Hürriyet gazetesine dün gece düzenlenen saldırının ardından Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, “Bu saldırı iktidar partisi yandaşları tarafından yapılıyor. Bir demokraside siyasi partiler, şiddetle arasına mesafe koymalı” dedi.
CNN Türk canlı yayınına katılan Sedat Ergin, şöyle konuştu:
“Hürriyet Gazetesi, Türkiye'nin en etkili gazetesi. Bağımsız gazeteciliğin sembolü olan bir gazete. Herhangi bir gazetenin saldırıya uğraması kınanmalıdır ama bu kimliğe sahip bir gazeteye saldırılması Türk demokrasi tarihine kara bir sayfa olarak geçecektir.
“Velev ki hata var, sopalı saldırıyı meşru göstermez”
“Gelen kişilerin AK Partili olduğu anlaşılıyor. Zaten saklamıyorlardı da. Cumhurbaşkanı Erdoğan lehine slogan atıyorlardı. Bu haberin veriliş şekli hatalı mı değil mi diye biz de kendi içimizde bakıyoruz. Hatamız varsa kabul ederiz, yüzleşiriz. Velev ki hata var. Hiçbir hata taşlı sopalı saldırıyı meşru göstermez. Bir demokraside, hukuk devletinde hiçbir hata taşlı, sopalı saldırının gerekçesi olamaz.
"Cumhurbaşkanı'nı bu şekilde sahiplenmeleri de ilginç”
“Bu saldırı iktidar partisi yandaşları tarafından yapılıyor. Bir demokraside siyasi partiler, şiddetle arasına mesafe koymalı. Bir kırılma vardır. Onu geçtiğiniz noktada hukuk zemininin dışına çıkarsınız. Bir gazeteyi protesto etmek için önüne gelebilirsiniz ama şiddet kullandığınız anda bu bir suçtur. Zaten yarın da avukatlarımız gerekli girişimlerde bulunacaklar.
“Ben çok üzüldüm. Buraya saldıran kişiler Sayın Cumhurbaşkanımız lehine slogan atıyorlardı. Bu saldırıyı yapanların Cumhurbaşkanı'nı bu şekilde sahiplenmesi de ilginçtir.
“Herkesin oturup düşünmesi lazım”
“Biz hatamız varsa düzeltiriz, kabul de ederiz. Biz de konuyu inceliyoruz. Onların iddiası çarpıtıldığı şeklinde. Fakat dinlediğimizde o söz aynen ağzından çıkmış. Fakat bağlamı ne? Biz de tartışıyoruz. Diyelim ki; hurriyet.com.tr'deki editör arkadaşımız hata yaptı. Bunun cezası kalkıp taş ve sopalarla cam çerçeve kırmak mıdır?
“Bugün Türk demokrasi tarihine kara bire sayfa olarak geçecektir. Ben bu nahoş olaydan sonra herkesin oturup düşünmesini istiyorum. Bu kutuplaştırıcı dilin bir an önce terkedilmesi gerekiyor.
“Bağımsız gazeteciliğe devam”
“Sosyal medyada paylaşılanlara bakınca, Madımak olayına benzeten, Hadi gelin Madımak gibi yakacağız diyenler var. Bu tür tweetlerle ilgili insan ne diyeceğini bilemiyor. Hepsini yargıya taşıyacağız.
“Bu saldırılar nedeniyle bağımsız gazetecilikten vazgeçecek değiliz. Bağımsız gazetecilik yapmaya devam edeceğiz. Bütün bunlar gelip geçici olaylardır.” (ÇT)