kutudan yapılmış temsili hücre içinde ve ağızları bantlı olarak basın açıklamasına katıldı.
"Çeteler dışarıda, öğrenciler içerde" pankartı ve "Çocuklarımızı istiyoruz" dövizleriyle eyleme katılan öğrenci aileleri birer konuşma yaparak, çocuklarının eğitim hakkının engellendiğini, hükümetin insan haklarından söz etmesine karşın, öğrencilerin dövülmesi ve yaralanmasına ses çıkarmadığını söyledi.
Eylem sonrasında, öğrenci aileleri karton hücreyi parçaladı. Daha sonra Galatasaray Postanesi'nden tutuklu öğrencilere telgraf çekti.
Dövülen öğrenciler "iş göremez raporu" almıştı
17-23 Mayıs tarihleri arasında Ayşekadın Kampusu'nda düzenlenen geleneksel bahar şenliklerinin dördüncü gününde, şenlik alanında açılan standlardan birinde Abdullah Öcalan'ın posterinin bulunduğu gerekçesiyle rektörlük okula polis çağırdı.
Jandarma ile birlikte okula gelen polis, tazyikli su, cop ve gaz bombasıyla öğrencilere sert müdahale etti; dövülen öğrencilerden çoğu 3 ila 15 gün arasında iş göremez raporu aldı.
Olayları okulun kapısında izlerken kendilerine ülkücü diyen bir grubun satır ve sopalarla saldırısına uğrayan öğrenciler de, polisin koruması yerine dövülerek gözaltına alındı.
Polisler dövüyor, öğrenciler suçlanıyor
İstanbul Barosu'ndan öğrencilerin avukatlığını yapan İlke Çandırbay, gaz bombasından kaçmak için okula sığınan öğrencileri polisin döverek gözaltına aldığını, olayların kameralarca tespit edilmesine karşın öğrenciler hakkında "kamu malına zarar" ve "polise mukavemet" gibi asılsız suçlamalarla dava açıldığını söyledi.
Olay günü görevli polisler hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyleyen Çandırbay, benzer davalarda tutuklu yargılamaların olmamasına karşın, adresleri bilinen öğrencilerin hapiste tutulduğunu söyledi.
Edirne E Tipi cezaevinde tutuklu bulunan öğrencilerden Erkan Kakça'nın ablası Esra Kakça, kardeşinin keyfi suçlamalarla tutuklandığını ve sınavlara girme ve kayıt yaptırma hakkını kaybettiğini, buna karşı rektörlük hakkında dava açacaklarını söyledi.
Kakça, cezaevindeki öğrencilerin bir çok sağlık sorunu yaşadığını söyledi. (ÖG/YS)