Şişli 2. Asliye Mahkemesi Savcısı İsa Dalgıç, Agos gazetesi imtiyaz sahibi Serkis Seropyan ve yazı işleri müdürü Aris Nalcı'nın "yargıyı etkilemeye teşebbüs etmek" iddiasıyla üç yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.
Hakimler Metin Aydın ve Hakkı Yalçınkaya'yı "objeftif olamayacağı" düşüncesiyle reddeden müdahil avukatlarının bu talebi, İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nden sonra, 7 Nisan'da da bir üst mahkeme olan 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce de reddedildi.
Hakim Hasan Barut başkanlığındaki 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin son kararı, "İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı usul ve yasalara uygun olmakla sanık ve vekillerinin itirazı reddedilmiştir" ifadesiyle sınırlı kaldı.
Agos avukatları savunma yapmadı; uygulamayı eleştirdi
Sanık gazetecilerin katılmadığı bugünkü (26 Mayıs) duruşmada avukatları, mahkeme başkanı Hakkı Yalçınkaya'nın kovuşturmanın genişletilmesi yönünde talepleri olup olmadığının kendilerine sorulmadan Cumhuriyet savcısına esas hakkında mütalaa sunması için söz verilmesine tepki gösterdiler.
Reddi hakim taleplerine iki mahkemenin de gerekçesiz şekilde reddetmesini eleştiren müdahil avukatlardan Bahri Bayram Belen, "Bize söz verseydiniz, davanın genişletilmesi yönünde bir talebimizin olmayacağını ve savunma yapmayacağımızı ifade edecektik" diyerek sitem etti.
Çetin'den AİHM'e yaptı: "Profesyonel yargıç yayınlardan etkilenmez"
Ceza Yasası'nın (TCK) 288. maddesinin aslında savunma hakkını ve sanığın masumiyet karinesini korumak amacıyla uygulanması gerektiğine işaret eden avukatlardan Fethiye Çetin de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Baader- Almanya Kararı'nda "Profesyonel yargıçlar yayınlardan etkilenmez" vurgusu yaptığını kaydetti.
Savcı Dalgıç'ın ceza istediği yazıda hangi ifadelerle yargının etkilendiği konusunda hiç bir açıklık getirmediğini savunan Çetin, kararda "Eğer devleti yönetenlerce yargıç üzerinde bir etkileme teşebbüsü olursa işte sakıncalı olan budur. Jürili sitemlerde dahi kamu menfaatini ilgilendiren konularda bu tür yayınlar basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir" dendiğini anımsattı.
Doğan, 301'den iki cezayı hatırlattı; "Karar belli" dedi
Yargıçlar Aydın ve Yalçınkaya'nın da görev yaptığı mahkemenin Hrant Dink'in, diğer bir davada da oğlu Arat Dink ve Serkis Seropyan'ı 301'den mahkum ettiğini anımsatan Avukat Erdal Doğan da, "Mahkemeniz sanıkları linç havasında ve yok etme mantığı içinde hareket eden grubun duygu ve düşüncelerini kararına gerekçe olarak bizzat eklemiştir. Bu gerekçe de şu anki iddianamede yer alıyor" dedi.
Doğan, "Mahkeme, iki yanlış yapmıştır. İki yanlıştan bir doğru çıkmayacağına göre, savunma yapmak da yersiz. Karar bellidir çünkü" diye konuştu. Avukat Kemal Aytaç da, meslektaşlarının beyanlarına katıldığını ifade etti.
Dosyayı incelemeye almaya karar veren mahkeme, duruşmayı 18 Haziran, saat 14.30'a bıraktı. Bu tarihten mahkemenin kararını açıklaması bekleniyor.
"Yargı sistemi ideolojisiyle kendini ele verdi" tespitine dava
Hrant Dink'in öldürülmeden önce "Ermeni soykırımı"nı tanıdığını ifade ettiği sözler nedeniyle oğlu Arat Dink ve Seropyan'ın birer yıl hapisle cezalandırılması üzerine, Agos gazetesinin 9 Kasım 2007 tarihli sayısında "Akıllı Tahta" başlıklı yazı yayımlanmıştı.
Yazıda, gazetede yayımlanan haberin "suç" oluşturma nedeninin yazının kendisi olmadığı, Türk halkının psikolojisi nedeniyle "suç" haline geldiği görüşüne yer verilmişti. (EÖ)