Sakatlar, "ekonomik, toplumsal mağduriyeti önleyen, insan onuruna yaraşır bir yaşam" sağlayacak yasal düzenlemeler istiyor.
"Zihniyet sakatlıklarıyla boğuşuyoruz"
TSD, "8.5 milyon sakat ve aileleriyle birlikte 30 milyon kişi, zihniyet sakatlıklarıyla boğuşmak zorunda kalıyor" dediği açıklamasında, sakatların yaşadığı sorunları ve toplumsal paylaşım açısından durumlarını şöyle özetledi:
"* İş bulmada, eğitimde, sağlıkta, sosyal güvencede, sosyal haklarda, toplu taşıma ve konutlarda, kentsel planlamada "yok" kabul ediliyoruz.
* Ülkemizde sakatların yüzde 98'i işsiz, yüzde 96'sı eğitimsiz.
* Sakatlara karşı ayrımcı değer yargıları, düzenlemeler ve uygulamalar son derecede yaygın.
* Genel nüfus içerisindeki oranımız yüzde 12.29 iken, ulusal gelirin sadece on binde dördü bizler için harcanmakta.
* Kentlerimiz, kamusal yaşam alanlarımız ve konutlarımız, sakatlar yok sayılarak planlanmış durumda.
* Bilgiye ve gitmek istediğimiz yerlere erişebilmemizin önünde büyük engeller var."
"Hükümet anayasal yükümlülüğünü yerine getirsin"
Açıklamasında, Anayasa'nın sosyal devletin niteliğine işaret eden 2. maddesini ve eşitlik ilkesini vurgulayan 10. maddesini anımsatan dernek, bu nitelikleri hayata geçirmenin hükümetin anayasal yükümlülüğü olduğunu ifade etti.
"Ne yazık ki, hükümetlerimiz bugüne dek bu anayasal yükümlülüklerini yerine getirmemiş. Sakatların yaşamakta olduğu devasa sorunların çözümü için öngörülen demokratik, kapsamlı ve bütünlüklü bir yasanın çıkarılması, sürüncemede bırakılmış. İçi boş bir yasa hazırlanıp çıkarılmaya çalışılmaktadır." (TK)