Dünyanın farklı bölgelerinden, İsveç'ten Afganistan'a, İsrail'den Pakistan'a 22 ülkeden bir araya gelen 31 kadın konuşmacı uluslararası barış ve güvenliğin sağlanmasında kadının rolünü, karar alma mekanizmasında kadını, kalkınmanın dinamiği olarak kadın gücünü, bilim ve teknolojide kadının yerini ve yasal boyutta kadının statüsünü tartıştı.
Konferansı izleyenler arasında AKP Kadın kollarından gelenlerin çokluğu göze çarptı. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül'ün himayesindeki toplantıda ev sahipliğini Kadın, Aile ve Çocuk'tan Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu yaptı.
Oturumlarda sunuş yapan kadınların büyük çoğunluğu doğudan ve İslam ülkelerindendi. Batı'dan ve Hıristiyan toplumlarından katılım çok sınırlı ve daha çok uluslararası kuruluş temsilcileriyle sınırlıydı.
Kongrede üç kadının konuşması özellikle dikkat çekiciydi. Bu kadınlardan biri Filistin halkının özgürlüğünü savunan İsrailli avukat Lea Tmesel , diğeri Irak hükümetinde başbakan yarımcılığına atanan ancak görevine başlayamayan Kerküklü Dr. Enise Avcı'ydı. KA.DER (Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği) Genel Başkanı Seyhan Ekşioğlu'nun da katılımcılara 'kota'yla ilgili yaptığı " Seçmek yetmiyor, seçilmek ve yönetmek istiyoruz" önerisi alkışlarla kesildi.
Açılış konuşması Başbakan Erdoğan'dan
İki gün süren kongrenin açılış konuşmasını Başbakan R. Tayyip Erdoğan yaptı. Erdoğan medeniyetler ve kültürler arasındaki diyalog eksikliğinin günümüzün en önemi sorunlarından olduğunu söyleyerek, kongrenin önemine değindi.
Erdoğan toplumların ve devletlerin önyargılardan kurtulmaları halinde barış ve istikrarın sağlanacağını belirterek kadınların karar alma süreçlerine eşit katılımının kadının statüsünün geliştirilmesinin ön şartı olduğunu söyledi.
Erdoğan kadınların günlük hayatta toplumsal yapıdan ve geleneklerden kaynaklanan sorunlar yaşadığına işaret ederek, 'töre'ye vurgu yaptı.
"Toplumların olduğu gibi devletlerin de kadına karşı ayrımcılığı töre haline getirmesi kabul edilemez. Kadına karşı cinsiyet ayrımcılığı en az ırkçılık kadar tehlikeli ve yanlıştır."
Aydın: Kültürlerin en çetin cevizi kadınla ilgili olandır
Ana tema konuşmacılarından biri de Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın'dı. Aydın konuşmasının kadınlarla ilgili bölümünde, İslam dünyasındaki sorunlara dikkat çekti: "İslam dünyasında kadının durumunun iyi olduğunu iddia edecek değilim. Çok ciddi sorunlarımız var.
"Ama bu sorunlar tüm bir medeniyeti silecek kadar büyük sorunlar değildir. Medenilik dendiğinde, 100 - 150 yıldır, kadının ön plana çıkarıldığını görürüz. Kültürlerin en çetin cevizi kadın konusuyla ilgili olandır ve antropolojik bir meseledir.Çatışmacı zihniyetin arkasında büyük ölçüde erkek zihniyeti vardır!
Prof. Aydın, İslam'ın tarihsel erkek-egemen zihniyetle yorumlanmasını da eleştirerek, kadın konusunda yanlış düşünmeye sevk eden bir psikolojik duvarın varlığından söz etti ve bir zemin temizliği yapılmasının gerekliliğine dikkat çekti.
