Hukuk için yazılan iddianame, politik tartışmalara neden oldu. Asıl olan "Şemdinli" olayları ve yapılacak olan yargılamadır.
Medya, bu iddianame ve açılan dava hakkında kamuoyunu bilgilendirmelidir. Böylelikle halkın gerçekleri öğrenme ve bilme hakkı gerçekleşir. Aksi takdirde; asıl haber olması gereken ya da Şemdinli olayları faillerinin eylemlerinin ne olduğunun haberleştirilmemesi sansürden daha ağır sonuçlar yaratır.
Bu olaylar hakkında kamuoyunun aydınlatılması gereken ilgisi ve giderilmesi gereken merakı yerine; bilerek veya bilmeyerek, Şemdinli iddianamesinin yarattığı ikinci derecede önem taşıyan sorunlar gündemin birinci sırasına taşınırsa "karanlık" olayların aydınlatılması beklenemez.
Medyanın bilerek veya bilmeyerek yaptıkları ya da yapmadıkları; Şemdinli olaylarının neden ve kim tarafından yapıldığı veya gerçek faillerin kim olduğunun ortaya çıkarılmasını engellememelidir.
3 Mart 2006 tarihli ve 2006/ 32-31 esas ve karar numaralı Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya imzalı iddianame 100 sayfa. Şemdinli olaylarının iddianamesine göre, maktul Mehmet Zahir Korkmaz 9 Kasım olaylarında vefat etmiş. Metin Korkmaz "mağdur", Hamide Korkmaz "suçtan zarar gören" sıfatıyla iddianamede yer alıyor.
Umut Kitabevi sahibi mağdur Seferi Yılmaz; ise "şikayetçi". İddianamenin üç şüphelisi var. 1968 doğumlu Ali Kaya ile 1970 doğumlu Özcan İldeniz 2004 yılı Temmuz ayından itibaren Hakkari İl Jandarma Alay Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli astsubay başçavuş olarak görevliler.
Üçüncü şüpheli Veysel Ateş ise sabıkalı. 1988 yılında PKK örgütüne katılmış, sonra örgütten kaçmış, 1997'de teslim olmuş ve ceza almış. 17.11.2000 tarihine kadar Şemdinli cezaevinde kalmış.
2003 yılından itibaren Hakkari İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından "görüşülen şahıs"mış.Bazı "istihbari" çalışmalarda bulunmuş. 3.8.2004 tarihinden itibaren "Haber Elemanı" olarak kayıtlara alınmış.
Şüpheliler A. Kaya ve Ö. İldeniz 9 Kasım 2005 tarihinde yani olay günü yanlarında V.Ateş'te olduğu halde, resmi araçla saat 11:00 sularında Şemdinli'ye gelmişler. İddianamedeki anlatıma göre; "Şüphelilerin bu sefer Şemdinli'ye geliş amaçlarının savunmaya göre, Umut Kitapevi'ne terör örgütünün dağ kadrosuna gönderilmek üzere Almanya'dan gelecek paket olduğu, bununla birlikte aleyhe delillere mantıklı bir açıklama getiremeyip tam inkar durumunda olan şüphelilerin gerçek amacının ise 5 Ağustos günü terör örgütü tarafından Şemdinli ilçe Jandarma Komutanlığınca Askeri Gazino geçişine konulan ve 5 askerin feci şekilde parçalanarak şehit olduğu olay ile 1 Kasımda Askeri Gazinonun diğer tarafındaki sokağa park edilen otomobil içindeki bombanın patlaması sonucu bir askerin gözlerinin kör olduğu, birçok kişinin yaralandığı ve sokağın adeta yıkıldığı olayın sorumlusu olarak kabul ettikleri Seferi Yılmaz'a, onun ve bağlantılı olduğu terör örgütünün kullandığı yöntem ile cevap vermek olduğu hususunda yargılamaya yeterli delil bulunduğu..."
Şüpheliler araçlarını park etmiş ve araçtan inen Veysel Ateş her iki eli montunun cebinde Özipek Pasajı'na doğru yürür. İddiaya göre; Seferi Yılmaz isimli şahsa ait Umut Kitapevi'nin içerisine Alman yapımı pimleri çekilmiş ve patlamaya hazır vaziyetteki iki ayrı el bombasını atar.
