"Musa Anter davasının zamanaşımı süresinin dolmasının ertesi günü, 21 Eylül'e ertelenmesi büyük endişe kaynağı. Türk makamlarını, zamanaşımının ortadan kaldırılması ve cezai yaptırıma imkan tanımak üzere Anter cinayetinin faillerinden hesap sorulması ve davanın insanlık suçları kapsamında değerlendirilmesi için derhal harekete geçmeye çağırıyoruz. Adalet gecikse de yerini bulmalı."
Sınır Tanımayan Gazeteciler RSF Operasyon ve Kampanyalar Direktörü Rebecca Vincent, bugün görülecek Musa Anter davası öncesinde kuruluşunun bakış açısını bü sözlerle özetledi.
RSF, resmi web sayfasında da "Türkiye'nin, gazeteci Musa Anter'i öldürenleri cezasız bırakmanın eşiğinde olduğu" görüşünü vurguluyor. 15 Eylül'deki son duruşmada mahkeme, davayı zamanaşımının sona ermesinden tam bir gün sonra 21 Eylül'e ertelemişti.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), yetkilileri "bu vahşi cinayetin failleri hakkında harekete geçmeye çağırıyor ve zamanaşımı süresinin dolması halinde durumun Türkiye'nin basın özgürlüğü ortamına daha fazla zarar vereceğini vurguluyor."
Arka plan
RSF, "Musa Anter cinayeti davasında, bir önceki zamanaşımı süresi 2012'de aşılmış olduğunu" hatırlatıyor. Ancak "20 yıllık eylemsizliğin ardından yetkililer[in], Kürt siyasi hareketiyle 'tarihi sürecin' başlangıcında bir jest olarak son anda davayı kurtardı[klarını]" değerlendiriyor.
"Ancak, 2015'te barış görüşmelerinin yarıda kesilmesinden bu yana yargı süreci[nin] ilerlemediği[ne]" dikkat çekiyor.
RSF'nin yorumu
RSF web sayfasında davanın 21 Eylül Çarşamba günü görüşülecek oturumuna kadar geçen hukuksal sürece ilişikin yorumunu özetliyor.
18 sanığın yargılandığı davada mahkeme, İsveç'e kaçan çifte ajan Abdülkadir Aygan ile eski Milli İstihbarat Teşkilatı mensubu Mahmut Yıldırım'ın akıbeti belli olmayan ifadelerinin gelmemesi nedeniyle kararı sürekli erteledi. Ayrıca 2012'de tutuklanan tek zanlı olan eski yardımcısı Hamit Yıldırım, Haziran 2017'de şartlı tahliye edildi.
Devlet cinayette parmağı olduğunu kabul etti
Türk devleti, Anter cinayetinde parmağı olduğunu kabul etmesine ve 1998'de üzüntüsünü dile getirmesine rağmen, şu anda adaletin tecelli etmesi pek mümkün görünmüyor. Bu dava, hem soruşturmadaki gelişmelerin hem de gecikmelerin zamanlaması dikkate alındığında, Türkiye'deki yargı sürecinin siyasi olarak etkilendiğinin somut bir göstergesidir.
RSF, Türk yargısını Anter davasında herhangi bir siyasi gündemin etkisinden bağımsız olarak adaleti sağlamaya çağırıyor. 1990'lardan bu yana yaklaşık 40 gazetecinin öldürüldüğü veya kaybolduğu Türkiye'de, gazetecilere karşı işlenen suçların cezasız kalması endişe verici derecede yaygın bir sorun olmaya devam ediyor.
20 cinayette tam cezasızlık
1990'dan 1996'ya kadar Güneydoğu Anadolu'da işlenen yaklaşık 20 cinayette hâlâ tam bir cezasızlık hüküm sürüyor. Diğer davalarda, cinayetlerin işbirlikçileri, azmettiricileri veya planlayıcıları yargıç önüne çıkarılmadı.
Bir yılda ikinci şok
Anter davasında zaman aşımına uğrama riski, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti davasının Nisan'da kapatılmasının ardından Türk yargısının bir gazetecinin öldürülmesiyle ilgili ikinci şok edici kararı olacak.
7 Nisan'da İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Kaşıkçı davasının katillerin çıkış yeri olduğu iddia edilen Suudi Arabistan'a nakledilmesine karar vermişti. Nihai karar öncesi, Kaşıkkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz'in avukatları, mahkemeden Adalet Bakanlığı'nın davanın Riyad'a devredilmesine ilişkin onayına karşı İdare Mahkemesi'nde açtıkları davanın sonucunu beklemesini talep etmişler ama talepleri reddedilmişti. Türkiye, Kaşıkçı dosyasını haleacele kapatmyı tercih etti.
Türkiye, RSF'nin 2022 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke arasında halen 149. sırada yer alıyor.
(AEK)