"Gelenek, görenek ve töre psikolojisinin yeniden 'pozitif inşası"sı gerekiyor. Bir kadın epistemolojisi, inşası gerekiyor" diyen Aydın konuşmasını şu sözlerle sonuçlandırdı: "İlmihal kitaplarında en yanlış bölümler, kadınlarla ilgilidir. Birike birike gelmiş;unların temizlenmesi gerekli. Pozitif inşa yapamazsak medeniyetler ittifakı olmaz."
Bahtiyar: Pakistan'da kadınlar yüzde 33 kotaya sahip
Pakistan Başbakanı Pervez Müşerref'in "Kadının Kalkınması" konusundaki danışmanı Nilüfer Bahtiyar konuşmasına besmeleyle başladı. Bahtiyar'dan sonra söz alan İslam ülkeleri temsilcileri de konuşmalarına besmeleyle başlamayı sürdürürdüler.
Bahtiyar konuşmasında Afganistan'daki Taliban rejimi altında iki kuşağın ideolojik nedenlerle öldürüldüğünü söyledi. Hindistan'la Pakistan'ın, barış yaparak savunma harcamalarını kısmasının, bu paraların eğitim ve sağlığa, kadın sorunlarına harcanması gerektiğini söyleyen Bahtiyar, Pakistan'da kadınların yüzde 33 kotaya sahip olduğunu ve parlamentosunda yüzde 17 oranında temsil edildiklerini söyledi.
Namus cinayetlerini yasaklayan yasalarının varlığını açıklayan Bahtiyar'ın, konuşmasındaki ilgi çekici saptamalardan biri de sınırlarla ilgiliydi: "Tanrıya çok şükür insanlar gökyüzüne karışamıyor" dedi Bahtiyar.
"İnsanlar gökleri inşa etmiş olsaydı oraya da sınırlar koyar; vize talep ederlerdi."
Ertürk: Beyinlerimizdeki peçeleri kaldıralım
Kongrenin 1. günündeki ilk oturumun konusu "Uluslar arası barış ve Güvenliğin Temininde Kadının Rolü" idi. Oturum başkanı Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğretim üyesi ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu Kadına Karşı Şiddet Özel Raportörü Prof. Dr. Yakın Ertürk konuşmasında bir günde açlıktan ölenlerin sayısının, siyası çatışmalarda ölenlerden fazla olduğunu bildirdi.
Dünya nüfusunun yüzde 70'nin (üçte birinin) açlık sınırındaki kadınlardan oluştuğuna dikkat çeken Ertürk kadına yönelik şiddete de vurgu yaptı:
"En fazla şiddet güven içinde olmamız gereken aile içinde gerçekleşiyor. Ailenin güçlenmesi insan haklarının yerleşmesiyle olasıdır. Beyinlerimizdeki peçeleri kaldırarak, farklılıklarımızla dayanışma içinde olmamız gerekiyor."
"Khuzai: Uranyum yüzünden meme kanseri arttı"
"Yeni Dönemde Iraklı ve Afganlı Kadınlar ve Ülke İstikrarının Sağlanmasında Rolleri" başlıklı bir sunum yapan Irak Devlet Konseyi Üyesi Dr. Rajaa Khuzai, Saddam Hüseyin döneminden başlayarak Irak'a süren savaşlarda bir milyondan fazla kişinin öldüğünü, bir o kadarının hapse düştüğünü ve 300 bin kişinin de sakat kaldığını söyledi.
"Kadın ve çocukların ölüm oranı yüzde 50 arttı. Bugün meme kanserinden ölüm oranı beş misli arttı. Biz bunun nedeninin seyreltilmiş uranyum içeren silahlar olduğunu düşünüyoruz. Irak'ta kadınlar 2003 seçimlerinde sandığa gitti. Teröristleri durduracaklarını düşünerek. Terör hala sürüyor. Tünelin uçunda bir ışık göremedik. Sizlerin desteğiyle tünelin ucundaki ışığı göreceğiz."
Alatlı: Kadınların kaderlerini tayin hakkı
Yazar Alev Alatlı da bu oturumda "Medeniyetler İttifakı mı, Onurlu Detant mı?" başlıklı bir sunum yaptı. Alatlı, ittifak kelimesini irdelediği konuşmasında "medeniyetler arası yumuşama" gerektiğini söyledi.
