İHD genel af istedi
İHD, genel af ilan edilmesini, ifade özgürlüğüne tam bir koruma sağlanmasını, barış dönemi-savaş dönemi ayrımı yapılmaksızın ölüm cezasının tümüyle kaldırılmasını, işkencenin önlenmesi için yasal, idari, yargısal ve eğitsel önlemlerin alınması, F tipi cezaevlerinin kapatılmasını istedi.
İHD partileri ilgisiz buldu
Siyasi partilerin pek çoğunun seçim bildirgelerinde insan haklarına ilişkin sorunlara değinmediklerine dikkat çeken İHD, "Sanki 3688 köy boşaltılmamış, sanki diller ve kültürler yasaklanmamış, sanki zorunlu göçe tabi tutulan bu insanların köylerine geri dönüş sorunları yokmuş gibi davranmaktadırlar" dedi.
"Somut sorun yok, genel ifadeler var"
İHD, kişisel ve siyasal haklar açısından siyasi partilerden bazılarının hiçbir şekilde, işkence ve kötü muameleye, ifade özgürlüğüne, farklı dil ve kültürel özelliklere sahip yurttaşların bu özelliklerinin korunması ve geliştirilmesi sorununa değinmedikleri, somut insan hakları sorunlarından çok genel ifadeler kullanmayı tercih ettiklerine dikkat çekti.
Bildirgelerde "boşaltılan köyler" yok
Partilerin büyük çoğunluğunun, Olağanüstü Hal Bölge Yasası'nın, uygulama ve sonuçlarına bir kelime bile etmediklerine değinen İHD, seçim bildirgelerinin içeriğiyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı :
* Siyasi partilerin tamamı, çalışma, sosyal güvenlik, sosyal adalet, eğitim hakkı, sağlık hakkı, yolsuzlukla mücadele konularına seçim bildirgelerinde yer vermektedir.
* Partilerin tamamı, işsizliği önleyeceklerini, yeni iş imkanları yaratacaklarını taahhüt ediyor.
* Pek çok parti vergilerde, sigorta primlerinde, eğitim ve sağlık harcamalarında kolaylıklar sağlanacağını taahhüt ediyor.
* Hemen hemen tüm partiler, kadınlar, gençler, çocuklar ve engelliler gibi kesimlere yönelik iyileştirici taahhütlerde bulunuyor.
* Partilerin büyük bir kısmı spor ve genel olarak kültür konularında taahhütlerde bulunmaktadırlar. Ancak, siyasal partiler kültür konusunu kültürel hak bağlamında ele almıyorlar. Böyle olunca da, tiyatro, sinema gibi sanat dallarının korunması, sanatçıların sosyal güvenlik sorunlarına dikkat çekilmiyor.
İHD İstemleri
İnsan Hakları Derneği, Türkiye'yi yönetmek için halktan oy isteyen siyasi partilere ve kamuoyuna aşağıdaki görüşleri açıkladı :
* Türkiye'nin anayasal ve yasal sistemi, Anayasa'nın 34 maddesinin değiştirildiği 3 Ekim 2001 Anayasa değişikliklerine; bu Anayasa değişikliklerine uyum sağlamak için çıkarılan 6 Şubat 2002, 26 Mart 2002 ve 3 Ağustos 2002 uyum yasaları paketlerine karşın halâ antidemokratik ve otoriter niteliktedir.
"Hukukun üstünlüğü geçerli olmalı"
* Bir ülkenin demokratik bir ülke olarak nitelenebilmesinin en başta gelen özelliği, o ülkede hukukun üstünlüğü ilkesinin geçerli olabilmesidir. Bunun için de maddi yasalar yanında yargı gücünün bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerine göre yapılandırılmasıdır.
* Oysa Yargıtay Başkanı'nın da 5 Eylül 2002 tarihli Adli yıl açılışında değerlendirdiği gibi, Türkiye yargısının bağımsızlık ve yargıçlık güvencesi açısından yapısal sorunları bulunuyor. Hakimler ve savcılar yüksek kurulu ile ilgili Anayasa hükümleri ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Yasasında hiçbir değişiklik yapılmadı.
"Seçim ve partiler yasası antidemokratik"
* Başka bir örnek, bizzat seçim ve siyasi partiler yasalarının kendisinin antidemokratik içeriği ile ilgilidir.
* Yukarıda sözü edilen Anayasa ve yasa değişiklikleri arasında, barış döneminde ölüm cezasının kaldırılması; farklı dillerin öğrenilmesinde, radyo ve televizyonlarla yayın yapılmasında ilerleme sağlanması gibi olumlu değişiklikler gözlense de, pek çok temel insan hakları sorunları hala çözülemedi.
