Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, İdlib'deki durumla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Sputnik’in sorularını yanıtlayan Yerhov, Türkiye’nin anlaşmanın şartlarını yerine getirmediğinin ve İdlib’de bu yüzden çatışmaların sürdüğünü söyledi.
İki ülke ilişkilerinin geçmişinden bahseden Yerhov’un İdlib konusundaki açıklamaları özetle şöyle:
“BM üyelerinin çoğu Şam hükümetini meşru görüyor”
“Öncelikle, bazıları için Şam’daki hükümet meşruiyetini kaybetmiş olabilir, ama bazılar için de meşrudur, kaldı ki böyle düşünenlerin sayısı az değil. Uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler (BM) üyelerinin büyük kısmı bu hükümeti meşru görüyor.
“Şam’ı her fırsatta eleştiren ama yine de iletişimi koruyan ve farklı konularda işbirliği yapanlar da var. Savaş ekonomisi, bilirsiniz, çok kurnaz ve ilginç bir şey.
“Eğer yükümlülüklerinizi yerine getirmiyorsanız…”
“İkincisi, Şam ve Rusya’nın ‘ihlal’ ettiği iddia edilen 17 Eylül 2018 Soçi Mutabakatı nedir? Bu ikili bir anlaşma ve bu anlaşma kapsamında taraflar üzerlerine oldukça açık ve net yükümlülükler aldı.
TIKLAYIN - Erdoğan Putin Anlaştı: İdlib'de Silahlardan Arındırılmış Bölge Kararı
“Örneğin, Rusya İdlib gerilimi azaltma bölgesinde Türk gözlem noktalarının varlığını ve bölgede askeri statükonun devam ettirilmesini kabul etti. Türkiye de İdlib’de oluşturulan 15-20 kilometre genişliğindeki silahsız bölgeden ‘tüm radikal terörist grupları’, tanklar, çok namlulu roketatarlar, topçu sistemleri dahil tüm ağır silahları tahliye etme yükümlülüğünü aldı. M5 ve M4 karayollarını trafiğe açma konusunda da mutabakat sağlandı.
“Ne oldu, teröristler çıkarıldı mı? Yollar açıldı mı? Eğer yükümlülüklerinizi yerine getirmiyorsanız, diğer taraftan yükümlülüklerini yerine getirmesini talep etmeye hakkınız var mı? Anlaşma taraflarının yükümlülükleri ‘diyalektik birlik içinde’ bulunmalı, aksi takdirde eşit partnerlikten bahsetmek güç oluyor.
“Çeteler silahsızlandırılmadı ve ‘ılımlılardan’ ayıklanmadı. Ne fark eder? Çok şey fark eder. Çünkü teröristler, onları kimsenin silahsızlandırmadığını ve ‘ayırmadığını’ görünce yüreklendi ve geçen yılın ilkbaharından itibaren Suriye hükümet ordusu mevzilerine ve bu arada Hmeymim’deki Rus hava üssüne saldırıları gün geçtikçe artırdı.
“Aralık 2019 – Ocak 2020 döneminde, Suriye ordusu mevzilerine ve yakınındaki kentlere, ki bunun başında Halep geliyor, saldırılar çok daha etkin hale geldi. Geçen aralık ayında teröristler tank, piyade araçları, havan topları ve toplarla 1400’den fazla saldırı düzenledi.
“Suriye kendi topraklarını almaya karar verdi”
“Ocak ortasında Türkiye ile birlikte İdlib’de bir kez daha ateşkes ilan etmeye çalıştık. Ne oldu? Ocak ayının sadece son 2 haftasında binden fazla saldırı meydana geldi, yüzlerce Suriyeli asker, sivil öldü veya yaralandı. Silahlı insansız hava araçları ile Hmeymim’e saldırı girişimleri de devam etti.
“Burada da sabır tükendi ve Suriye ordusu kendi topraklarının her bir karışını geri alma kararı verdi. Altını çizerek söylüyorum, kendi egemen topraklarını.
“Suriye ordusu kendi topraklarında, kendi halkı için savaşıyor. Birtakım sakallı yabancıların dikte ettiği kurallara göre değil, atalarının yaşadığı gibi yaşama hakları için savaşıyorlar.
“Bu yüzden yasadışı silahlı oluşumların elinden onlarca köyü ve son günlerde de stratejik öneme sahip M5 karayolunu kurtardılar, artık kimse taarruza geçmiş olan Suriye ordusunu geri çeviremez.
“Gözlem noktalarının işlevi ne?”
“Soçi’de Türkiye’nin varlığı konusunda anlaştığımızda, bu noktaların anlaşmada belirtilen ateşkesi ve anlaşmanın yerine getirilmesini gözlemleyeceği kastedilmişti.
“Ama anlaşma yerine getirilmedi, çatışmalar sürüyor ve şöyle bir soru ortaya çıkıyor: Bu noktalardan ne için gözlem yapılmaktadır? Bu tesislerin işlevi ne? Ki askeri dilde bu noktaların adı aslında ‘mustahkem mevkidir’. Yerel basın, bu Türk müstahkem mevkilerden Suriye ordu birliklerine yönelik topçu ateşi açıldığını bildiriyor. Bu noktalar aslında ‘cephenin’ çok gerisinde kaldı ve orada ne yapıyor?” (EKN)
TIKLAYIN - İdlib'in Önemi ve Kısa Tarihi
* Fotoğraf: AA - Arşiv