Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve tabip odaları, “Emek bizim, söz bizim” sloganıyla başlattığı eylemin beşinci haftasında, altı yıl önce sağlıkta şiddet sonucu katledilen Dr. Aynur Dağdemir’i andı.
İlk anma Samsun’da Dağdemir’in mezarı başında yapıldı. Anmanın ardından TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Meltem Günbeği, Samsun Tabip Odası yöneticileri ve Dağdemir’in ailesinin katılımıyla Dr. Kamil Furtun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi önünde açıklama yapıldı.
Samsun’daki anmanın yanı sıra hekimler, İstanbul, Ankara, Antalya, Antep, Batman, Bursa, Balıkkesir, Diyarbakır, İzmir, Kocaeli ve Muğla’da yaptıkları eylemde “sağlıkta şiddete karşı yasa” talep ettiler.
Eylemde yapılan açıklama özetle şöyle:
Doktor Aynur Dağdemir, çalıştığı özel hastaneye elinde ekmek bıçağı ile giren erkek tarafından altı yıl önce bugün öldürüldü. Dr. Edip Kürklü’yü, Dr. Göksel Kalaycıoğlu’nu, Dr. Ersin Arslan’ı, Dr. Kamil Furtun’u, Dr. Hüseyin Ağır’ı, Dr. Fikret Hacıosman’ı da işyerlerinde uğradıkları şiddet sonrası kaybettik.
Kayıplarımızın yanı sıra meslektaşlarımız işyerlerinde bıçaklı, silahlı, sopalı, oraklı, taşlı fiziksel saldırılara uğruyor, klinikler ateşe veriliyor, her birimiz her gün sözel şiddete maruz kalıyoruz.
"Şiddetin yüzde 84'ü hasta yakınından"
Yalnızca 2020 yılında, 12 bine yakın beyaz kod verilen sağlıkta şiddet olayı yaşanmıştır. Yaptığımız ankette hekimlerin yüzde 84’ü daha önce hasta veya yakını tarafından sözel ve fiziksel şiddete uğradığını belirtmiştir.
Tüm bunlara rağmen hâlâ işyerlerimizde şiddetten koruyacak önlemler alınmazken, çıkarılan sağlıkta şiddet yasası algıyı yönetmeye çalışmak dışında bir işe yaramamıştır.
"Kadın sağlıkçılara şiddet artıyor"
Sağlıkta şiddet, genel şiddet ikliminden, siyasetçilerin şiddet üreten politikalarından da ayrı düşünülemez. Özellikle son yaşanan olaylarda erkek hastalar tarafından kadın sağlık çalışanlarına yönelik art arda gelen saldırılara tanıklık ediyoruz, elbette bunların tesadüf olmadığını, toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle ilişkili olduğunu biliyoruz.
Bir yandan kadına yönelik şiddete dur demek için İstanbul Sözleşmesi’ni savunurken; diğer yandan hekime, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin sonlanması için etkili ve caydırıcı yasaların çıkması için mücadele veriyoruz.
Artık şiddet doğuran sağlık sisteminde, güvensiz işyerlerinde çalışmak istemiyoruz. Birimizin daha aramızdan alınmasına tahammülümüz yok."
Talepler:
>> Sağlıkta şiddetin ana kaynağı olan neoliberal sağlık politikalarından derhal vazgeçilmesini,
>> Sağlıkta şiddet için Türk Tabipleri Birliğinin önerileri çerçevesinde etkili yasa çıkarılmasını,
>> Sağlık kurumlarında şiddeti önleyen fiziksel değişiklikler yapılmasını, güvenli işyerleri oluşturulmasını,
>> Tüm işyerlerinde kadına karşı şiddeti önleme mekanizmaları için etkin politikalar uygulanmasını,
>> İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe konup etkili bir şekilde uygulanmasını,
>> İş yaşamında şiddet ve tacize karşı ILO 190 Sözleşmesinin imzalanmasını talep ediyoruz. (RT)