Haberin İngilizcesi için tıklayın
Romanlar, geçim kaynakları tükendiği için açlıkla karşı karşıya. Normal şartlarda bile birbirlerinden bir bardak pirinç, bir kaşık yağ alarak dayanışmayla geçinen toplumun, koronavirüsle birlikte yoksulluğu derinleşti. Veresiye defterleri kabardı, konu komşudaki erzak tükendi. Fatura borçlarından dolayı çoğunun evinde elektrik ve su yok. Bazılarının tuvaleti, banyosu evin dışında, bazısı tuvaleti banyoyu komşularla ortak kullanıyor. En temel temizlik malzemelerine ulaşabilmeleri mümkün değil.
Halk sağlığını korumak için evden çıkmamaları gerekiyor ancak hangi koşullar altında evde kalabilmeleri mümkün?
TIKLAYIN - Kağıt ve Hurda Toplayarak Geçinen Romanlar Virüsten Nasıl Korunacak?
Balıkesir, Edirne, İzmir’den Roman Sivil Toplumu temsilcileri, durumu gözler önüne sererek toplumun acil ihtiyaçlarını sıralıyor:
“8 bin kişilik mahalleye 5 koli erzak geldi”
İzmir Roman Sosyal Gelişim Derneği Başkan Yardımcısı Sitem Kara, Romanların çiçek satarak, kâğıt ve hurda toplayarak günü kurtaran işlerde çalıştığını, virüsten sonra bu tarz geçim kaynaklarının tükendiğini söylüyor. Kara, Romanların zor günlerde harcamak üzere kıyıda köşede birikmiş parası olmadığını, toplumun imece usulü yaşadığını, birbirlerinden bir bardak pirinç, bir kaşık yağ ödünç alıp vererek bu süreçle baş etmeye çalıştıklarını belirtiyor.
Birkaç güne bu imkanların da kalmayacağını vurgulayan Kara şöyle devam ediyor:
“Romanlar virüsle mücadele edecek asgari koşullara sahip değil. Öncelikli sorunları karınlarını doyurmak. Hijyenden bahsediliyor ancak ellerinde 5 lira varsa ekmek mi alacaklar, deterjan mı?
"Romanlar tek odalı evlerde 4-5 kişi yaşıyor, bazı aileler tuvaleti banyoyu ortak kullanıyor, bazı yerlerde kanalizasyon bahçeye akıyor. Bu koşullara sahip Romanlar en temel temizlik malzemelerine de ulaşamıyor, virüsle mücadele edecek imkana sahip değiller."
Belediye hizmetlerinin yetersiz kaldığını, yıkama araçlarının ve çöp kamyonlarının dar sokaklara giremediğini söyleyen Kara’ya göre, mahalleler ciddi risk altında. Bir kişinin virüs kapması halinde mahallelerde işin içinden çıkmak mümkün değil.
Kara, "Belediye, sosyal yardım kapsamında kayıtlı kişilere sıcak yemek dağıtıyordu. En azından bir öğünü kurtarmak mümkündü. Onu da kaldırdılar. ‘Erzak verilecek’ dediler ama sıcak yemek kaydı olanlara verildi. 8 bin kişilik mahalleye 5 koli erzak geldi. Yoksul sayısı, binleri aşalı çok oldu" dedi.
"Romanlar belirtilen açlık sınırının bile çok altında"
İzmir Romanlar Eğitim Gençlik Kültür Derneği Başkanı Cem Pekbalıkçı’ya göre Romanlar, günde 40, 50 lira kazandıkları güvencesiz işlerine devam edemedi. Hal böyle olunca yoksulluğun şiddetiyle yüzleştiler ve bunun kaynağının virüs olduğunu fark ettiler. Virüs onları adeta açlığa mahkûm etti. Normal zamanda da parasızlıktan dolayı yeterli beslenemeyen Romanların, bağışıklıkları zayıf ve şu dönemde sağlıklı beslenmeleri şart.
Türk-İş verilerine göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 2 bin 345 lira olduğuna dikkat çeken Pekbalıkçı, “Bu parayı kazanan bir aile çok zengin sayılır. Romanlar bırakın açlık sınırına erişmeyi, şu belirtilen açlık sınırının bile çok altında yaşıyor” diyor.
"Roman çocukların eğitime erişmesi imkansız"
Salgın başladığından beri Edirne’de saha çalışması yapan Roman aktivist Nilay Karadeniz, toplumun virüse karşı tedbir alacak durumda olmadığını belirtiyor:
“Papazoğlu Mahallesi’nde bir esnafı ziyaret ettim. Veresiye defteri o kadar kabarmış ki mahalleliden ödeme alamayan esnaf, dükkâna ürün getiremiyor. Yaşlı bir teyzeye virüsten korunması gerektiğini söylediğimde ‘Gülüm sen söyle, virüsten ölmesek açlıktan öleceğiz’ dedi. Herkes günlerdir imece usulü karnını doyuruyor ama bundan sonrası için durum, çıkmaz sokak!”
Küçük çocukların evlere sıkışıp kaldığını da sözlerine ekleyen Karadeniz, uzaktan eğitime geçtiğimiz bu dönemde teknolojik imkanlara ulaşamayan Roman çocukların, eğitimde geride kalacağını söylüyor.
"Evinde elektriği olmayan, elektriği olsa televizyonu olmayan aileler var. İnternet çocuklar için lüks. EBA sistemine giremiyorlar. Her şey normale döndüğünde telafi eğitimi verilmeli."
"Virüs bir eve girse toplum kırılır"
Roman Gençlik Derneği Başkanı Selçuk Karadeniz, Edirne’de Romanların yanı sıra mültecilerin de olduğuna dikkat çekiyor:
“Mültecilerin Edirne’ye de akın etmesinden dolayı şehirde ciddi bir yoğunluk var. Mültecilerin gelmesiyle birlikte seyyar satıcılık yapan Romanlar para kazandı. Bu açıdan iyi oldu ama artık sokağa çıkılmıyor, dükkanlar kapandı. İki büyük market var, oralara da mülteci de Roman’ı da korumasız giriyor. Böyle olunca risk artıyor. Virüs bir eve girse toplum kırılır.”
Gıda desteği şart
Balıkesir Gömeç Romanlar Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Kenan Say’ın ifadesiyle "korkunç derecede" geçim sıkıntısı var. "Toplum virüsle değil, resmen açlıkla mücadele ediyor. İşin içinden çıkamıyorlar."
Yerel yetkililere de giderek destek sözü aldıklarını ancak sürecin ağır işlediğini belirten Say, mahallelerde hayati bir durum olduğunu, topluma bir an önce gıda desteği verilmesi gerektiğini vurguluyor.
Toplumun en acil ihtiyaçları neler?
Roman Sivil Toplumu temsilcileri, taleplerini şöyle sıralıyor:
- Erzak desteği sağlanmalı,
- İçinde temel temizlik maddelerinin olduğu hijyen kitleri dağıtılmalı,
- Fatura borçlarından dolayı elektriği, suyu kesik olanların borçları ertelenerek hatta silinerek evlere elektrik ve su verilmeli,
- Mahalleler sık sık dezenfekte edilmeli,
- Gezici sağlık hizmeti verilmeli,
- İlaç katkı payları kaldırılmalı.
(HN/SO/AÖ)