Yüksekova Belediye Başkanı Mehmet Yıldız, yazar Esra Çiftçi ve Şemdinli'de bombalanan Umut Kitabevinin sahibi Seferi Yılmaz ve olayda yaralanan Mikail Atan, Cumartesi günü İstanbul'da sözlerine böyle başladılar.
Bilim Eğitim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı'nda (BEKSAV) Hacı Orman'ın yönettiği panelde konuşan Şemdinli tanıkları gözlemlerini anlattı.
Yılmaz: Şemdinli bir sonuç
Yılmaz, "1 Eylül 2005 Dünya Barış Günü'nde patlayan bomba iyi değerlendirilseydi, Şemdinli'deki olay gerçekleşmezdi," diyor.
"Aydınların ve medyanın da yardımıyla suçüstü yapıldı. Ancak olayların takip edilmesini istiyoruz. Yaşananlar ne JİTEM'in ne kontrgerillanın değil, bizzat devletin ve derin devletin ürünüdür."
Yılmaz ayrıca Yurttaşlar Heyeti ziyaretinin, ve basın ilgisinin bölge halkınca iyi karşılandığını ve dolayısıyla olumlu gelişmeler olduğunu belirtti.
Yıldız: Şimdi biz konuşmalıyız
Belediye başkanı Yıldız konuşmasında bütün belediye başkanlarını bölgeye davet etti ve belediyeciliğin sadece "şehir düzenlemesi" olmadığını özellikle belirtti.
"Biz adalete güvendiğimiz için buralarda linç girişimleri yaşanmıyor. Oysa Mersin'de ve Trabzon'da linç girişimleri yaşandığını hepimiz biliyoruz. Adalete güvenmek zorundayız, çünkü barış istiyoruz."
Yıldız, olay günü bir çok şüphe uyandırıcı durum yaşandığını, örneğin önemli bir maç gecesi askeriye bölgesinde, gazinoda, lojmanda hiçbir subayın bulunmamasının, yakalanan Ali Kaya'nın aracından Umut Kitabevi'nin işaretlendiği krokilerin ve silahların çıkmasının tesadüf olmadığını da ayrıca belirtti.
Çiftçi: En çok çocuklar ve kadınlar etkileniyor
Psikolog Çiftçi konuşmasında, her savaşta olduğu gibi Şemdinli'de en çok çocuk ve kadınların etkilendiği söyleyerek gözlemlerini aktardı.
"Kadınların evleri basılıyor. Gözlerinin önünde çocuklarının kafalarına silahlar dayanıyor. Kadınlar tehdit ediliyor. Çocuklar çocukluklarını yaşayamamaktan şikayetçiler, öyle ki, çocuk olmalarına rağmen katılar. Devlet ne demek, gerilla ne demek bilmeseler de, her şeyin farkındalar.
Zagros binası bombalanıyor ve karşısında emniyet güçlerinin yaşadığı apartman var. Halk bunu görüyor. Devlet iyi çocuğunun eline bomba veriyor ki kötü çocuğunu öldürsün."
Çiftçi, ayrıca Orhan Pamuk ya da Türk Sanayici İş Adamları Derneği (TÜSİAD) haberleri kadar önemli olan Şemdinli meselesinin sürekli gündemde olmasını istedi: "Şemdinli'ye herkesin gitmesini istiyoruz."
Atan: Gündemimiz Şemdinli olsun
Olaylar sırasında yaralanan Atan "Kaldığım hastanede doktorlar baskı altında tutuluyorlardı. Can güvenlikleri olmadığı için silahla yaralama olaylarını rapor edemiyorlardı" dedi.
Çocukların vurulduğunu, mahalleye çağrılan ambulansın güvenlik güçleri tarafından içeri alınmadığını söyleyen Atan bölge halkı bu olayları hep yaşıyor. Bizler bölücü değiliz. Barış istiyoruz" diyerek tepkisini aktardı.
Atan "Susurlukta yakalanamayan suçlunun Şemdinli'de kuyruğu yakalandı.Burada kalmasın, gündemimiz bu olsun" dedi. (EZÖ/TK)