Ve her ayın 28. günü Roboski Katliamı’nı gündemde tutmak için basın açıklaması yapan Roboski İçin Adalet Girişimi, dün yine Ankara’da Yüksel Caddesi girişindeydi.
Roboski Katliamı’nın 1370’inci gününde yani 45. Ayın dolmuşken yapılan açıklamada gazeteci Kemal Göktaş’ın Cumhuriyet gazetesinde 20 Eylül Pazar günü başlayan ve bugün dördüncüsü yayınlanan yazı dizisinde ortaya çıkan yeni bilgi ve belgelere dikkat çekildi.
“Adaletin etrafından dolanarak bugüne kadar getirilen ve sorumluları ortaya çıkarılmayan Roboski Katliamı’nda, bugün devletin birbirine düştüğünü ve gerçeği örttüğünü yeniden öğrenmiş bulunuyoruz.
MİT’in istihbaratı sebep oldu
“Genelkurmay’ın soruşturmayı yürüten makamlara bildiriminde, insansız hava aracı (İHA) görüntüleri izleme yetkisi de olmayan MİT’in ‘Doğruluğu kuvvetle muhtemel’ notlu istihbaratı üzerine katliama sebep olan bombalamayı yaptığı ortaya çıktı.”
Asker ifadelerine göre kaçakçı oldukları biliniyor
“Roboski Katliamı dosyasına giren ‘İHA’yı kullanan yüzbaşı ile İHA Filo Komutanı, Sınır Tümen Komutanı, Jandarma Komanda Tugay Komutanı, 2. Ordu İstihbarat Komutanı’na kadar birçok askerin, grubun kaçakçı olduğu yönünde üstlerini uyarmaya çalıştıkları, ancak bombardımana karar verilince kendilerinin bilmediği önemli bir bilginin Genelkurmay’da olduğunu düşündüklerini belirten’ asker ifadelerine ulaşıldı.”
İHA’yı kullanan Yüzbaşı: Kaçakçıydılar |
2. İHA Filo Komutanlığı’nda “uçucu” olarak görev yapan ve olay günü İHA’yı kontrol eden Yüzbaşı Duran İspir baştan itibaren görüntülerdeki kişilerin kaçakçı olduğunu değerlendirdiğini söyledi. İspir, 27 Kasım 2013’te askeri savcılığa verdiği ifadede, görüntülerdeki kişilerin yol boyunca İHA alçak irtifada uçtuğundan sesini duymuş olmaları gerekirken düzenlerinde bir değişiklik olmadığını belirterek “Bu durum klasik terörist harekât tarzıyla uyuşmuyordu. Teröristler İHA sesi duyduklarında ya hareket etmeden beklerler ya da ısılarının algılanmasını engelleyecek yerlere saklanırlar” dedi. Yaklaşan gruba top atışı yapılmasına da “geçmişteki tecrübelerime binaen güvenilir olmadığı, kötü sonuçlar doğurabileceği” gerekçesiyle karşı çıktığını ve bunu Filo Komutanı Binbaşı Şahin’le de paylaştığını söyleyen İspir, “Nihayetinde bizden grubun lazerle işaretlenmesini istendi. İşaretlemeyi yaptım. Uçaklar taarruzlarını gerçekleştirdiler” dedi. |
Hedefi işaretleyen subay
“Dosyadaki en acı verici ifadelerden bir diğeri de ‘Grubun kaçakçı olduğunu düşünen İHA kullanıcısı subayın, savaş uçakları için hedefi lazerle işaretlemekle görevlendirildiğini’ anlatması oldu.”
Yeni ifadeler, bilgiler gösteriyor ki...
“Yeni ulaşılan ve adaletten kaçırılan bu tanık ve şüpheli ifadeleri de gösteriyor ki, Roboski Katliamı’nın sorumluları bellidir ve adaletten kaçırılmaktadır. Başta Roboski Katliamı olmak üzere devlet; geçmişi ile yüzleşerek işlenen tüm katliamların sorumlularını yargı önüne çıkarıp, barış ve adaletin yeniden tesisi için kendisiyle birlikte yargılamalı ve cezalandırmalıdır.”
Ne olmuştu?
28 Aralık 2011'de, Şırnak'ın Uludere ilçesindeki Ortasu/Roboski ve Gülyazı/Bujeh köylerinden 28'i aynı aileden 34 kişi savaş uçaklarının bombardımanıyla öldürüldü.
11 Haziran 2013’te Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, “taksirle ölme sebebiyet vermekten dolayı” Roboski katliamıyla ilgili soruşturma dosyası hakkında görevsizlik kararı verip dosyayı Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderdi. Genelkurmay Askeri Savcılığı, 7 Ocak 2014’te takipsizlik kararı verdi. Mağdurların ailelerinin avukatlarının karara itirazı reddedildi. (HK)