Şiddetin yeniden yaygınlaştığını açıklayan Girişimlerin dokuz sözcüsü, "Etnik çatışma tehlikesine karşı uyarı görevini" yerine getirdiklerini ifade ederek, "provokatörlerin Susurluk davasında olduğu gibi dokunulmazlık zırhlarının yada koruma duvarlarının arkasına saklanmasına fırsat vermemesini bekliyoruz" dedi.
"Şemdinli, kışkırtıcılığa boyut kazandırdı"
Girişimlerin ortak açıklamasına Oya Baydar, Ergin Cinmen, Tarık Ziya Ekinci, Gençay Gürsoy, Nuray Mert, Mesut Öztürk, Fikri Sağlar, Mebuse Tekay ve Melek Ulagay imza attılar.
Şemdinli olaylarının, Türkiye'nin içine sürüklendiği çatışma ortamını körükleyen kışkırtıcı eylemlere yeni bir boyut eklediğini bildiren sözcüler, halkın Susurluk Çetesi'ni anımsatan bir grup güvenlik görevlisini, olay yerinde "suç unsurlarıyla birlikte" ele geçirdiğini, olayın parlamenter ve yerel yöneticilerin de tanıklık ettiğini hatırlattı.
"Açıklamalar, adil yargılamada kuşkulu yaratıyor"
Girişimlerden, "Bu olay silahlı, bombalı şiddet eylemlerinin hangi güçlere hizmet ettiğini ve ne kadar vahim sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha ortaya koyuyor" tespiti yapıldı.
Bölge halkının provokasyonlara karşı uyanık ve duyarlı davranmasının barış demokrasi adına umut verici olduğunu açıklayan Girişim sözcüleri, gelişmeler ve özellikle yüksek rütbeli bazı komutanların yaptığı açıklamaların, "adalete intikal ettiği" ifade edilen ancak bireysel suç kapsamına indirgenen bu olayın, hukuk devleti normlarına ve adalete uygun şekilde aydınlatılacağı konusunda kamuoyunda derin kuşkular uyandırdığını da duyurdular. (EÖ/KÖ)