Taslağın yasalaşması için her hafta düzenlenen eylemlerle gündeme gelen tasarının "toplumu ve çevreyi düzeltip sakatlara yönelik ayrımcılığı kaldırmak yerine, yalnızca sakatları düzeltmeyi amaçladığını" belirtiyor.
Şu an faaliyette olmayan, İnsan Hakları Derneği (İHD) Sakatlar Komisyonunda da çalışmalarda bulunan Güçlü, tasarı konusunda şunları söyledi.
* Taslakta, ulaşılabilirlik, yani sakatlar için gerekli çevre düzenlemelerinin yapılmasına ilişkin belirgin hükümler yok. Sadece bazı temenniler var.
* Maliye Bakanlığı'nın veto ettiği 40 madde dışında kalan maddelerin kimin tarafından uygulanacağı taslakta belirtilmemiş.
* Sorumluluğun kime ait olduğu belli olmayınca, tasarı yasalaşırsa, uygulanmayan hükümler için cezai yaptırımın kime yönelik olacağı da belirsizleşiyor.
* Tasarının bu haliyle yasalaşması yerine, daha somut düzenlemeler içeren, ulaşılabilirliğe ilişkin projelerin de yer aldığı bir yasanın çıkmasını savunuyorum. Tasarı yasalaşırsa, uzun bir süre yeni taleplerde bulunamayacağız.
* "Ayrımcılığın teşvik edilmemesi"ni içeren madde, sakatlığa yönelik ayrımcılığı suç olarak göstermediği için sorunludur.
* Sakatlar özürlü olarak tanımlanamaz. Özür, defoluyla özdeş kullanılan bir kelime.
* Sakatların rehabilitasyona katılması ve çalışabilmesi için de önce dışarı çıkabilmeleri gerekiyor. Taslakta bu yönde hükümler olmaması bence çok büyük bir eksikliktir. (ÖG/BB)