İktidar partileri, Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller kendilerini başarılı göstermeye çalışırken, muhalefet partileri de iktidar partilerini geçen seçim döneminde verdikleri sözleri yerine getirmemekle suçlayarak, seçmenlerden bu "yalancılığın" cezalandırılmasını talep ediyorlar.
Ancak, SPD lideri ve Başbakan Gerhard Schröder, iktidar koltuğunu bırakmaya niyetli görünmüyor.Gerek iç politikada, gerekse de dış politikada atak davranarak, muhalefetten daha popülist söylemlere dayalı aktif uygulamalarda bulunuyor.
Yabancılar ve işsizlik
Bir başka ifadeyle, muhalefetin, popülist söylemler sözlüğünden yararlanmasına imkan verecek boşlukları ortadan kaldırarak, muhalefetin seçmenleri etkilemesini engellemeye çalışıyor.
Muhalefetin, seçim stratejisinin bel kemiği olarak belirlediği iki konuda - Yabancılar ve işsizlik -, muhalefeti köşeye sıkıştırarak tek yumrukta nakavt etmeninin planlarını yapıyor.
"Göçmen yasasını" çıkararak, yabancılar konusunu tartışma gündeminden dışına atmayı hedeflerken, işçi bulma kurumundaki usulsüzlükleri medyaya taşıyarak, işsizlikle ilgili açıklamalarda inandırıcılığı ortadan kaldırıyor...
Seçimlere doğru, o da her öğrenci gibi karnesindeki kırık notları düzeltme, birinci iktidar dönemini başarıyla tamamlayarak, ikinci iktidar dönemine başlama planları yapıyor. Alman Şansölyesi Schröder'in karnesine bakıldığında, parlak bir öğrenci olduğu söylenemese bile, başarılı olduğu söylenebilir.
"Ya olacak, ya olacak"...
Schröder, gerek partide, gerek hükümette ortaya çıkan sorunları, "ya olacak, ya olacak" yöntemini başarıyla kullanarak çözüyor. Ağırbaşlılık, ciddiyet gibi liderliği tanımlayan kavramların "eskidiğini" düşünüyor.
"İmaj ve vizyon" kavramlarından yola çıkıyor, İtalyan tasarımı palto reklamında, Audi marka arabanın yeni modelinin testlerinde konu mankeni oluyor. Kendi politikalarını eleştiren bakanları görevden alıyor. Muhalefetin eleştirilerine hedef olan bakanları çok yönlü koruması altında.
Nazi partisinin kapatılma davasında, Anayasa mahkemesine gönderilen bakanlık tanıkları hükümet ajanı çıkınca, muhalefetin istifasını istediği İçişleri bakanına arka çıkıyor...
Böylece, alışılmış klasik lider profiline karşı, döneme uygun "yeni" bir lider profili çiziyor. Bir gazetede saçlarını boyattığıyla ilgili haberi, yeni profilini zedeleyeceğini düşünerek, "yalan haber yazmaktan" gazeteyi mahkemeye veriyor. Gazete haberi tekzip ettiği halde, davadan vazgeçmiyor.
Küreselleşmeye uygun
Aldığı kararları uygulamaya sokarken, kararlı ve hızlı davranması ile, küreselleşme sürecine uygun bir lider profili çizen Schröder, kamuoyu yoklamalarında, rakibi Hıristiyan Sosyal Demokrat Parti'den (CSU) Dr. Edmund Stoiber'den birkaç puan önde gözüküyor.
Schröder, halktan yana sosyal demokrat politikalardan değil, işverenden yana ekonomik-siyaset yapmakla mümkün olduğunu görerek, iktidarı ele geçirdiğinden beri, işverenleri rahatlatacak yasal düzenlemeler yapıyor.
Artık işverenlerin de "sevdiği" bir sosyal demokrat iktidarı var Almanya'nın. Alman işverenleri, bu sevgilerini, göçmen yasası tartışmalarında, muhalefetin yanında değil, Schröder'in arkasında durarak açığa vurdular.
