Hizmeti verenlerin diğer hizmet türlerinden farklı olarak yalnız bilgi ve deneyime sahip olması yetmez, bunu sürekli ve düzenli olarak yenilemesi ve güncelleştirmesi, dahası uygulama sırasında kullandığı ve yararlandığı bilgiyi "üretmesi ve yayması" gereklidir.
Tüm bunların da ötesinde bu hizmeti "özel" kılan asıl unsur "hizmet verenin bu işe aklını, bilgisini, emeğini koymasının yanında gönlünü, yüreğini de koymasının" gerekli olmasıdır. Tek başına "profesyonel" yaklaşım yeterli değildir.
Hizmet alanı sevmek, sevgiyle ve şefkatle yaklaşmayı da gerektirir.
* * *
Toplum içinde önemli bir bölümü oluşturan sakatların da, tüm insanlarla birlikte, böyle bir hizmete ulaşıp yararlanmasının da hedeflenmesi gereklidir.
Sakatlar en çok kendilerine yönelik olarak uzmanlık düzeyinde hizmet veren sağlık kurumlarına gereksinirler. Bunları ülkenin her yerinde ve toplumun el birliğiyle varetmesi, sürekli işler halde tutması bir gereklilik hatta zorunluluktur.
Ancak bu "özel merkezlerin" yeterli sayıda olması ve etkin biçimde çalışması yeterli değildir. Bunların yanında topluma genel sağlık hizmeti veren kurumların da sakatlara hizmet verecek şekilde düzenlenmeleri ve çalışmaları gereklidir.
Bu tür hizmet birimlerinin yalnız "fiziksel ve mekan olarak" varolmaları yetmez. Aynı zamanda çalışma biçimleri ve uygulamalarının da bu özel duruma uygun ve özenli olması gerekir.
Bunu gerçekleştirecek olan sağlık çalışanlarının her durumda ve hizmetin her düzeyinde bir olgu olarak sakatlığın ve buna maruz kişilerin yani sakatların varlığını da bir "gerçeklik" olarak kabul etmeleri gereklidir:
Sağlık çalışanları sakatlar gibi düşünebilmelidir. Kendilerini sakatların ve yakınlarının yerine koyarak davranmayı öğrenmelidir. Dünyaya onlar gibi bakıp, onlar gibi görebilmelidir. Göz hizasının 160 cm değil, 90-100 cm. olduğu noktadan tüm dünyaya bakıp, her şeyi görebilmeyi, görmediğinde duymadığında hissetmeyi başarabilmelidir.
* * *
Sakatlıkların önlenmesi, bir şekilde önlenememiş ve meydana gelmiş olan sakatlığın olabildiğince çok düzeltilmesi ama her durumda daha kötüye gidişinin engellenmesi, bu haldeki bir sakatın yaşamın zorluklarıyla başedebilmesi için gerekli destek ve yardımların sunulması her sağlık çalışanının sakatlara yönelik olarak vereceği hizmette temel olmalıdır.
Sakatlara sakatlıklarıyla ilgili olsun olmasın,uygulanacak tıbbi işlemlerde "önce zarar verilmemesi" ve "eldekinin kaybının önlenmesi", sonra da "azami yararın sağlanması" hedeflenmelidir.
Genel bir yaklaşım olarak ve daha önceki örneklerden çıkan deneyimlerden yararlanarak, her türlü sorunun, sorun ortaya çıkmadan önce öngörülerek, "önlenmesi" temel alınmalı, daha sonra da sorunların çözümleri bulunmalıdır.
Sağlık çalışanları hizmete gereksinim duyan sakatlar ve yakınlarıyla "en başta karşılıklı bilgilenmeyi içeren" sürekli bir "işbirliği" içinde olunmalıdır.
Bu işbirliği, durumun gerektirdiği oranda bu çevreyi genişleterek sürdürülmeli; yapılacak her türlü tanı, tedavi ve bakım işlemlerinde toplumsal desteğin sağlanması ve birlikte davranabilme alışkanlığının kazanılması için çaba sarf edilmelidir.
* * *
Sağlık hizmet her düzlemde belirli temel kurallara uygun verilmekle birlikte koşulları göz önüne alarak değişimi yakalamaya yönelik azami esnekliğe de sahip olabilmelidir. Sağlık hizmetinin izlenmesi ve denetimi çok önemlidir.
Denetim ve geri bilgilenme yollarının sürekli ve etkin biçimde kullanılması, hizmetin ve onu sunanların geliştirilmesi, yenilenmesi ve yeni durumlara hızla uyum gösterebilmeye yönelik yaklaşım ve çabalar belirleyici olmalıdır.
Unutulmaması gereken çok önemli bir nokta da bu hizmetlerin tümüne herkesin kendisi ya da yakınlarının her an gereksinim duyabileceğidir. Bunun öngörüldüğü ve temel bir kabul olduğu durumda yapılan her türlü hizmet gelecekte yararlanılacak bir bilgi ve deneyim birikimi anlamına gelecektir.
Hizmetin ve organizasyonun sürekli ve etkin hizmet verecek şekilde işler tutulması da gereklidir.
Saydığımız tüm bu unsurlar, hizmeti verenlerin görevi olmakla birlikte aslında sakatların ve yakınların sağlık hizmeti açısından "temel hakları" olarak kabul edilmelidir.
Hem sakatlar ve yakınları, hem de sağlık çalışanları, bu görevlerin en iyi şekilde yerine getirilmesini hizmet verenlerin kendiliğinden ve iyi insanlar oldukları için yaptıklarını, başka bir deyişle bir "bağış ya da gönüllü yardım" olarak düşünmemeli, bir temel hakkın varolmasını sağlayan "olmazsa olmaz" bir davranış, tutum ve profesyonelliğin gereği olarak görmelidirler.
"Yeryüzünde hiç bir şey insandan ve onun yaşamsal gereksinimlerinden daha önemli olamaz. Sağlık hizmetleri yaşamsal bir insani gereksinimin yerine getirilmesidir. Onun için her şeyin önünde, ertelenemez ve herkesin ulaşması ve yararlanmasının temel olduğu bir hizmet grubudur. Bu tüm insanlar için böyledir ama sakatlar için 'pozitif ayrımcılık' temelinde daha çok böyledir".(MS/EÜ)
* Mustafa Sütlaş'ın notu:
Bu yazı ile "sakatlar ve sağlık hakları" başlıklı dizimiz sona ermektedir. "HASTAYKEN DE İNSANIZ" başlıklı köşemiz Eylül'ün ilk Cumartesi gününe kadar tatile girecektir.
Eylül başında, yeni bir konuyla, "kadınlar ve sağlık hakları" başlıklı bir başka diziyle birlikte olacağız.