Savaşa en yakın bölgede
Olay üzerine açıklama yapan KESK (Kamu Emekçileri Sendikası) Kadın Sekreteri Sevgi Göyçe, yaşananların erkek egemen zihniyet ve savaşla bir bağının olduğunu söyledi:
"Bu olay ülkemizde erkek egemen zihniyetin, gelenekler ve yasalar tarafından korunması sonucu, kadına yönelik şiddetin en üst düzeye varmasının bir sonucudur. Ayrıca savaş dönemlerinde hayatın her alanına hakim olan şiddet, biz kadınların bedenine yönelik saldırıya dönüşüyor. Bu nedenle radyo, televizyon ve gazetelerden şiddet dolu haberlerin aktığı, yaşamımızın şiddetle çevrildiği bir dönemde ve savaşa en yakın bölgede böyle bir olayın meydana gelmesi tesadüfi değildir."
Şiddetten arınmış çalışma ortamı
Göyçe, "Savaş İstemiyoruz" yazılı kokart takan KESK'li kadınlar hakkında soruşturma açılmasına da dikkat çekerek, üyeleri için güvenli çalışma ortamı talep etti:
"Kamu emekçilerinin yüzde 33'ünü oluşturan bizler, güvenli ve şiddetten arınmış bir çalışma ortamının sağlanması için gereken acil önlemlerin en kısa sürede alınmasını talep ediyoruz. Mahkeme süresince tecavüz ve şiddet mağduru arkadaşlarımızın yanında olacağız."
Kadına yönelik şiddet, salgın gibi yayılır
Eğitim Sen Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada da yaşanan olayın tesadüf olmadığı belirtildi:
"Silahlı çatışma ve savaş dönemlerinde, kadına yönelik şiddet salgın gibi yayılır. Özellikle uzun süren bir çatışma ortamını yaşayan ve ABD'nin Irak'a saldırısı nedeniyle militarizmin tırmandığı bölgede, kadına yönelik şiddetin, töre cinayetleri ve tecavüz olaylarının bu denli sık yaşanması tesadüfi değildir."
Şiddetin gözden kaybolmaması için
Amargi, Kadın Akademisi Girişimi'nden kadın çevrelerine yapılan çağrıda da "Yaşanan olayın savaş ile bağlantılı olduğunu düşünüyoruz. Genel savaş gündeminin içinde kadınların yaşadıkları şiddetlerin gözden kaybolması riski taşıdığını düşünüyoruz. Bu nedenle,bütün kadın arkadaşlarımızı ortak tavır geliştirmeye davet ediyoruz" denildi. (FK/BB)