"İşçi kadınlar ekonomiye can verdiler. Günde 15 saat, haftada 7 gün güvencesiz ve en ucuza çalışarak, hava bile almadıkları servislerde taşınarak, bütün gün ayakta çalışıp, hakaret görerek, insanlıktan çıkarılarak ekonomiye can verdiler."
Halkevleri üyesi kadınların talebi İkitelli'de, selde, insan taşıması yasak olan araçta boğularak ölen sekiz kadının ölümünden "iş sağlığı ve güvenliği için masrafa girmeyen işverenleri, kentleri oluştururken insan ihtiyaçlarını değil rantı düşünen siyasi iktidarları ve çalışma koşullarını ve iş güvenliğini denetlemeyle görevli tüm kurum ve yetkilileri" sorumlu tutuyor.
"Sel varken işçileri zorla işe getirmek mi doğa olayıdır?"
Kadınlar, olayın ardından cuma günü İstanbul'daki Çalışma Bölge Müdürlüğü önünde yaptıkları eylemle sorumluların yargılanmasını talep etti.
"Nebahat Salkım, Nuriye Can, Bircan Karataş, Özlem Ünal, Güldane Çiftçi, Altun Yüksek ve Naciye Karadeniz ancak ölümleriyle; emekleri üzerindeki sömürüyü, insanlık dışı çalışma biçimlerini, yoksulluklarını görünür kıldılar. Tıpkı Ceylanpınar'da boğulan mevsimlik tarım işçisi kadınlar gibi, tıpkı Bursa'da üzerlerine kilitlenen kapıların ardında yanarak can veren tekstil işçisi kadınlar gibi."
Halkevleri üyesi kadınlar Pameks Tekstil'in sahibinin yaptığı açıklamayı da eleştirdi:
"Sorumluluktan kaçmak için Pameks tekstilin patronu da başbakan da aynı dilden konuşuyor katliama 'vahim bir doğa olayı' diyor. Biz kadınlar soruyoruz bu doğa olaylarında neden hep kadınlar, işçiler, yoksullar ölüyor? Soruyoruz yük arabasıyla işçi taşımak mı doğa olayıdır? Sel tehdidi varken yerleşimleri tahliye etmemek, işçileri zorla işe getirmek mi doğa olayıdır?" (EZÖ)