Kürdistan Halk Kongresi (KONGRA-GEL) Eşbaşkanı Remzi Kartal, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın DEM Parti İmralı Heyeti ile ilettiği ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “silahları gömün" açıklamalarını Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirdi.
Müjdat Can ve Delal Akyüz’e konuşan Kartal, Öcalan ile görüşmelerin “nasıl başladığını” anlattı.
“Türkiye’nin iç koşullarının yanı sıra Ortadoğu’da; Filistin, Hamas, İsrail, Hizbullah, Suriye, Irak ve İran ekseninde 3’üncü Dünya Savaşı olarak değerlendirilen bir savaş sürecinin yürütüldüğünü” belirten Kartal, “Bu durum yüzyıllık Kürt imha ve inkâr siyasetini yürüten devlet politikalarında korku ve panik yarattı” dedi.
"DEM PARTİLİ YETKİLİ"DEN YORUMLAR
İkinci İmralı görüşmesinden sızanlar
"Türkiye'nin eski stratejik önemi kalmadı"
İktidarın, “Kürtlerin kendi çıkarları temelinde, Ortadoğu’da uluslararası güçlerle ilişkilenebilir korkusu taşıdığını” ifade eden Kartal, şöyle devam etti:
“Türkiye, Ortadoğu’daki bu gelişmeler içerisinde, stratejik konumunu eskisi gibi koruyamadığını, yani bazı temel konularda Türkiye'nin stratejik öneminin azaldığını fark etti. Hem yeni enerji hattında, hem de NATO'nun Yunanistan ve Kıbrıs'ta geliştirdiği yeni askeri stratejilerde ve son süreçte İsrail'in Arap ülkeleriyle geliştirdiği ‘İbrahimi Anlaşma’ kapsamındaki yeni ittifaklar kuruldu. Yine bu çerçevede Suriye'de -her ne kadar Türkiye otoban haline getirildiyse de- çeteler için rol ve misyon Suudi Arabistan ve Arap ülkelerine verildi. Türkiye kendisine biçilen eski stratejik öneminin kalmadığını görüyor ve bir korku, panik içerisine girdi. Bu nedenle ‘Başkaları Kürtlerle ilişkilenmeden ben ilişkileneyim’ arayışında. Bu ilişkilenmeyle birlikte Kürt siyasal hareketini kontrol altına alarak, kendi kontrollerinde bir süreç geliştirmek yaklaşımında. Fakat burada çözüm noktasında ikna olmuş, çözüm noktasında netleşmiş bir tablo yok. Fakat böyle bir ilişkilenme İmralı'da Önder Apo ile yapılmış olması önemlidir.”
"Her iki görüşmede de devlet yetkilileri vardı"
Görüşmenin detaylarına ilişkin de izlenimlerini aktaran Kartal, İmralı’daki her iki görüşmede de devlet yetkililerinin olduğunu belirtti:
“Devlet ve Önder Apo ile uzun görüşme, tartışma ve müzakerelerden sonra kendi aralarında belli sonuçlara vardı. Anlaşılan ilk olarak uzun bir yol haritasından ziyade adım adım ve etap etap yürüyorlar. Bu noktada da ikinci görüşmenin de bu şekilde yapıldığı anlaşılıyor. Önder Apo'ya gidiş, adını ne koyarlarsa koysunlar ne söylerlerse söylesinler; Önder Apo ile görüşme sürecidir. Klasik anlamda bildiğimiz bir müzakere süreci değil. Yani üçüncü taraf veya masada başkaları yok. Devlet heyeti ve halk adına da Önder Apo var. Tartışmalar yürütülüyor ve gelen heyete adım adım her seferde sonuçlar iletiliyor. İkinci görüşmede kamuoyuna açıklama yapılacaktı ama yapılmadı. Anlaşılan o ki devlet, Önder Apo'ya bazı şeyleri ve bazı mesajları söylemesi konusunda ısrar ediyor. Önder Apo ise bu konuda son derece net. Kürt sorunun çözümünde yasal altyapı oluşturulmadan, devletin baskı ve talepleri çerçevesinde bir çağrının olmayacağını tutumuyla anlatıyor."
Bahçeli'den İmralı açıklaması: Beklenen çağrı bir an önce yapılmalı
"Yarın hemen çağrı olacak demek doğru değil"
Kartal, kendilerine gelen bir bilginin olmadığını fakat Öcalan’ı tanıdıklarını söyledi ve ekledi: “Önder Apo, adım adım büyük bir sağduyuyla bu süreci ‘nasıl geliştirebilirim’ arayışında olacaktır. Bu süreç konuşuldu, yarın hemen ‘bitti, çağrılar olacaktır’ demek doğru değil. Bu böyle bir süreç değil. Görüşme, tartışma, kamuoyu yaratma adım adım ilerleyen bir süreç olarak anlamalıyız. Hemen ve çok çabuk bir pozitif olumlama veya çok acele ‘bu iş oldu kapandı’ gibi değerlendirmeler doğru değildir. Sürecin taleplerini ve bu sürecin yürütme tarzını değerlendirerek, olaya sağduyulu yaklaşmalıyız."
Röportajın tamamını okumak için TIKLAYIN.
(RT)