Tutuklamanın Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) tavsiyelerine aykırı olduğunu savunan RSF, basın yoluyla işlenen suçların hapisle cezalandırılamayacağını savundu.
"Demokrasilerde hapis olmaz"
RSF Genel Sekreteri Robert Ménard, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e gönderdiği mektupta "yazdığı yazı ne olursa olsun, bir gazeteciyi tutuklamanın demokrasilerde yeri olamayacağını" belirtti. Ménard, "Albayrak'ın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz" diye ekledi.
Ayrıca örgüt, "Vakit" gazetesine verilen (yasal faiz dahil) 900 milyarlık tazminatı "çok ağır bir ceza" olarak değerlendirdi. Kararın gazetenin kapatılması anlamına geldiğini savunan RSF, yazıda açıkça isim zikredilmemesine karşın davacı 312 generale de tazminat hakkı tanınmasını eleştirdi.
RSF açıklamasında gazetenin avukatı Hacı Ali Özhan'ın kararı önümüzdeki günlerde temyiz edeceği bilgisine de yer verdi. Özhan, "içtihat oluşturacak olması bakımından karar tehlikelidir" dedi.
"Gazetecilere keyfi kovuşturma var"
2004 yıllık raporunda RSF, Avrupa Birliği (AB) üyeliği yolunda yapılan yasal reformların ifade özgürlüğü alanındaki uygulamalarda anlamlı bir ilerlemeye yol açmadığını iddia etmişti.
Raporda, devlet kurumlarını eleştirmeyi göze alan, Kürt sorunu ve Ordunun siyasi yaşamdaki rolü gibi tabu konularda eleştiri yönelten gazetecilerin sansüre uğradıkları ve keyfi kovuşturmalara maruz kaldıklarını savunmuştu. (EÖ/BB)