* Fotoğraf: HDP Basın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasında, Hatay’da gerçekleşen patlamaya dair kınamayla başladı:
“Dün akşam İskenderun’da acı bir olay yaşandı. Tesellimiz çok fazla zararın ortaya çıkmaması ve can kaybının yaşanmamış olmasıdır. Canlı bomba saldırısı olduğu söyleniyor. Bunu en sert şekilde kınıyoruz. İktidarın da gecikmeden halkı aydınlatma sorumluluğu olduğunu hatırlatıyoruz. Neyin nasıl yaşandığını bilmek halkın hakkıdır. Bunu anlatmak iktidarın sorumluluğudur. Bütün İskenderun halkına, halklarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum ve saldırıyı kınadığımı belirtmek istiyorum.”
Sancar’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Bu bütçe Saray'a, savaşa ve yandaşa bütçe”
“Şimdi önümüzde bütçe var ve bu bütçenin ne bütçesi olduğunu hatırlatıyoruz. Bu bütçe halk için bütçe değil bir defa. Bu bütçe Saray'a, savaşa ve yandaşa bütçedir. Ülkenin kaynaklarını savaşa akıtarak, yoksullaşmayı derinleştiren bütçedir.
“İktidarın ömrünü uzatmak için yandaşı besleyen bütçedir. Yandaşı besledikçe yoksulun ekmeğini çalan bütçedir. Ekmeğini çalan ve bunu başka türlü yalanlarla örten iktidarın sefaletinin göstergesidir. Saldırganlığın göstergesidir.
“İnayetle çay fırlatarak, askıya ekmek asarak bu ayıplarının bu günahlarının üstünü örtemezler, halkı kandıramazlar!
“Askıda ekmek yoksulların, ezilenlerin kendi aralarında geliştirdikleri bir dayanışmadır. Dayanışma yukarıdan dayatmayla olmaz, aşağıdan gönül birliğiyle olur. Dayanışma yoksulların, ezilenlerin asaletidir, zarafetidir. Bunu muktedirler anlayamazlar. Bununla oynamasınlar. Halk bunun farkındadır, bizler de farkındayız.
“Sefalet değil adalet istiyoruz. İnayet değil, sosyal hak istiyoruz. Bunun için bütün yoksulların birlikte mücadelesini istiyoruz. Bunu da başaracağız. Emin olun başaracağız, bu sefaleti onların yüzüne vura vura halkın gücü ile alt edeceğiz. Bu sefaletten mutlaka çıkacağız.”
“Hem saldırılara hem istismara karşıyız”
“Fransa ile bir tartışma yaşanıyor, burada samimi ve dürüst davranma zorunluluğu var. Bu konuda tutarlı olabilmek için hem saldırıları karşı çıkmak aynı zamanda inançların istismarına karşı çıkmak zorundayız.
“16 Ekim'de Fransa’da ortaokul öğretmeni Samuel Patty vahşice katledildi. Gerekçe kutsal değerlere hakaret etmesiydi. Elbette bu saldırıyı en net ve sert şekilde kınamak lazım. Bu saldırıyı bu vahşi cinayeti bahane ederek İslam'a yönelik aşağılayıcı tavırlara giren Fransız hükümetinin tavrını da en net şekilde kınamak lazım.
“Tekrar söylüyorum, bizler İslam dini ve bütün dinlere yönelik her türlü saldırıya ve rencide edici tutuma karşı net bir duruş sergiliyoruz. Aynı şekilde İslam'ı bahane ederek, istismar ederek vahşet siyasetinin önünü açan anlayışlara da karşı çıkıyoruz. Birini görüp diğerini görmemek inançlar arası eşitliği ve barışı samimiyetle savunmamak demektir.
“Bu nedenle Samuel Paty'nin vahşice öldürülmesini teşvik eden ve kınamayanları da bu vahşeti bahane ederek saldırgan ve provokatif tavır gösteren Fransız hükümetini de en net şekilde kınadığımızı belirtiyoruz.” (AS)