Alatlı modernleşmeyle dikte ettirilerek sistematikleştirilen her şeye karşı olduğunu açıkladı: "200 yıldır batının bize lanse ettiklerini atmaya çalışıyoruz.
"Onlar ise daha Türkçe, Arapça öğrenemediler. Kuran'ı okumadılar. Eğer medeniyetler bir konuda ittifak edecekse, kadınların kendi kaderlerini tayin etme hakkı konusunda ittifak etmelidir" dedi.
" Massoeumeh: Kadınlar geleneklerin gözaltında"
"Medeniyetler Arası Diyalog, Kadın ve Barış" başlıklı sunumu ise İran eski Başkan Yardımcısı, Tarbiat Modarres Üniversitesi'nden Prof. Dr. Massoeumeh Ektekar yaptı.
Hatemi döneminde kabinede yer alan Ektekar, aynı zamanda ülkenin ilk kadın bakanı ünvanına sahip. Kadınların siyasette ve toplumda aktif olarak yer alması gerektiğini önemle vurgulayan Ektekar, "İran'da kadınlar geleneklerin gözaltında, geriye itildi. Barışta ve diyalogda kadınlar göz ardı edilmemelidir" dedi.
"Gauhar: Ben şanslıydım ama..."
Birleşmiş Milletler Eski İyi Niyet Elçisi yönetmen ve oyuncu Feryal Ali Gauhar, "Barış Elçileri Olarak Kadınlar" başlıklı sunumunda, beş yıl boyunca BM iyi niyet elçisi olarak dünyayı dolaştığını söyledi.
Gauhar "Ben şanslıyım. Erkek odaklı kavramlardan uzak yaşadım. Parayla sahip olunabilecek şeylere sahiptim. Ama 25 yıldır aktivist olarak çalışıyorum. Baskıcı yapıları protesto eden kadınlar arasında yer alarak hapse de girdim. Şiddetin hiçbir türlüsünün kabul edilemeyeceği bir dünyaya doğru gitmeliyiz. Benim hayalim olan eşitlik ve adalet, tüm kadınların da hayalidir." diye konuştu.
Lindstrom: Seks işçisi 469 kadını kurtardık
Uluslararası Göç Örgütü'nden (İOM) Marielle Sander Lindstrom "Göçün Kadınların Yaşamı Üzerindeki Etkisi" sunumunda Türkiye'deki insan kaçakçılığını anlattı.
Seks işçisi olarak çalıştırılan 469 kadının kurtarıldığını belirten Lindstrom "Bu kadınları arkadaşları ve akrabaları seks işçisi olamaya zorluyor. İnsan kaçakçılığı mağdurları ailelerine bakmak zorunda olan kadınlar. Biz bunların yüzde 75'ini erkek müşterilerinin başvurularıyla kurtarıyoruz" dedi.
Yazar Cihan Aktaş, "11 Eylül'ün Müslüman Kadının Hayatına Etkileri" sunumunda, 11 Eylül'den sonra başörtülü kadınların potansiyel terörist muamelesi gördüğünü açıkladı.
Shaaban: Müslüman kadının statüsü değişiyor
Kongresinin ikinci oturumu "Karar Alma Mekanizmalarında Kadın" başlığını taşıyordu."İslam Ülkelerinde Kadının Siyasal Temsili" başlıklı sunumunda Suriye Göç Bakanı Dr. Bouthaina Shaaban, Müslüman kadınların statüsünün ülkeden ülkeye farklılık gösterdiğini söyledi ve "Binlerce kadın bir arada dünyayı değiştirebiliriz" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığınca Gerçekleştirilen Kadına Yönelik Çalışmalar" hakkında bilgi verdi. Belediye meclisindeki 347 üyeden sadece 22'sinin kadın olduğunu belirtti.
