"Gözetim Altındaki Internet" başlıklı bu raporda, Internet'in totaliter rejimlerin hedefinde olduğuna, hatta bu duruma eski demokratik ülkelerde de rastlanabildiğine dikkat çekildi.
2001 yazından bu yana dünyada bu alanda yaşanan gelişmeleri derleyen rapora göre, terörle mücadele yasaları yoluyla bir yandan Internet denetimi güçlendirilirken diğer yandan da gazetecilerin haber kaynaklarının korunması ilkesine de zarar verildi.
Raporda Türkiye
Raporda, yaklaşık 700 bin kişinin Türkiye'de evinden Internet'e bağlanabildiği, çok sayıda Internet kullanıcısının da, özellikle büyük yerleşimlerde hızla çoğalan Internet kafelerden Internet'e bağlandıklarına dikkat çekildi.
Raporun Türkiye bölümünde, Türk hükümetinin basına karşı olduğu gibi Internet kullanımında da az özgürlükçü olduğu belirtildi.
Rapora göre, Türkiye'de Internet kafe sahiplerinin, faaliyete geçmeden önce "bölücü, irticai veya pornografik sitelere erişimi engelleyecekleri"ne dair güvence vermeleri ve polisten izin almaları gerekiyor. Bu amaçla, Internet polisi oluşturulduğu gibi, Bilişim Genel Müdürlüğü bünyesinde Internet haberleşmesini denetlemek amacıyla Bölge Müdürlükleri kuruldu. Raporda, ülkedeki en büyük operatörün Ttnet ağıyla Türk Telekom olduğu belirtildi.
Raporda, devlet ve kurumlarını eleştiren gazetecilerin mahkemeye çıkarıldığına dikkat çekilerek bu uygulamaya "Superonline" İnteraktif Bölümü eski koordinatörü Coşkun Ak'ın "devlet kurumlarını tahkir ve tezyif" iddiasıyla yargılanması gösterildi.
"Cumhuriyeti, orduyu, emniyet kuvvetlerini ve Adliye'yi tahkir ve tezyif" iddiasıyla yargılanan Coşkun Ak, 23 Mart 2000'de 40 ay hapis cezasına çarptırıldı. Güneydoğu'da insan hakları ihlallerine ilişkin bir metni Mayıs 1999'da yönettiği forumdan çekmediği gerekçesiyle yargılanan Ak'a verilen ceza, ikinci yargılamada paraya çevrildi. 24 Nisan 2003'te ise mahkeme, Coşkun Ak'ı beraat ettirdi. Mahkeme, "Ak'ın, devlet kurumlarına yönelik ağır hakaret ve saldırı içeren metne katılıp katılmadığını tespit edilemediği, içerik yönünde Ak'ın sorumluluğunu ortaya koyan yeterli unsur bulunmadığını" açıkladı.
Internet'e ilişkin yasal düzenleme Internet'in 5680 Sayılı Basın Kanunu ile ilişkilendirildiği Mayıs 2002'ye kadar yoktu. Bu tarihten sonra ise, Internet içeriğine sıkı denetim getiren bir yasa çıkarıldı. Buna göre, Internet site sayfalarının bir örneği, yetkililere ulaştırılacak.
Söz konusu yasa çıkmadan önce bile, yargı Internet'i Basın Kanunu dahilinde değerlendirme çabası içerisindeydiler. 6 Aralık 2001'de mahkeme, hakkında davalar açılan "İdea Politika" isimli üç aylık siyasi ve kültürel derginin sitesi "ideapolitika.com"u kapatma kararı aldı. Karar, sitenin Fransa'dan yönetilmesi nedeniyle uygulamaya sokulamadı. Derginin genel yayın yönetmeni Erol Özkoray, 11 Temmuz 2003'te sitede 11 Eylül 2001'de yayımlanan "Ordu ne işe yarar?" başlıklı yazı nedeniyle hakim karşısına çıkacak.
Rapordaki düşünceler
156 sayfalık raporun önsözünü, Internet'in "babası" Vinton G. Cerf kaleme aldı. Önsözde, Internet'in karşı konulamaz bir güce sahip olduğu, gerçeği ulaşmak isteyenlere sunduğu, bu yanıyla da hükümet ve diğer kuruluşların Internet'ten çekindikleri ve onu hedef aldıkları vurgulanıyor.
Önsöz bölümünde şu görüşler aktarılıyor:
"İfade özgürlüğü" terimi demokratik toplumların belirleyici bir yanı olan özgür iletişim ve hükümetlerin şeffaflığı unsurlarını tanımlamak için kullanılır. Ancak ifade özgürlüğü tek başına yeterli değildir. Vatandaşların bir de izleme ve işitme hakkından özgürce yararlanmaları gerekir. Bir çok hükümet, vatandaşlarının işte bu hakkını gasp etmek için harekete geçti.
Internet aslında, konuşmak, dinlemek, yazmak ve okumanın dışından pek çok unsuru daha barındırır. Internet bir sayfaya benzer ama, o sayfa üzerine ne yazdığımızı bilmez. Ayrıca, Internet unutkandır; aynı kolaylıkla enformasyon (bilgi) da sunar, dezenformasyon da. Bu yanıyla, yanlış verilerin aktarılmasına da aracılık edebilir.
Sansüre ve dezenformasyona karşı mücadele
Vaat ettiklerine kıyasla, Internet'in tek başına bilginin özgür dolaşımı için bir güvence oluşturmadığı söylenebilir. Ünlü finansçı George Soros, Internet'in sağladığı özgürlüğün geri alınabileceğine inanıyor. "Gözetim Altındaki Internet" başlıklı rapor incelendiğinde bu anlaşılacaktır. Kimi durumlarda ise hükümetlerin Internet'i sınırlama girişimi anlaşılır oluyor hatta destek topluyor. Örneğin, sayfalarına çocuk resimlerini taşıyan bir pornografi ne yarar sağlayabilir? Ben (Vinton G. Cerf) bunun Internet'ten çıkarılmasına destek veriyorum. Ancak özgür bir toplumda yaşayanlarımız bilirler ki, sansür sabunla kaplı bir yokuşa benzer. Sansüre ilişkin meseleler çok büyük bir dikkatle ele alınmalıdır.
Bir bilgi çağı olan 21. yüzyılda Internet kullanıcıları çok önemli sorumluluklarla karşı karşıya bulunuyorlar. Internet kullanıcılarının bir yandan sansüre karşı çıkarken, öte yandan da dezenformasyona karşı çıkmaları gerekiyor. Bu kullanıcılar, yalnızca Internet ve ağı kullanmalarından doğan sorumlulukla değil, gelecekteki tüm hizmet ve araçlardan yararlanırken de görevlerle karşı karşıya kalacaklardır. Bilginin özgür dolaşımının bir bedeli vardır ve sorumlu Internet kullanıcıları bunu hep birlikte göğüsleyeceklerdir. (EÖ/BB/NK)