MÜ rektör ve yardımcısının "Her şeyin kontrol altında" olduğuna dair demecini inandırıcı bulmayan MÜ Konseyi, saldırıların öğrencilerinin en temel haklarından olan okula gelme ve eğitim alma hakkını fiili olarak gasp ettiği görüşünde.
Konsey, kendilerini ülkücü olarak adlandıran kişilerin okulla ilişkisinin kesilmesi için üniversite bileşenlerinin birlikte mücadele etmesi gerekliliğini savunuyor.
Göztepe'deki saldırın nedeni "Nü resim"miş
MÜ Göztepe yerleşkesinin karşısındaki Marmara Kafe'de 29 Mart 2006 tarihinde ülkücü oldukları söylenen bir grup satırlı, bıçaklı olarak aralarında MÜ Atatürk Eğitim Fakültesi'ne bağlı Resim-iş Eğitimi bölümünden bir öğretmen ve fakülte sekreterinin de bulunduğu dört kişiye saldırmış ve bu dört kişi yaralanarak hastaneye kaldırılmıştı.
MÜ Konseyi, yaşanan bu olayın nedeninin kendisini milliyetçi ve ülkücü olarak tanımlayan grubun Resim-iş Eğitimi bölümünde "nü resim yapılmasına" tepkisi olarak aktarıyor saldırganların "Geleneklerimize ve dinimize uygun olmayan biçimde nü resim yapılması" gerekçesini gösterdiğini aktarıyor.
"Rektör'ün tavrı inandırıcı değil"
Konsey, konunun basına yansımasının ardından açıklama yapan Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tunç Erem ve Rektör yardımcıları Prof. Dr. İrfan Güney'le Prof. Dr. Merih Kemal Omağ'ın "Her ne kadar her şeyin kontrol altında olduğunu, güvenliğin sağlandığını ve bu saldırıyı gerçekleştirenlerin cezalandırılacağını ifade etmiş olsa da okuldaki durum göz önüne alındığında bunun pek inandırıcı olmadığı görülüyor" diyerek gerilimin devam ettiğine değiniyor.
"Öğrencilerin eğitim alma hakkı ihlal ediyor"
Öğrencilere ve akademisyenlere yönelik saldırılar okul içerisinde ve çevresinde devam ettiğini açıklayan MÜ Konseyi'nin verdiği bilgiye göre sınavlar yaklaşmasına rağmen öğrenciler korktukları için okula gelemiyor ve öğretmenler de öğrencilere okula gelmeme yönünde telkinde bulunuyor.
Saldırılar devam ediyor
"Öğrencilerinin en temel haklarından olan okula gelme ve eğitim alma haklan fiili olarak gasp ediliyor" diyen Konsey yaşananlar MÜ'de ne ilk ne de son olduğuna işaret ediyor ve yaşanan gerginlikleri şöyle ifade ediyor:
* Sol görüşlü öğrencilere yönelik fiziksel şiddet tahrik etme amacı taşıyor. Ülkücü grup, geçen yıldan bu yana uzun saçlı, top sakallı öğrencilere yönelik baskı ve tacizlerini geçen haftalarda darp ve bıçaklı saldırıya kadar vardırdı ve birçok öğrenci bu saldırılarda ne yazık ki zarar gördü.
* Ellerinde Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nin broşürlerini taşıyan iki kadın öğrencinin darp edilmesinin ardından, bir hafta önce de yine Fen Bilgisi Öğretmenliği Bölümü'nde okuyan başka bir öğrenci otobüs durağında dövüldü.
* Marmara Kafe'de yaşanan saldırıyla aynı anda yine iki öğrenci satır ve döner bıçaklı saldırılarıyla çeşitli yerlerinden yaralandı.Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bölümü'nde okuyan üç öğrenci yemekhanede ülkücü grubun saldırılarına maruz kaldı. Öğrencilerin kaldığı yurtlarda da demir çubuklarla dövülen bazı öğrenciler ağır şekilde yaralandı.
ÜKD: Saldırganların okulla ilişiği kesilsin
ÜKD "Ancak somut örnekte olduğu üzere kendini "ülkücü" olarak tanımlayan ve ilerici, sol görüşlü öğrencilere sözlü ve fiili saldırıları süreklileştirmeyi amaç edinen bu kişilerin üniversiteli kimlikleri bile sorgulanır düzeyde" diyerek üniversite yönetiminin bu sorumluğu almasını talep ediyor.
"Yönetim seyirci kalıyor"
ÜKD, üniversite yönetiminin ve öğretim elemanlarının olayların adeta seyircisi pozisyonuna yerleştirilmesinden edişe duyduğunu ifade ediyor ve saldırganların kimliklerinin belli olduğuna, daha önce de haklarında birkaç kez soruşturma açılan bu kişilerin her seferinde sadece kınama ve uyan cezası aldıklarına değiniyor.(EZÖ)