Barbaros Şansal'ın sınırdışı edilmesi ve linç girişimi Kuzey Kıbrıs’ta tepki topladı.
Cumhurbaşkanı “nefret tohumlarının yeşertilmeye çalışıldığını” söyleyerek kaygılarını dile getirdi, politikacılar hükümete ülkenin kutuplaşmaya gittiği yönünde eleştirilerde bulundu.
Şansal'ın sınırdışı edilmesine sebep olan gazeteciler ve İstanbul'da maruz kaldığı linç girişimini protesto eden imza kampanyasında da Kuzey Kıbrıs’ın “Türkiye’nin içine girdiği şiddet sarmalının içine çekildiği” uyarısı yapıldı.
İmza kampanyası
#barbarossansalicinadalet #FreeBarbaros hashtagları ile sosyal medyada paylaşılan imza kampanyasında Şansal’ın “bir provokasyon sonucu Kıbrıs’tan sınırdışı edidiği” belirtildi.
“Bu çirkin planın Kuzey Kıbrıs ayağında ülkemizde görev yapan bir grup gazeteci nefret söylemleri ile hedef göstererek, aynı Türkiye’deki meslektaşları gibi yalanlarla kamuoyunu kışkırtmış ve bu da yetmemiş Polis Genel Müdürlüğü’ne Şansal’ın sınırdışı edilmesi için dilekçe yazmışlardır. Bu provokasyonda gazeteciler Sefa Karahasan, Haluk Doğandor, Kartal Harman ve Nazmi Pınar başrolü üstlenmişlerdir. Bu planın bir parçası olarak da KKTC Hükümeti, Barbaros Şansal’ı sınırdışı ederek ünlü tasarımcının linç edilmesine hizmet etmiştir.”
“Şiddet sarmalı”
Kampanyada “Türkiye’deki baskılara da değinildi. Ve Kuzey Kıbrıs'ın bunun dışında kalması istendi.
“Türkiye’de devletin her türlü muhalif veya farklı görüşe karşı gittikçe artan baskıları artık kitlesel, örgütlü ve her yere sirayet eden bir hal almıştır. Türkiye’nin bu hızla büyüyen hastalığına Kıbrıs’ta katılanların olduğu görmek, buna hükümetin ortak olması büyük bir utanç vesilesidir.
“Unutmayalım ki bu tip şiddet eylemlerine verilen en küçük katkı bile bizi bugün Türkiye’nin içine girdiği şiddet sarmalının içine çekecektir.
“Biz bu hataya ortak olmak istemiyoruz ve Türkiye’nin de bu şiddet ortamından hızla çıkmasını ümit ediyoruz. Bizim katkımız Türkiye’de temel insan haklarının, ifade özgürlüğünün ve demokrasinin bir an önce yerleşmesi için olmalıdır.”
Cumhurbaşkanı: Ağır bir yük
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Barbaros Şansal’ın sınırdışı edilmesiyle ilgili olarak “Linç kültürü ülkemizin taşıyamayacağı kadar ağır bir yüktür” dedi.
“Bu olay, ülkemizde yaşanmamış olabilir. Ne var ki, nefret, kin ve linç kültürünün tohumlarının kendi ülkemiz ve toplumumuzda da yeşertilmeye çalışıldığını büyük bir kaygıyla izliyorum. Nefret, kin ve linç kültürüne fırsat vermemeliyiz.
“İfade özgürlüğünün sınırlarının hem koruyucusu hem belirleyicisi hem de geliştirilmesinin dayanağı hukuktur. Hukukun yerine linç kültürünün geçmesi, çok sesli demokratik çoğulcu toplum hayatının en büyük düşmanıdır.”
TIKLAYIN - BARBAROS ŞANSAL TUTUKLANDI
YKP: Tehlikenin farkındayız
Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) Şansal’ın sınırdışı edilmesini Kıbrıs’ta son dönem yaşanan gelişmelerin son ayağı olarak niteledi ve “paramiliter örgütlenmelere” dikkat çekerek Hitler Almanyasına göndermede bulundu.
