Fotoğraf: TTB
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu ve Diyarbakır Tabip Odası Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu, Diyarbakır Tabip Odası ev sahipliğinde “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü” vesilesiyle basın açıklaması yaptı.
Açıklama öncesi TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Adalet Çıbık, tutuklu TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı’dan kadınlara gelen mesajı okudu:
“Sevgili kız kardeşlerim,
Patriyarkanın saldırılarının giderek arttığı bir dönemden geçiyoruz. Biz hekimler, tüm travmalarda olduğu gibi kadına yönelik şiddette de birincil sorumluluğu olanlarız. Kadına yönelik şiddete yalnızca erkek şiddetini belgelemek ile yaralara pansuman yapmak ile çözüm olamayacağımızı biliyoruz. İşte tam da bu nedenle pandemiyi fırsata çevirenlere, İstanbul Sözleşmesi’ni feshedenlere, kadın sağlığını yok sayan sağlık politikalarına, cezasızlık ödülü dağıtan erkek yargıya karşı ezcümle patriyarkaya karşı mücadele ediyoruz.
Bu 25 Kasım’da aranızda olamasam da; biz kadınlar evde, sokakta, işyerlerinde, hücrede… Kadınlar için, özgürlüğümüz için hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz.”
TIKLAYIN - Şebnem Korur-Fincancı: Hakikat bizi insan kılar
TIKLAYIN - Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı kimdir?
TIKLAYIN - Avukat Meriç Eyüboğlu: "Karalama operasyonu yapılıyor"
“Şiddet, baskı, savaş kadınları hedef alıyor”
Mektubun ardından Diyarbakır Tabip Odası Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu üyesi Dr. Rojda Tayfun, “Şiddetin Her Türlüsüne Karşı Mücadelemizi Sürdürüyoruz” başlıklı basın açıklamasını okudu:
“Biz kadınlar her yeni güne yeni bir şiddet, baskı, savaş gerçeğiyle başlıyoruz. Bitmeyen savaşlar, ekonomik krizler, yoksulluk, tarihin her döneminde olduğu gibi toplumda yine en önce kadınları hedef alıyor.
Savaşlar, ekolojik yıkım ve pandemi gerçeği ile tekrar gördük ki krizlerden beslenen erkek iktidarlar olurken, yıkıcı sonuçlarından en fazla ve ilk olarak kadınlar etkileniyor.
Krizler, kadınlara yönelik saldırılar için fırsata çevriliyor. Polonya’da kürtaj yasasının çıkışı, ülkemizde İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, pandemi ile güvencesiz çalışmanın yerleştirilmesi bu saldırılara son örneklerden. Cezasızlık ile ödüllendirilen erkek şiddeti, İstanbul Sözleşmesi’nin feshi sonrası kadınları hayattan koparmaya devam ediyor.
Emek alanında ise pandemi bahanesiyle getirilen güvencesiz çalışma koşulları, kadınlara dayatılmaya devam ediliyor. Derinleşen ekonomik kriz ile kadınlar erkeklere oranla daha fazla yoksullaşıyor, işsiz bırakılıyor. Yoksulluğun getirdiği sorunlarla bakım emeği sırtlarına yüklenmiş olan kadınların kaygıları, yaşam stresleri kat be kat artıyor.
Her alanda sıkışmış kapitalist ataerkil sistem çözümü kadınları, emekçileri, akademiyi, bilim insanlarını hedef almakta buluyor. Son olarak TTB Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanması ile topluma gözdağı verilmeye çalışılıyor.
Ancak hem dünyada hem de ülkemizde artan bu saldırılara karşı, kadın mücadelesi de hız kesmeden devam ediyor. İran’da molla rejimine karşı çıkan kadınların direnişi tüm kadınlara cesaret veriyor.
Savaşın, ekolojik yıkımın, tüketim toplumu dayatmasının, ölümün karşısında üretken, örgütlü, özgürlükçü, yaşamdan yana olan kadınlar var.”
Kadınlar ve LGBTİ+'lar Direniyor, Kazanıyor -1 Kadınlar Birlikte Güçlü / Selin Top
Kadınlar ve LGBTİ+lar Direniyor, Kazanıyor -2 Kadın Zamanı Derneği / Dilek Başalan
Kadınlar ve LGBTİ+'lar Direniyor, Kazanıyor- 3 Mor Çatı Vakfı / Açelya Uçan
Kadınlar ve LGBT+'lar Direniyor, Kazanıyor- 4 Kadın Savunması / Rüya Kurtuluş
(AS)