Fotoğraf: AA
Meclis Genel Kurulu'nda Sağlık Bakanlığı'nın 2021 bütçesini değerlendiren CHP İstanbul Milletvekili ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyesi Dr. Ali Şeker hükümeti eleştirdi.
Resmi rakamlara göre en az 16 bin kişinin Covid-19 nedeniyle hayatını kaybettiğini hatırlatan Şeker, "Her gün yüzlerce can kaybediyoruz ve en acı olan tarafı da toplum olarak buna alışıyoruz, alıştırılıyoruz. Ölümlere alışmak, kitlesel ölümlerin de önünü açıyor. Bu ölümcül hatayı yapmamalıyız" diye konuştu.
Türkiye’de ilk resmi vakanın ilan edildiği 11 Mart’tan iki hafta önce Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nu acil olarak toplantıya çağırdıklarını hatırlatan CHP'li Şeker, toplantı çağrılarının reddedildiğini söyleyerek "Ancak o günkü Sağlık Komisyonu Başkanı, şu anda kendisi hasta, acil şifalar diliyorum, 'Dut pekmezi yersek hiçbir şey olmaz.' demişti. Dut pekmezi yemesine rağmen maalesef Covid-19 oldu" dedi.
"10 ayda 10 hastane parası ödendi"
Şeker, 2020’nin ilk 10 ayında şehir hastanelerine bütçeden 8 milyar TL ödeme yapıldığını söyleyerek "Bu parayla 800 yataklı Rize Şehir Hastanesi'nden her ay 1 tane yapabilirdik. Yani toplam 8 bin yataklı hastane yapabilirdik ama kamu özel işbirliği modelinin getirdiği çok fahiş kiralar üzerinden, fahiş hizmet bedelleri üzerinden çok ağır yükler altındayız. Üç yıl içerisinde şehir hastanelerine 20 milyar liradan toplam 60 milyar lira para vereceğiz. Şehir hastaneleri bir an önce kamulaştırılmalı, yoksa çocuklarımızın sırtında büyük bir kambur olacak" diye konuştu.
AKP'nin Hıfzıssıhha Enstitüsünü kapatmasıyla birlikte, üniversitelerin bilinçli olarak çökertildiğini, bu nedenle artık bilimsel çalışmaların yeterince yapılamadığını söyleyen CHP'li Şeker, "Eğer bu engellemeler olmasaydı Uğur Şahinler, Özlem Türeciler bugün Türkiye'de bu aşıyı üretirdi ve bütün dünyaya ulaştırabilirdik" dedi.
"Cengiz İnşaat'ın silinen vergi borcuyla 15 milyon doz aşı alınabilirdi"
CHP'li Şeker sözlerine şöyle devam etti:
"Aşıya ulaşılamadığı için yiten her candan bütçeye 'Evet' diyenler, vaktinden önce normalleşmeye önayak olanlar, uyarılılarımıza rağmen okulları kontrolsüzce açanlar, rantları eksilmesin diye şantiyelerde, fabrikalarda işçileri dip dibe çalıştıranlar sorumludur. İnsanlar bir yandan Covid-19’dan, bir yandan da, tır şoförünün dediği gibi, AKP'nin düzeninden dolayı hayatını kaybediyor.
“Aslında geldiğimiz noktada, bu yaşadıklarımız AKP'nin neoliberal politikalarının ve başkanlık sisteminin sonuçları çünkü bütün yetki, bütün sorumluluk tek adamda olunca ne Bilim Kurulu ne Bakanlıklar bir şey yapamıyor maalesef. 'Okullar hazır mı?' diye sorduk, önergemize cevap verilmedi, ekonomik baskılarla erkenden, 1 Haziran’da anormal bir normalleşme yaşandı ve bu nedenle bu hastalar arttıkça, onların katlanarak kış döneminde de daha fazla can kaybına yol açtığını gördük."
Cengiz İnşaat’ın affedilen 425 milyon liralık vergi cezasını hatırlatan Şeker, "Affedilen vergi borcu ile 15 milyon doz aşı alabilir, bugün 65 yaş üzerindeki 7,5 milyon insanımıza 2 doz aşı yapabilirdik. Önümüzdeki dönemde, 70 milyonu acilen olmak üzere 180 milyon doza hatta yıl sonuna kadar 270 milyon doz aşıya ihtiyacımız var ve bu bütçede buna pay ayrılmadı, bu payın mutlaka ve mutlaka ayrılması gerekiyor ki biz daha çok canımızı kaybetmeyelim" yarısında bulundu.
"Ölen 220 hekimden sadece 2'sine maaş bağlandı"
Covid-19'un meslek hastalığı sayılması gerektiğini söyleyen Bakan Zehra Zümrüt Selçuk'un açıklamalarına da tepki göstererek "Sağlık çalışanları için Covid - 19'un meslek hastalığı sayılmasıyla ilgili kanun da bir an önce çıkmalı. İlliyet bağı aranıyor ancak SGK’da illiyet bağı kurmadığı için canını kaybeden 220 hekimden yalnızca 2 kişiye maaş bağlanmış durumda" dedi.
CHP'li Şeker "Biliyoruz ki şimdiye kadar gerekenler yapılmadı, en azından bundan sonra daha çok canımızın gökte bulut olmaması için, yağmurun yağıp camlarımıza takır takır vurmaması için yeterli aşıyı temin etmek konusunda bu Meclisin sorumluluğu var. Bu bütçe mutlaka ayrılmalı ve bu yüzden, aşıya ulaşamadığı için bir canımızı daha vermemeliyiz. Nasıl kızamık aşıyla korunabilen bir hastalıksa artık koronavirüs de aşıyla korunabilen bir hastalıktır. Koruyucu halk sağlığını vermek de Bakanlığın görevidir. Bunun bir an önce temin edilip hazır hâle getirilmesi gerekiyor" şeklinde konuşmasını tamamladı. (HA)