““Duyarlı vatandaşların”, din özgürlüğünü koruma, ulusal hassasiyetler gibi muğlak ifadeler arkasına sığınan kimi birey, grup, örgüt, cemaat, siyasi parti ve yapılar fiziki şiddeti de içerecek şekilde tıpkı Hitler Almanya’sında olduğu gibi kitle mobilizasyonu için sürekli faaliyet halindedirler. Yapılan kimi çalışmalar açıkça paramiliter örgütlenme şeklindedir de… Geçen aylarda Türkiye’de HDP başkanlarının, milletvekillerinin tutuklanması ile başlayan süreçte, dayanışma göstermeye çalışanlara karşı, sokakta şiddet talepleri ile eylem yapan Ülkü Ocakları ve benzeri örgütlerin bu faaliyetleri ayni çerçevededir…
“Kıbrıs soruna bir çözüm bulma sürecinde tüm bunların tesadüf olmadığının da farkındayız. (...) Tüm kesimleri barışı, demokrasiyi, insan hak ve özgürlüklerini korumak için, gericiliğine, faşist mobilizasyonlara karşı ortak harekete çağırırız.”
TDP: Yasaklar yolunun kapısı aralanıyor
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, yaşanan olayların temel hak ve özgürlüklere kadar uzanan “bir yasaklar yolunun da kapısını aralamakta olduğuna” dikkat çekti.
Özyiğit, Şansal'ın sınırdışı edilmesi ve bunun yapılış şekli ile toplumda gerginliğin ve kutuplaşmanın yeniden tırmandığını vurgularken UBP-DP hükümetinin linç kültürü ve bölücülüğü beslediğini belirtti.
"Ülkede baskıya dayalı şiddet ve linç kültürü tırmandırılmak istenmekte, buna karşı önlem alması gereken yöneticiler ise tam tersini yapmaktadırlar. Hükümetin bu tutumu sürdüğü sürece maalesef istenmeyen olaylarla karşılaşabiliriz."
“Bakan bir yerlerden gelen emri uyguladı”
Özyiğit bugün bir TV programında da İçişleri Bakanı Kutlu Evren’in tutumunu ve açıklamalarını eleştirdi.
“Bir yerlerden emir geldi ve bakan da bu emiri uyguladı. İçişleri Bakanı’nın bu sınırdışını yapma gibi bir düşüncesi yoktu. Kendisinden önceki bakanın inisiyatifini sürdürme düşüncesinde olmasaydı 8 ay önce göreve geldiği zaman bu sınırdışı işlemini uygulamaya koyardı.”
BKP: Rejimin gerçek yüzü
Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) Genel Sekreteri Salih Sonüstün de Şansal’ın tutuklanarak sınırdışı edilmesinin Kuzey Kıbrıs’ta rejimin gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koyduğunu savundu.
Suç duyurusunda bulunduğu söylenilen kişileri eleştirdi ve olayın bir komplodan ibaret olduğu görüşünü ifade etti.
CTP’den “tetikçi” vurgusu
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Doğuş Derya, Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada sınırdışı edilme olayında bazı gazeteci ve siyasi parti mensuplarının “tetikçi” pozisyonunda olduğunu söyledi.
Hükümet: Yasa uygulandı
Kuzey Kıbrıs İçişleri Bakanı Kutlu Evren ise Şansal’ın sınırdışı edilmesini savundu, hükümetin Türkiye’ye “dil uzatılmasına” izin vermeyeceğini söyledi.
2016 yılında gerek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gerekse üçüncü ülke vatandaşı olan 295 kişinin cezaevinden çıktıktan sonra ihraç edildiğine de değinen Bakan Evren, diğer ihraçlarda olduğu gibi Barbaros Şansal'ın ihracında da gerek bakanlığın gerekse hükümetin gereğini yaptığını ve yasayı uyguladığını söyledi.
“Anavatan Türkiye’nin içinden geçtiği bu kritik ve acılı süreçte, suç işlediği için ihraç edilmesi gerektiği halde edilmeyen, ancak sürekli olarak KKTC’nin hoşgörülü ve özgürlükçü yapısından faydalanıp, Kıbrıs Türk halkının tolerans sınırlarını zorlayarak anavatan Türkiye’ye aşırı ifadelerle dil uzatmasına hükümet olarak müsamaha etmemiz mümkün değildi.”
Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş da ihraç kararını Bakanlar Kurulunun almadığını, Bakanlar Kurulunun ihraç kararlarını kaldırma yetkisinin olduğunu dile getirdi. (YY)
* Bu haberi Kıbrıs gazetelerinden derledik.