"Cici sosyal demokrat"
Ekonomideki durgunluğu, dünya ekonomisindeki durgunluğa bağlayarak, eleştirilerden kıl payı da olsa kurtulmaya çalışan, "cici sosyal demokrat" Schröder, muhalefetin işsizlik sorunuyla ilgili eleştirilerinden İş ve İşçi Bulma Kurumu'nda bildiği yolsuzlukları kamuoyuna açıklayarak kurtulmaya çalışıyor.
İş bitirici Başkan...
İstatistiklere göre 4 milyon 300 bin işsizi, yine istatistiklere göre, seçimlerde söz verdiği sayıya, 3 milyona düşürme maharetini gösterebildi.
Schröder'in işsizlikle ilgili görüşleri şöyle:
* İş ve İşçi Bulma Kurumu görevini yapmamaktadır. İşsizlik başvurusu için kendine gelenlerin kaydını yapmak dışında, yapması gereken diğer görevlerini aksatmıştır.
* Araştırmalara göre, İşsizlik Kurumu'na kayıtlı olanlardan 1 milyon 100 bini çalışmak istemiyor. Ayrıca liseyi bitirdikten sonra, kuruma kaydını yaptırıp sonra da yüksek öğrenime devam edenler de, açıklanan işsizlik sayısı içinde gösteriliyor.
* Bu sayılar düşüldüğünde görülecektir ki, gerçek işsiz sayısı üç milyonun altındadır.
Schröder, işsiz sayısında artışa yol açan bu "tembelliği" ortadan kaldırmak için, işsizlik parası ödeme süresini ve sosyal hakları kısıtlayıcı tedbirler almak üzere, yeni reformlara gidileceğinin sinyallerini veriyor.
Siyasal söylemlerindeki kıvraklığı, rakamlara aktararak, problemi kendi istediği sonucu verecek biçimde çözümleme yeteneğiyle, gerekli yerlere, iktidar için "olgun" ve "pişkin" bir kişilik olduğunun sinyallerini de göndermektedir.
O, tek adam...
Devlet örgütlenmesindeki korparatif anlayışı küreselleşme sürecine uygun hale getirmek için, devletteki karar mekanizmasını hızlandırmak amacıyla, uzmanlığın yerine esnekliği öne çıkartmaya çalışıyor. Partide ve hükümette "tek"liği yerleştirecek adımlar atıyor.
11 Eylül sonrası dış politikada attığı adımlar buna bir işaret sayılabilir. Amerika Birleşik Devletleri'nin çağrısına, anında olumlu yanıt vererek, tartışmayı sonraya bırakmasını eleştirenleri, "önce tartışalım, sonra karar verelim demek, Almanya'nın uluslararası ilişkilerde pasif kalmasını savunmak anlamına gelir" diye yanıtlamıştı.
Kararın parlamentodaki oylanması sırasında, partiden yükselen cılız muhalefeti, "kararı doğru bulmayan varsa çekip gider"anlamına gelen sözleriyle, koalisyon ortağını ise, "koalisyonun başka alternatifleri de vardır, ben size mecbur değilim yollu" açıklamalarıyla "ikna" etmiştir.
Orta sahadaki başarı
Sosyal demokraside "tek patron" uygulamasında başarılı girişimlere imza atan Schröder'in, siyasetin orta sahasını parsellemede gösterdiği başarı, onu seçimlerin favorisi durumuna getiriyor.
İktidara tırmanırken merdiven olarak kullandığı "yeni orta, yeni Almanya" sloganını, iktidarı boyunca gelecek iktidarlarının sağlam zeminine dönüştürmeye çalıştı.
Öyle ki, Alman siyasetinin "yaramaz çocuğu" olarak tanınan Yeşiller'i, orta sahanın uysal "yedek oyuncusu" konumuna getirmekle kalmayıp, orta sahayı kendilerinin tapulu arazisi sayanları "tapulu arazimizi elimizden alıyor" diye feryat etmeye zorlayabiliyor.
O, dersine iyi çalıştığından emin. O yüzden de, ekonomik durgunluğa, işsizlik dalgasının yarattığı huzursuzluğa, muhalefetin notu kıt öğretmenlerinin "ülkeyi yabancılar istila edecek, kendi çocuklarımız işsiz kalacak" "çığırtkanlı"ğına karşın, Eylül'de seçmen jürisinden geçerli notu alacağını düşünüyor... (Aİ/NM)