Kolthoff: AB ülkelerinde kadına yönelik şiddet yasası yok
Avrupa Kadın Lobisi Başkanı Kirsti Kolthoff, "Avrupa'da İnsan Haklarının Gelişimi Boyunca Kadınların Etkisi" başlıklı sunumunda, İnternet'in kadın dayanışmasına yararını vurguladı.
Kolthoff, kadının insan hakları, kadın ticareti, kadına yönelik şiddet, kadın sağlığı ve göç ana başlıklarıyla yaptığı sunumunda, Avrupa Birliği ülkelerinde, kadına yönelik şiddetle ilgili olarak yasal düzenleme olmadığını söyledi ve "Yasal mevzuat hazırlığımız var" dedi.
"Süleymanova: Global kadın ittifakı kuralım"
Azerbaycan İnsan Hakları Komisyon üyesi (ombudsman) Prof. Dr. Elmira Süleymanova, "Soğuk Savaş Sonrası Orta Asya ve Kafkaslarda Demokratikleşme ve Kadın Örgütleri" başlıklı sunumunda "Kadının statüsü savaşlarda ihmal ediliyor. Geriye bakmamak, durmamak gerek. Değiştirmek için birlikte olalım" dedi ve "Global Kadın İttifakı"kurulmasını önerdi.
İsveç'in eski Ankara Büyükelçisi Ann Dismorr ise sunumu "Ülkelerin Gelişmişlik Düzeyleri ve Kadının Ekonomik ve Siyasal Hayata Aktif Katılımı Arasındaki Doğrusal İlişki: İsveç" örneği üzerineydi.
Dismorr, kadın erkek eşitliği bakımından İsveç'in örnek bir model olduğuna değindi. Mecliste, kadın ağırlığının yüzde 40 oranında olduğunu söyledi. Tüm kazanımlara rağmen İsveç'te de kadınların düşük maaşlı işlerde çalıştığını ve henüz bir kadın başbakanlarının olmadığını vurguladı.
Byler: Uluslararası kadın örgütlenmeleri
Uluslararası Af Örgütü (UAÖ)Yöneticisi Marj Byler, "Uluslararası Barışa Kadının Katkısı" başlıklı sunumunda Arjantin'deki "Çılgınlar", Güney Afrika'daki "Siyah Kuşak" ve İsrail'deki "Siyahlı Kadınlar" örgütlerinin barış ve adalet adına önemli kazanımlar sağladıklarını söyledi
"Kalkınmanın Kadın Dinamikleri"
Kongrenin ikinci gün programının ilk oturumu "Kalkınmanın Dinamikleri Olarak Kadın" başlığını taşıyordu. Kadın Girişimciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı (KAGİDER) Meltem Kurtsan' ın oturum başkanlığını yaptığı bu bölümde, Dünya Bankası Yönetici Marie-Helene Bricknell, "Kaynak, Söylem ve Haklarda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Yoluyla Kalkınma Yaratmak " başlıklı sunumunda Türkiye'den de örnek verdi.
"Kuş gribi nedeniyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaptığımız çalışmalarda kadınların okuma yazma bilmedikleri için kendilerine dağıtılan broşürleri okuyamadığını gördük. Okuma bilmeyen kadın kuş gribinden kendisini nasıl koruyacaktı?" diye sordu.
Kongrenin kapanışını Kadın, Aile ve Çocuktan sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu yaptı. Çubukçu, kadınların, seyircisi oldukları insanlık sahnesine güçlü oyuncular olarak çıkmalarının ve var olan muazzam potansiyellerini daha güzel bir dünya için hayata geçirmelerinin zamanının geldiğini söyledi.
Çubukçu, kadınları ikinci sınıf olarak gören zihniyetin geleneksel örüntülerde olduğu kadar modern örüntülerin içinde de bulunduğunu belirterek, kadınların söz sahibi olmadıkları bir dünyada, gerçek anlamda değişim ve dönüşüm yaşanmayacağını belirtti.(AD/EK)