RSF, "Suçlamalar geri çekilmezse 'KKTC', bağımsız basının baskı altına alma konusunda, sonuçları ağır, yeni bir aşamaya girmiş olacaktır" dedi.
RSF davaları "öfke ile" karşıladı
RSF Genel Sekreteri Robert Ménard, tepkisini KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e gönderdiği mektupla dile getirdi. Mektubunda Ménard, "Meslekleri nedeniyle gazetecilerin bu denli ağır hapis cezalarına çarptırılabilecekleri ihtimalini öfkeyle karşılıyoruz" dedi.
Ménard, durumun uluslar arası standartlarına aykırı olduğunu bildirerek şunları söyledi:
* Bu tür davalarla, basın özgürlüğü çok ağır yara alır. Bu durum, Avrupa standartlarına aykırı olduğu gibi, basın suçlarına hapis cezası verilemeyeceğini öngören Birleşmiş Milletler (BM) standartlarına da ters düşüyor.
* Gazetecilere isnat edilen suçlamalar geri çekilmezse, "KKTC", bağımsız basının baskı altına alma konusunda, sonuçları ağır, yeni bir aşamaya girmiş olacaktır.
* Bir örneğini Avrupa Birliği ve NATO'ya ulaştırdığımız mektubumuza yanıt vermenizi bekliyoruz.
Başka gazetecilere de dava açılabilir
3 ve 4 Kasım günlerinde, beş gazeteciye, "Orduya hakaret" iddiasıyla dava açıldı. Suça gerekçe olarak, 25 Mart 2003'te Doğancı Köyü'nde yapılan eylemlerin Ordu denetimindeki polis güçlerince şiddetle bastırılmasını eleştiren yazılar gösterildi. Bu eylemlerde, Ada'nın birleşimi için sunulan Birleşmiş Milletler (BM) planının başarısız olmasından sonra, sembolik bir referandum yapılması isteniyordu.
Gazetecilerin, 10 ile 40 yıl arasında hapisle cezalandırılmaları isteniyor. Yürürlükteki yasaya göre de gazeteciler, yargılandıkları sürece hapiste kalmaları gerekiyor. Beş gazetecinin dava tarihleri henüz açıklanmadı. Polise yakın kaynaklar, başka gazetecilere de benzer davalar açılabilir.
"Kıbrıs" gazetesine üç dava
3 Kasım'da, Askeri Savcılık "Kıbrıs" gazetesi yazı işleri müdürü ve AFP Ajansı muhabiri Başaran Düzgün'e gazetenin 27 Mart 2003 tarihli nüshasında yayımlanan "Kimin Garantörü" başlıklı yazıda "Orduya hakaret" iddiasıyla 10 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Yazıda gazeteci, polisin yöntemlerini eleştirerek 1960'da bağımsızlığına kavuşan Kıbrıs'ın garantörleri Yunanistan, Türkiye ve İngiltere'yi göreve çağırıyordu.
Yine aynı gün, "Kıbrıs" gazetesi yazarı Hasan Hastürer'e, sivil bir mahkemece "Yıkıcı niyetle, devlete karşı nefret yaratmak ve devleti küçük düşürmek" ve "Türkiye yetkililerini küçük düşürmek ve neşren hakaret" iddialarıyla dava açıldı. Gazeteci Hasturer, "Doğancı'da Coplu Demokrasi" başlığıyla 26 Mart 2003'te yayımlanan köşe yazısı nedeniyle suçlanıyor. Gazetecinin 11 yıla kadar hapsi isteniyor.
Ertesi gün ise, "Kıbrıs" gazetesi yazı işleri müdürü Süleyman Ergüçlü, yayımlanan yazılar nedeniyle Askeri ve Sivil Savcılıklarca, dava açıldı. Gazeteci 21 yıl hapis tehdidiyle yargılanacak.
İki dava da "Ortam" gazetesine
Aynı gün, bu kez "Ortam" gazetesi köşe yazarı Hasan Kahvecioğlu'na Doğancı eylemine ilişkin bir makale nedeniyle dava açıldı. Askeri Savcılık, Kahvecioğlu hakkında, gazetesinin 26 Mart 2003 tarihli nüshasında çıkan "Niçin devlet, polis ve Ordu kendi vatandaşına karşı hareket eder?" başlıklı yazı nedeniyle 11 yıl hapis istemiyle dava açtı.
"Ortam" gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Davulcu'ya da Kahvecioğlu'nun yazısını yayınladığı gerekçesiyle dava açıldı. Davulcu'nun da askeri mahkemede yargılanması öngörülüyor. Gazeteciye yönelik dört suçlama bulunduğundan Davulcu'nun toplam 44 yıl hapsi isteniyor. (EÖ/BB)