Fotoğraf: HDP Basın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde esnafı ziyaret etti.
Sancar, sözlerine "Buraya gelişimizin özel bir nedeni var. Güvenlik güçleri, bundan 10 gün önce sivillere ateş açtı. Yani adalet aramak için buradayız. Cezasızlığa karşı sesimizi hep birlikte yükseltmek için buradayız" diyerek başladı.
Sancar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun 24 Mayıs'ta katıldığı Habertürk'te yayınlanan Açık ve Net programında söylediklerini eleştirdi:
"İçişleri Bakanı televizyonda kendisinin görev süresi boyunca hiç faili meçhul cinayet olmadığını, yargısız infaz gerçekleşmediğini söyledi. Sadece Hakkari bölgesi için söylüyorum, son beş yılda ikisi çocuk 15 sivil, güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti. 17 sivil de yaralandı.
"Bunlarla ilgili valilik açıklamaları hep aynı içerikte. Ya yanlışlık oldu, ya mermi sekti, ya kaçakçıydı ya da başka gerekçe uyduruyorlar. Oysa bu insanları herkes tanıyor, hepiniz hemşehrilerinizi tanıyorsunuz.
İki kişi koyun otlatırken yaralandı
"Burada daha 10 gün önce yaşadığımız olay da hafızalarda canlıdır. İki genç kardeşimiz Şahap Şendol (23) ve yanındaki arkadaşı Celal Ekinci Derecik'te koyun otlatırken açılan ateş sonucu yaralanıyorlar. Bu yeni değil. 2015'ten bu yana bu tür saldırıları yani güvenlik güçlerinin sivillere ateş açması sonucu yaşanan can kayıpları ve yaralanmaları sayarsak liste uzun.
"Bunun başlangıcı 2015 değildir zaten. Biraz daha gerilere gittiğinizde karşınıza Roboski çıkıyor. Daha da gerilere gittiğinizde onlarca faili meçhul cinayet, onlarca sivil ölümü ve yaralanması olayıyla karşı karşıya kalıyoruz.
"Daha eskilere gittiğimizde bu coğrafyanın, Serhat'ın iyi tanıdığı '33 Kurşun' olayı var. Yani burada Kürt'e karşı hukukun işlemediği bir düzen kurulu. Hukuk işletilmiyor."
Cezasızlık politikası
"Bu tür saldırılarda temel politika güvenlik güçlerine karşı soruşturma açılmaması, açılsa bile bunların hasır altı edilmesi veya hafif cezalarla kapatılması gibi bir tablo var. Bunun örnekleri de çoktur. Bu cezasızlık politikasının en ağır yarası Roboskî'de yaşanıyor" diyen Sancar, şöyle devam etti:
"Bu coğrafyaya baktığımızda, hele ki bu şehirde, Kürtlerin yoğun yaşadığı üç ülkenin kesiştiği yerdeyiz. Neredeyse tam bu üçgendeyiz. Sınır dedikleri şey aslında akrabaları birbirlerinden ayıran basit yapay çizgilerdir. Bu toprakta yaşayanlarla öte yakada yaşayanlar arasında akrabalık var, hısımlık var ve her türlü yakınlık var.
Kürt sorunu
"Buradan oraya gitmek, oradan buraya gelmek, yanında birkaç eşya getirmek kaçakçılık sayılıyor. Oysa bunun adı kaçakçılık değil basit bir ekmek kavgası ve basit bir geçim arayışıdır. Bütün bu hukuksuzlukların temelinde yatan asıl yara Kürt sorununda çözümsüzlüktür.
"Kürt sorununda çözümsüzlük politikası devam ettiği sürece yara açık kalıyor. Bu yara kangrenleşerek bütün ülkeye yayılıyor. Cezasızlık politikası sadece Kürt'e karşı işlemekle kalmıyor, iş cinayetlerine ve kadın cinayetlerine uzanıyor. Bu yarayı saramazsak bütün ülkeyi saran bir kangrene mahkûm oluruz.
"Bu yarayı nasıl kapatacağımız bellidir. Kürt sorununda demokratik çözüm; diyalogla, müzakereyle ve siyasetle çözüm istiyoruz. Eğer Kürt sorununa demokratik çözümü birlikte getirebilirsek bu yarayı kapatırız ve bu yarayı iyileştirmek için imkanları çoğaltırız. Kürt sorununa demokratik çözümü getirebilirsek bütün ülkeye demokrasiyi de getirebiliriz.
"Arayışımız, demokratik çözüm"
"Kürt sorununa demokratik çözümü getirebilirsek bölgeye barış politikalarını da hakim kılarız. Halklar arasında eşitliğe dayalı kardeşliği kurarız o zaman. O nedenle bizim arayışımız Kürt sorununa demokratik çözümdür; bütün ülkeye demokrasidir, özgürlüktür; bütün halklara eşitliktir, eşitlik temelinde kardeşliktir ve yaşadığımız bu coğrafyanın tamamı için barıştır.
Bunun için mücadele ediyoruz ama karşımızda her geçen gün daha fazla zorbalaşan ve mafyalaşan bir iktidar düzeni var. Bu iktidar düzeninin kaynakları arasında savaş lordlarının yarattığı kirli ekonomi önemli bir yer tutmaktadır. Bunu görüyoruz. Bu ekonomi, bu kara para, bu kirli para savaş politikalarından biriktiriliyor ve büyük bir rant paylaşımına böylece alan açılıyor.
İşte mafya düzeni de hukuksuzluk da baskı da zulüm de katliamlar da böylece bu döngüde meşrulaştırılabiliyor. Bizim burada kendisine karşı mücadele ettiğimiz şey bu savaş düzenidir. Savaş düzeni üzerinden kurulan mafyatik ilişkiler ağıdır, giderek daha da yayılan mafyavari yönetim tarzıdır ve savaş politikalarının yarattığı büyük yolsuzluk ve rant düzenidir."
(DŞ)