"1982 Anayasası tümüyle değişmeli"
* İHD kurulduğu 1986'dan beri 12 Eylül Askeri darbesinin bir ürünü olan 1982 Anayasası'nın bir defada ve tümüyle değiştirilmesini istedi. Bunun için İHD Anayasa'nın birçok maddesinde değişikliğe gidilmesini istedi.
Hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde yapılması gerekli değişiklikler şunlardır: Hakimler ve savcılar yüksek kurulu yeniden yapılandırmak, Barolar üzerinde Adalet bakanlığının vesayeti kaldırmak, Sivillerin Askeri Mahkemelerde yargılanmalarına olanak veren 353 sayılı yasanın 11. maddesinin değiştirilmesi (esasen İHD Askeri Mahkemelerin varlığının ortadan kalkması, asker, sivil tüm yurttaşların doğal ve sivil mahkemelerde yargılanmaları gerektiğini savunmaktadır), Yüksek Askeri Şura kararlarına ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararlarına karşı yargı yolunun açılması, Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin kaldırılması, Terörle Mücadele Kanunu'nun yürürlükten kaldırılması.
Bağımsız ve Tarafsız Yargı İçin
Bağımsız ve tarafsız yargının yapılandırılması için, Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin değiştirilerek kabulü hakkında kanun, Hakimler ve Savcılar Kanunu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu, Avukatlık Kanunu, Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun, Askeri Hakimler Kanunu, Askeri Mahkemeler Kuruluş ve Yargılama Usulü Kanunu, Askeri Yargıtay Kanunu, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu, Danıştay Kanunu, İdari Yargılama Usulü Kanunu değiştirilmelidir.
Demokrasi, insan hakları ve kültürel haklar için
* Düşünce, dil, din, inanç ve kültür özgürlüklerini sınırlandıran, yasaklayan ve cezalandıran hükümler içeren Türk Ceza Yasası, Nüfus Kanunu, Soyadı Kanunu, Sinema ve Müzik Eserleri Kanunu, Radyo ve Televizyon Kuruluşu ve Yayın Kanunu, Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu, Dernekler Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu, Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi Kanunu'ndaki ilgili hükümler yürürlükten kaldırılmalıdır.
* Örgütlenme özgürlüğünün ve yurt yönetimine katılma hakkının sağlanması için; Siyasi Partiler Kanunu, Milletvekili Seçimi Kanunu, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, OHAL Kanunu, Sendikalar Kanunu, Dernekler Kanunu ve Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri kanunu tümüyle değiştirilmelidir.
MGK'ya son
Sivil otoritenin halk iradesine dayalı oluşundan hareketle, Milli Güvenlik Kurulu'nun Anayasal bir organ oluşuna son verilmesi, Milli Güvenlik Kurulu ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Kanunu'nun yürürlükten kaldırılması gerekiyor.
İHD ayrıca şu taleplerde bulundu :
* Genel Af ilan edilmelidir.
* İfade özgürlüğü tam bir koruma altında olmalıdır.
* Barış dönemi-savaş dönemi ayrımı yapmaksızın ölüm cezası tümüyle yürürlükten kaldırılmalıdır. Bunun için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ek 13 numaralı protokol imzalanmalı ve onaylanmalıdır.
* BM İşkencenin Önlenmesi Sözleşmesi'ndeki işkence tanımı Ceza Yasası'na alınmalı, işkencenin önlenmesi için yasal, idari, yargısal ve eğitsel önlemler mutlaka alınmalıdır. Anayasa'nın 129. maddesindeki izin sistemine son verilmelidir. Cumhuriyet Savcıları doğrudan ceza soruşturması yapabilmelidir. Seçilecek Başbakan'ın ilk işi, işkencenin önlenmesi konusunda yanına Adalet ve İçişleri Bakanlarını da alarak kamuoyuna açık bir deklarasyonda bulunmalıdır.
* F tipi cezaevleri kapatılmalıdır. F tipi cezaevleri hücre (tecrit) esasına dayalıdır. Halâ tecrit amacından ve uygulamasından vazgeçilmiş değildir. Sorun diyalogla çözülmelidir.
İHD'nin hazırladığı raporda, "İnanç özgürlüğü", "Kadın hakları", "Çocuklar, gençler, engelli ve yaşlılar", "Farklı cinsel tercihi olanlar", "Kürt sorunu" ve "Çevre" başlığı altında çeşitli konulara ilişkin gözlem ve değerlendirmelerine yer verdi. (EÖ/BB)