Cenk Kalesi'ndeki çatışmayı, kaleye giren ilk gazeteci olarak, Nevin Sungur, dün İFSAK'taki söyleşide "savaş"ı anlattı. Sungur, kameraman Cumhur Çatkaya ile birlikte yaptıkları "Kale-i Cengi'de isyan" haberiyle Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 2002 yılı "En iyi televizyon haberi" ödülünü almıştı.
Günün bir başka konuşmacısı da "Savaş Çocukları" başlığıyla fotoğraf sergisi açan gazeteci Hakan Denker'di.
İFSAK'taki söyleşi öncesi, Cenk Kalesi haberinin öncesi ve sonrasıyla anlatıldığı video gösterimi vardı.
Televizyonda gösterilenlerin anlatmadığı...
Üç kişilik bir ekiple Özbekistan'dan Amu Derya suyu üzerinden gemiyle Afganistan'a geçen Sungur'un belgeseli, gemide bir Amerikalı gazeteciyle yaptığı söyleşiyle başladı:
"Savaşın içine gidiyoruz ama, bir Amerikalı olarak orada neler yaşandığı hakkında hiçbir bilgim yok" diyordu Amerikalı gazeteci. "Televizyonlardan gösterilenlerden hiç kimse burada neler olduğunu anlayamadı.Tek isteğim ülkemdekilere ve dünyaya gerçeği anlatmak"
Afganistan Savaşı'nı görüntülemek üzere NTV muhabiri olarak bölgeye giden Nevin Sungur, Afganistan'a girmeden Özbekistan sınırında bir ay bekletilmiş ve ancak 25 Kasım 2001'de ülkeye girebilmiş. Cenk Kalesi'ndeki Taliban esirlerinin çıkardığı söylenen isyan hakkında Sungur şunları anlatıyor:
* Kalenin çok yakınında olmamıza rağmen, içeride neler olduğunu tam olarak bilemiyorduk. Esirlerin tümü öldükten sonra bile, neler yaşandığını öğrenemedik. Benim bildiklerim de herkesin bildikleri gibi esirlerin isyan çıkardığı ve çatışmaların böyle başladığı oldu.
Gözümüzün önünde...
* Cenk Kalesi'ne gittiğimizde iki gündür başlayan çatışmalar devam ediyordu. Kalaşnikof sesleri, tank sesleri, roketatar sesleri arasında yavaş yavaş Kale'ye yaklaşmaya çalıştık. Kale duvarının kenarına geldiğimizde, kalenin üzerinde devam eden çatışmaları gördük. Gözümüzün önünde birçok asker yaralandı. Türk olduğumuzu bildikleri için içerideki Taliban milisleri arasındaki Çeçenler'le anlaşabileceğimizi zannettiler ve o şekilde kaleye girebildik.
* Kuzey İttifakı'nın askerleri, Taliban güçlerinin öldürüldüğünden emin olduğu için içeri girdi. Biz de onlarla beraber girdik. İçeride bizden başka gazeteci yoktu. Etraf korku filmini andırıyordu. Her tarafta cesetler vardı. Az da olsa çatışmalar devam ediyordu ve aynı zamanda kendimizi korumak zorundaydık ve hedef olduğumuzun farkındaydık.
Amerikan askerleri sert davrandı
* Çatışma sonrası kaleye gelen ABD askerleri basına karşı oldukça sert davranıyordu. Hatta askerlerden bir tanesi elindeki tüfeğe mermisini sürerek bizi kovmak istedi ve çekim yapmamamızı istedi.
* Savaşa gitmeden önceki dünyaya bakışınız, savaşla birlikte tümden değişiyor. Afganistan'daki savaşta insan hayatının ne kadar değersizleşebileceğini gördüm. Orada ölüm her yönüyle çok vahşi. İnsanların bu kadar kolay öldürme cesareti ve sıradanlığı içinde olduğunu görünce, hiçbir şeyin ölçüsü yok dile düşünüyorsunuz. Aklınız mantığınız ve duygularınız yok oluyor. İnsanı o şekilde görmek çok ürkütücü.
* Savaşın gerçek nedeninin bölge üzerdeki petrol ve doğalgaz politikaları olduğunu, uyuşturucu ticaretinden ne kadar çok kişinin zengin olduğunu biliyordum. Afganistan öyle bir yer ki, çıkarlar nedeniyle bölgede yaşayan farklı grupları çok kolay birbirlerine düşürebiliyorlar. Savaş Afganistan'da bir yaşam biçimi haline gelmiş.
Kadın muhabirler kameramanlarıyla evleniyordu
Taliban döneminde Afganistan'a giden ve 10 gün Taliban askerlerinin elinde esir kalan Hakan Denker , Nevin Sungur'un haberini çok kıskandığını, savaşın etkileyici görüntülerini yayınlamanın izleyicilerde savaş karşıtı bir tutum yaratmada etkili olduğunu söyledi.
Denker konuşmasında savaş muhabirliğini anlattı:
* Taliban döneminde Afganistan'a girmek çok zordu. Kadın muhabirler, ülkeye girmek için kameramanlarıyla evleniyorlardı. Esir kaldığım sürede tüm insani koşullardan uzak yaşadım. Sadece aptestim bozuldu deyince yıkanmama izin veriyorlardı. O sürede hiç kılmadığım kadar namaz kıldım.
Gazeteciyi dengesizleştiren
* Çoğu gazeteci arkadaşımız benim kadar şanslı değil, ölenler, çok ağır yararlananlar var. Gazeteciliğin en zor yönü bir süre sonra savaşa, çatışmalara alışmak zorunda kalıyorsunuz. Gündüz bir hücre evi baskınına katılıp, akşam bir balo haberi yapan gazeteci dengesizleşiyor.
Söyleşiyi yöneten İfsak'lı Murat Yaykın konuşmalar arasında Afganistan hakkında bilgiler verdi ve Feminist Kadın Çevresi Dergisi'ndeki "Afgan Kadınlar" yazısından alıntılar yaparak kadınların durumunu anlattı.
Afganistan'ı daha yakından tanımak isteyenler, İfsak'ta yerli ve yabancı fotoğrafçıların eserlerinden oluşan "Başka Bir Dünya Afganistan" fotoğraf sergisini 15 Mart'a kadar görebilir.
(ÖG/NU)