TMMOB Gıda Mühendisleri Odası, Sakarya Hendek’te Pazar günü 1 kişinin öldüğü, 6’sı ağır 30 kişinin de yaralandığı Oba Makarna fabrikasındaki patlamaya ilişkin bir açıklama yaptı.
Patlamanın hububat tozu patlamasını işaret ettiğini kaydeden Oda; şeker, un, nişasta, kakao, süt tozu, baharat, hazır çorba karışımları gibi ürünlerin işlendiği tesislerde toz patlaması riski bulunduğunu söyledi.
Ağustos 2023’te Kocaeli Derince’de Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) silolarında meydana gelen patlamayı hatırlattı. Hububat tozu patlamasını da şöyle tanımladı:
Toz patlaması, havada bulunan yanıcı toz partiküllerin yoğunluğunun belirli bir sınırı aşmasını takiben bir kıvılcım veya aktivatörün tetikleyici gücü ile söz konusu toz partiküllerinin hızlı bir şekilde yanması olayıdır. Uygun oranlarda karışan toz ve havanın bir ateş kaynağı ile birleşmesi sonucunda meydana gelen yanma olayını takiben, yüksek sıcaklık, hacimdeki ani artış ve buna bağlı olarak büyük miktarda enerjinin çok kısa bir süre içerisinde serbest kalması nedeni ile ortamda büyük bir basınç artışına sebep olmaktadır.
Toz patlaması olayının meydana gelmesi için temel şartlar ‘toz patlama beşgeni’ olarak nitelendirilen koşullar dizininden de anlaşılacağı üzere yakıt (yanıcı toz), oksitleyici, tutuşturma kaynağı, toz-hava karışımı ve kapalı bir ortamdır. Bu beş koşulun bir araya gelmesi, toz patlamasına neden olmaktadır.
Oda, bu patlamalara kaşı çözüm için ise öncelikle patlayıcı toz bulutunun oluşabileceği noktaların belirlenmesi gerektiğini söyledi.
Ardından da temel olarak mevcut toz yayılımını engellemek için silolarda siklonlardan faydalanılmasını, toz toplama filtreleri kullanılmasını (sadece vakumlu toplayıcılar) önerdi. Toz artıklarının periyodik sürelerle temizlenmesi gerektiğini kaydetti. Bilimsel olarak önerilerde bulundu.
Bu tarz işçi cinayetlerinin önlenmesi için acil yapılması gerekenleri de sıralayan Oda, yanıcı ve patlayıcı tozlar ile çalışılan işyerlerinin tehlike sınıflarının yüksek riskli olarak belirlenmesini istedi.
Ayrıca işçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasının işverenin yükümlülüğünde olduğunu hatırlattı. “İşyerleri etkin denetlenmeli, uygunsuzluklara ağır yaptırım uygulanmalı” dedi.
Oda, işçi sağlığı için her şeyden önce, sendikaların, ilgili meslek örgütlerinin, üniversitelerin, bakanlıkların katılımı ile idari ve mali yönden bağımsız, “Ulusal İşçi Sağlığı Güvenliği Kurumu” oluşturulması gerektiğini de kaydetti.
(HA)