İpekyüz, medyada yer alan savaş haberlerinin insani boyutuyla verilmediğine dikkat çekerek, bu haberleri sürekli izlemenin insani duyguları köreltebildiğini belirtti.
Bianet'e açıklama yapan Dr. İpekyüz, Doğu ve Güneydoğu bölgesinde Olağanüstü Hal (OHAL) döneminden bu yana travmatik ve post travmatik stres bozukluklarında artış olduğunu vurgulayarak "Büyük bir belirsizlik var, hükümet de açıklama yapmıyor" dedi.
"Irak'takiler ilk anda tepkisiz"
* Irak'taki insanlar çok uzun dönemden beri bir ölüm tehdidi altında yaşıyorlar. Savaş ruh sağlıklarını tamamen olumsuz şekilde etkiliyor. Savaşı yaşarken tepkisiz kalarak, duygularını yansıtmıyorlar, ama yaşadıklarının etkisi mutlaka bir süre sonra ruhsal bozukluklar şeklinde ortaya çıkıyor.
* Irak hükümeti bu dönemde milliyetçi duyguları yücelterek, savaşın kazanılacağına ilişkin umut vererek, insanları dinamik tutmaya çalışılıyor.
* Amerikan askerlerinin savaşa psikolojik olarak da hazırlanarak gidiyor. Milliyetçi ve şoven söylemlerle rehabilite ediliyorlar. Zaten yüz yüze bir savaş yapılmadığı için savaştan daha az etkilenebilirler. Ama savaşa giren askerlerin savaş sonrası bir çok psikolojik bozukluk yaşadığı kanıtlanmış durumda.
"OHAL'den sonra şiddet arttı"
* Türkiye'de 20 yıldan fazla süren iç savaş sürecinde ve yakınlarındaki savaşlardan burada yaşayanların hem ruhsal durumları hem de yaşam koşulları etkilendi. Hayata karşı umutsuz, hayal kırıklıklarıyla bakmaya başladılar.
* OHAL'den bu hale geçiş, karamsarlık ve şiddet duygularının ve olaylarının artmasına, panik durumunun yaygınlaşmasına neden oldu. Bunun etkilerini şimdilerde yaşıyoruz. Bu tip savaş gibi olağandışı durumlarda ilk olarak sakin bir ruhsal durum gözlenir, tepkisiz kalınır. Daha sonra bunların birikimleri insanı olumsuz yönde etkiler. Şiddetin artması gibi etkileri ortaya çıkar.
"Savaş toplumsal ilişkilere yansıyor"
* Savaşın şiddetini medyadan sürekli izlemek duyguların körelmesine neden oluyor. Televizyonlar reyting kaygısıyla savaş haberleri yapıyor. Ölümler ve insanların çaresizliği yansıtılmıyor.
* Bu şekilde ruh sağlığımızı korumamız çok zor. Sabah günaydın dedikten sonra savaşı konuşuyoruz. Türkiye'de herkes tedirgin, daha kötü bir şeylerin olacağına ilişkin bir beklenti taşıyorlar. Bu toplumsal ilişkilere de yansıyor, hayata karşı umut kaybediliyor.
* İnsanların savaşa karşı tepkilerini dile getirememeleri eyleme psikolojik duygulardan çok, toplu eylem yapma alışkanlıklarının olmamasından kaynaklanıyor.
* Diyarbakır Tabip Odası olarak savaş nedeniyle bir kriz merkezi oluşturduk. Savaş dönemlerinde psikosomatik şikayetlerde artış oluyor. Birçok insan başım ağrıdı diyerek doktora geliyor, ama bunu nedeni savaştan dolayı yaşanan sıkıntı. Savaşın etkileri 40 gün sonra farklı şikayetler şeklinde ortaya çıkar.(ÖG/BB/NK)