Yazar, durumun Latin Amerika için şüphesiz daha kötü olacağını öngörüyor. Bu bölgeyi arka bahçesi olarak gören imparatorluğun hırs ve doktrinlerinin hesaba katılmasının gerekli olduğunu söylüyor.
Daha önce Kolombiya'nın başkenti Bogota'da yaptığı bir konuşmada Saramago, Bush'un "gezegen üzerindeki en büyük yalancı" olduğunu belirtmişti ve ABD başkanının bu bölgeye odaklanması halinde, Latin Amerika'nın korkuyla titremesi gerektiğini eklemiş ve "Aynı şeyi Afrika için de söyleyebilirdim; ancak uluslararası bir panik yaratmak istemiyorum" diye de şaka yapmıştı.
Saramago dikkatini dünyanın geri kalanına çevirerek, Caracas'daki dinleyicilerine Birleşik Devletler'in Irak'ı asla terk etmeyeceğini söyledi, "Çünkü ABD'nin Asya'ya açılan kapı olan Orta Doğu'yu kontrol etmeye ihtiyacı var. Şu anda zaten Özbekistan'da askeri üsleri mevcut" diye ekledi.
Saramago Çin, Hindistan ve belki de Brezilya gibi, ABD'nin yeni rakiplerinin ortaya çıkması halinde, durumun daha da karmaşıklaşabileceğini de öngörüyor.
"Ben sol inançları olan bir insanım ve her zaman da öyle oldum." diyor 82 yaşındaki yazar. "Ne zaman uluslararası siyaset konularında görüş bildirmem gerekse, sadece ve sadece şu iki soruyu sorarım: Kaç ülkenin Birleşik Devletler'de askeri üssü var? Ve kaç ülkede Birleşik Devletler'in askeri üssü yok?" diye ekliyor.
Ama Saramago Caracas'daki gazetecilere sözlerini daha da vurgulamak için üçüncü bir soru daha sordu: "Venezüella Başkanı Hugo Chavez gibi birinin Alaska kadar uzakta bile olsa ve yalnızca bir Venezüella bayrağı dikmek için bile olsa, Bush'tan bir askeri üs kurmak için toprak talep etmesi halinde, Bush'un ne diyeceğini tahayyül edebiliyor musunuz?" Bu soru dinleyicilerin kahkahalarına yol açtı.
Saramago, gelecek ay yapılacak olan uluslararası bir kongre öncesinde geçtiğimiz ay Venezüella'daydı. Bu toplantı, Chavez'in "barışçı bir toplumsal devrim" olarak nitelediği siyasi ve toplumsal reformlar ile dayanışma içinde olduklarını göstermek isteyen aydınları bir araya getirecek.
"Chavez taraftarı değilim ve güçlü kişilere ya da mesihlere inanmam, ancak Hugo Chavez'in Venezüella insanının beynine ve kalbine giden yolu keşfetmiş olduğunu ve onun birşeyleri değiştirmek istediğini görüyorum" diyor Saramago.
Saramago'nun Venezüella'daki muhalifler ile ilgili sert eleştirileri de oldu. "Benim gibi biri için, seçimlerde ve referandumda demokratik olarak yer alan ancak daha sonra insanların demokratik iradelerini kabul etmemekte ısrar eden bu insanları anlamak mümkün değil. Bu insanların sağduyusuna bir hakarettir ve ben bunu anlamakta güçlük çekiyorum."
Yazar, Chavez ve çalışma arkadaşlarının geçtiğimiz 6 yılda Venezüella'da yapılmış olan 8 seçimde oyların çoğunu elde ettiğini de hatırlattı. Söz konusu oylamalar arasında, 15 Ağustos'taki başkanlık için yapılan güven oylaması da bulunmaktadır. Bu seçimde katılım oranı istisnai olarak yüksekti ve oy katılanların yüzde 59'u Chavez'in ülkelerinin başkanı olarak kalması doğrultusunda oy kullandılar.
Saramago Venezuela'nın "oldukça sorunlu bir yakın tarihi olduğunu" belirtti. Latin Amerika ve Karayipler'in "yeni sömürgecilik girişimleri ile dolu olması beklenen 4 gerilimli sene" ile karşılaşacağı gerçeği karşısında bile, Chavez'in "bu benzeri olmayan deneyimini" başarılı bir sonuca ulaştırabileceğini umduğunu sözlerine ekledi.
Chavez Rusya ve Orta Doğu'da bir dizi resmi ziyarette bulunduğundan Saramago onunla görüşme imkanı bulamadı. Ancak Venezüella Televizyonu, Nobel ödüllü yazar ile eskiden önemli bir araştırmacı gazeteci olan Başkan Yardımcısı José Vicente Rangel'in yaptığı röportajı yayınlama imkanı buldu.
İspanyol dili üzerine Arjantin, Rosario'da düzenlenmiş olan 3. Uluslararası Kongre'ye henüz katılan Saramago, siyaset hakkında "isteyerek ve bilerek" konuştuğunu vurguladı. En son romanı olan "Berraklık"'ın (Lucidity) önceki romanlarından farklı olarak açıkça politik olduğunu belirtti. Saramago bu son romanında Baltasar ve Blimunda'dan da-İsa Mesih'e göre hakikat ve Mağaralar- bahsediyor
"Berraklık" hayal ürünü bir şehir -1995'de yayınlanan romanı "Körlük"te de (Blindness) yer alan- hakkında. Bu şehirde nüfusun çoğunluğu boş oy kullanmaya karar veriyor. Saramago bu tarz bir siyasi duruşu desteklemediğini vurgulasa da demokrasinin tazelenmesi gerektiğine inanıyor.
Şu anda " siyasi gücü belirleyen unsurun iktisadi güç olduğunu ve hükümetlerin de iktisadi gücün siyasal işlevcileri olduklarını" ortaya koyuyor..
Yazarlar bu duruma karşı koymak için ne yapabilirler? "Her hangi bir vatandaştan daha fazla birşey yapamazlar, çünkü eğer birşeyleri değiştirebilselerdi, çoktan yapmış olurlardı." Kişisel olarak ben yazarken, insanların düşünmelerini sağlamaya çalışıyorum" diyor ve ekliyor:
"En azından birşeyler yapmaya çalıştığımı bilmeden yaşamı terk etmek istemezdim."
Ne yapılması gerektiğine gelince, "İnsan haklarının yakından gözetilmesinin talep edilmesi ve bunun korunmasından daha etkili bir yöntem olduğunu sanmıyorum."(BB)
* Haberi, Emre Cinemre Türkçeleştirdi.