Sabah gazetesinin dün “Cenaze yakını değil provokatör çıktı” şeklinde hedef gösterdiği LGBTİ aktivisti Hasan Hüseyin Şehriban Karabulut, gazeteye gerçeği yansıtmayan haberle ilgili mail attığını ancak geri dönüş alamadığını söyledi.
Sabah'ın "adı sanı duyulmamış Hayat TV" ve "uydurma canlı yayın" ifadelerine ise Hayat TV'den cevap geldi.
Ankara’da 13 Mart Pazar akşamı düzenlenen ve 37 kişinin öldürüldüğü saldırının ardından, hayatını kaybedenlerden 16 yaşındaki Destina Parlak'ın bir yakını, Hayat TV kameralarına gözyaşları içinde "Hepinizin iktidarı da hırsızlığınız da başkanlığınız da yerin dibine batsın! Hiç birisi bir genç kız hayatı etmez!" demişti.
Sabah gazetesi, dün yaptığı haberde bu kişinin LGBTİ aktivisti Karabulut olduğunu iddia etmiş, haberde “uydurma canlı yayın yaptılar”, “Yeri geldi gezici oldu, polise kitap okudu!”, “Yeri geldi Ayşe Arman’a röportaj verdi. Gay tiyatrocu oldu!”” gibi ifadeler kullandı.
Yaklaşık 4 aydır Malta’da yaşayan ve saldırı sırasında Malta’da olan Karabulut, konuyla ilgili KaosGL’ye açıklama yaptı.
Hayat TV'den açıklama
Sabah, haberde sözkonusu röportajın yayınlandığı Hayat TV’den de “Olaydan hemen sonra, acılar henüz tazeyken haber kanallarının hiçbirinde yer almayan ancak nedense Hayat TV gibi adı sanı duyulmamış bir kanalda” diye bahsetmişti.
Hayat TV’den de bu ifadelere yönelik açıklama geldi. Hayat TV Sorumlu Genel Müdürü Gökhan Çetin’in açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Yayınımız, katliamın hemen ardından 3G ile olay yeri ve hastanenin önünden yapılmıştır. Böyle bir yayının, hastane önüne insanları toparlayarak ‘uydurma! yapılması mümkün değildir. (...) Halkın isyanının ‘haber kanallarının hiçbirinde yer almaması’ vurgusu özellikle yapılmıştır. İşte bu doğru! Holding televizyonları, yandaşından ‘muhalifine’ halkın acısı ve öfkesini yansıtmamak için özel bir çaba içerisinde oldular. Ancak bu öfkeyi, isyanı, tepkiyi görmek için orada, hastane önünde bulunmak yeterlidir.
“Sabah Gazetesi, Hayat Televizyonu için 'adı sanı duyulmamış bir kanal' ibaresini kullanmış. Ekonomik olanaklarımız, arsaların parsellenmesinden, rüşvetten ya da ‘havuz’dan gelmiyor. Bunun teknik sıkıntılarını da yaşıyoruz. Ancak adımızı; işten atılan, hakkını arayan, düşük ücret ve sömürüye maruz kalan işçilere, Gezi’de kentine ve ülkesine sahip çıkanlara, ısrarla barış ve demokrasi talep edenlere, son olarak da ek zam için mücadele eden metal işçilerine sorabilirsiniz.”
Karabulut'tan açıklama
Karabulut’un açıklaması şöyle:
“Gezi sırasındaki yaptığım pasif direniş bile devlet için tehlikeli gözüküp yıllar sonra bekleyerek bunu hedef gösterecek bir yer aramaları ve ‘gey tiyatrocu’ tabiriyle kendilerince aşağılamaya ve cinsel yönelim de dahil olmak üzere hedef haline getirilmem...
“Patlayan bombadan çok bunun konuşulması, evimizde oturan bizlerin verdiği tepkiyi canlı yayında veren bir insanı nasıl hedef göstereceklerini şaşırmaları ve bu kişiyi bana benzetip apaçık hedef olarak sunulmam hayatıma bile bile kast edilmesidir. Bundan sonra yaşanılacak nefret söylemi ve canıma kast edilme gibi durumların suçluları yalan haberleri ile sosyal medya ve Sabah gazetesidir.
“Kendilerine haberin yalan yanlış olduğunu, 4 aydır Malta'da yaşadığımı, beni hedef olarak gösterdiklerini, haberin tekzip edilmesini, özür yazısı yazmalarını istememe rağmen tarafıma dönüş yapılmadı.” (ÇT)