Konuyla ilgili, Robert Menard, "Kuşku yok ki, bu düzenlemeler iktidarın medya üzerindeki etkisini arttırmayı amaçlayan hazırlıklardır" değerlendirmesini yaptı. Menard, "Gerekçeler
yeterince tartışılmadan böyle bir tasarının Meclis'ten geçmemesi için şahsi çabanızı rica ediyoruz" diyerek Başbakan'a çağrı yaptı.
RSF açıklamasında şu noktalara dikkat çekildi:
* Bir yıl önce tasarı halinde görüşüldükten
sonra, bir süre uykuda bırakılan "3984 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Yasa"ya ilişkin Tasarı, 17 Mayıs 2001'de Anayasa
Komisyonu'nda kabul edilerek Meclis'e sevkedildi.
* 14 Nisan 1994'te kabul edilen 3984 Sayılı Yasa'da yapılmak istenen değişiklikler, haber alma ve yayma özgürlüğünü daha da baltalayan düzenlemeler
getiriyor :
* Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) Yapısı:
Bundan önce, 5 üyesi iktidar partileri, 4 üyesi de muhalefet partileri tarafından seçilen
RTÜK, tasarı yasalaşırsa, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) ve Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) temsil edilecek.
* Tasarı'ya göre, RTÜK'ün 5 üyesi Parlamento tarafından seçilirken Bakanlar Kurulu YÖK'ün 4
adayından 2'sini, MGK'nın 2 adayından 1'ini atayacak.
İktidarın aleni hakimiyeti
* Üye seçiminde, iktidarın RTÜK üstündeki bu aleni hakimiyeti karşısında, iki büyük
basın kuruluşunun varlığı durumu dengelemekten uzaktır.
*RTÜK'ün Yetkileri : Tasarı, RTÜK'ün zaten ön plana çıkan medya polisliği rolünü daha da güçlendiriyor . Kurul'un elindeki yaptırımlar
daha da çeşitleniyor: Uyarı, para cezası, program kapama, yayın kuruluşunun süreli ve süresiz kapatılması vs.
* Bununla birlikte, internet yayıncılığı, elektronik haberleşme de RTÜK'ün denetimine
giriyor. Bu ortamda işlenen suçlar da ceza kapsamına alınacak.
Tekelleşme derinleşir
* Birçok gözlemci, medya sahipliğine ilişkin düzenlemelerin Türkiye'de günümüz medyanın yapısına göre tekelleşmenin daha da derinleşmesine yol açacak yanları bulunduğunu bildiriyor.
* Radyo Televizyon yayıncılığına ilişkin bu çalışmalar medyaya daha ağır kısıtlamalar getiriyor ve Türkiye'de basın özgürlüğüne de zarar
verir niteliktedir.
*Hatırlatmak gerekir ki, 2000 yılında, RTÜK
onlarca radyo ve televizyon kuruluşu hakkında 4.500 günden fazla kapatma cezası verdi. 16 Mayıs 2001 tarihli son toplantısında RTÜK, 9
yerel radyo ve 4 televizyon kuruluşu hakkında toplam 392 gün kapatma cezası verdi.