Müşteki Seferi Yılmaz pimi çekilmiş el bombalarını görünce can havliyle işyerinden dışarıya fırlar. Bombalar patlar ve kitapevinde bulunan M. Zahir Korkmaz ölür. Metin Korkmaz ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilir mahiyette yaralanır.
Patlamayı duyan halk merakla pasaja doğru yönelir. Ali Kaya, Özcan İldeniz ve Veysel Ateş araca binip kaçmak istedikleri sırada esnaf ile halk kaçmalarına imkan vermez. Kalabalıklaşan ve öfkelenen halk, bombayı atan şüpheli Veysel Ateş'i aracın içinden çıkarmaya çalışır.
Öfke ve gerginlik daha da artar ve aracın camlar kırılır. Şemdinli halkı toplanır ve Hükümet Konağı'na yürür. Kaymakam halkı sakinleştirmeye çalışır. Saat 11:00 - 11:30 arasında meydana gelen patlamadan ancak 6 saat sonra şüphelilerin otomobilinde Savcılık tarafından Tespit - Keşif işlemi yapılmasına başlanabilir.
Şemdinli Cumhuriyet Savcısı tarafından olay günü saat 18:00 sıralarında yapılan incelemede, aracın bagajında; üç adet kalaşnikov, bir adet dolu kalaşnikov şarjörü, iki adet hücum yeleği, ceplerinde altı adet kalaşnikov şarjörü, Almanya yapımı iki adet el bombası, "...Aşiret Durum Çizelgesi..." adlı belge ve kişilerin isim listesi ve ikamet bölgeleri ile Şemdinli Bölgesi Genel Değerlendirmesi başlıklı evraklar, üyelerin adının altında kare şeklinde bir kutu bulunan Demokratik Toplum Harekatı (DTP) Teşkilatlanmasında yer alan şahısların fotoğrafları bulunur.
Araçta bulunan üç kişilik silah ve mühimmat karşısında iddianameye göre böyle bir durum Jandarma Teşkilatı'nın iç disiplinine uygun bir uygulama olmadığı gibi "..Hakkari gibi terörün yoğun olarak yaşandığı ve her an her türlü olayın gerçekleşme ihtimali olan bir yörede çok miktarda silah ve mühimmat ile başkalarının eline geçmesi sakıncalı bilgi ve belgelerin sorumsuzca otomobile konulup göreve çıkılmış olmasının gerek göreve çıkanlar gerekse bunları görevlendiren ve denetlemeyenler açısından ciddi bir tedbirsizlik ve dikkatsizlik" olarak değerlendirmiştir.
İddianameye göre; terör örgütlerinin yapmış olduğu eylemlerin bir benzeri kamu görevlileri tarafından yapılmıştır. Kamu görevlilerinin yasaya aykırı olarak şiddet ve silah (bomba) kullanma eylemi devletin birliğini sağlamaya yönelik bir eylem olmayıp, kamu düzeninin bozulmasına, karmaşaya, güvensizliğe neden olarak devletin birliğini bozmaya yönelik bir eylemdir. "Bu şekilde mücadele yöntemini benimseyen bir takım oluşumlar zamanla devlet kademesinde yer bulmakta ve yasaların kendilerine tanımadığı yetki ve görevlerle keyfi bir takım eylem ve işlem gerçekleştirmek suretiyle kamuoyunun devlete karşı olan güvenini ve inancını yitirmesine neden olabilecektir."
Hataları ve yarattığı sorunlarla tanınan Şemdinli iddianamesi; 09.11.2005 günü Şemdinli'de gerçekleştirilen bomba eylemini devletin birliğini bozmaya yönelik bir eylem olarak kabul etmiştir. Kamu görevlisi şüphelilerin, TCK'nin 302. maddesinde yazılı devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak ve 82 inci maddedeki kasten adam öldürmek suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmaları istenmiştir.
Asıl bu iddianameyi ve yakında yargılanacak olan bu davanın "şüphelilerini" ve "şüpheleri" konuşsak... (Fİ/BA)