Birleşmiş Milletler Kadına Şiddet eski Özel Raportörü Profesör Yakın Ertürk, Türkiye’de ve dünyada kadına karşı şiddet ve cinsiyet eşitsizliği alanlarındaki çalışmalarından ve katkılarından dolayı Kanada Büyükelçiliği tarafından 2020 İnsan Hakları Ödülüne layık görüldü.
Ödül töreni çevrimiçi
Profesör Yakın Ertürk, sanal ortamda düzenlenen törenle Kanada’nın Ankara Büyükelçisi Jamal Khokhar’dan ödülünü aldı.
esitlikadaletkadin.org'dan Gamze Düşmez'in haberine göre, Profesör Ertürk, insan hakları, kadına yönelik şiddet ve cinsiyet eşitsizliği alanında hem ulusal hem de uluslararası alanda kendi sözleriyle “büyük bir tutku ve minnetle” yaptığı görevinde son 20 yılda çalıştığı kilit pozisyonların insan hakları alanında olduğunu belirterek, “bunların herbiri benim için tecrübe ve gerçek bir okul oldu. Kimini şahsen kimini de yalnızca isim olarak tanıdığım insanların hayatlarına dokunma fırsatı buldum” dedi.
BM raportörü olmaktan büyük gurur duyduğunu söyleyen Yakın Ertürk, hükümetleri isimlendirmek ya da utandırmak değil farkında olmadıkları meselelere dikkatlerini çekme fırsatını kullanmanın önemli olduğunu vurguladı.
Ertürk, devletlerin geleneksel eğilimde çoğunlukla korumaya ve kovuşturmaya odaklandığını belirterek, şiddetin oluşmasının önlenmesinin ve tazminat sağlanmasının önemine de değindi.
"Kadınlar sessizliği bozdu"
Kanada’da kurumlarla yaptığı çalışmalarının devletlerin, sivil toplum ve uluslararası örgütlerin kadın haklarını ilerletmede birlikte çalışabileceğini gösterdiğini söyleyen Ertürk, onlarca yıllık birlikte çalışmanın kapsamlı bir cinsiyet eşitliği rejiminin oluşmasıyla sonuçlandığını kaydetti.
Uluslararası kadın hakları normlarının ulusal ve yerel seviyelere indirgenmesinde yavaş olsa da dünyanın birçok bölgesinde bu alanda önemli yasal ve kurumsal reformlar yapıldığını belirten Ertürk, artık sessizliğin bozulduğunu söyledi.
Ertürk konuşmasında şunları söyledi:
“Altını çiziyorum şiddetin çevresindeki sessizlik kırıldı. Kadınlar artık kaderlerini kabul etmek istemiyorlar. Şüphesiz kutlayacak çok şeyimiz var, ama bugün inanıyorum insan hakları mücadelesinde yeni bir eşiğe geldik.”
Neo-liberal kriz ve yükselen sağ kanat popülizmi hem eski hem yeni demokrasilerde kadınları ve LGBTQ’yu hedef alan agresif cinsiyet söylemlerine ve siyasetine yol açtığına dikkat çeken Ertürk, “kadınlar ve demokrasiler tehdit altında, cinsiyet ve eşitlik kavramı ve hatta evrensel insan haklarını destekleyen ulusal ve uluslararası yasalar saldırı altında.
"İstanbul Sözleşmesi gibi yakın zamandaki davalar, Avrupa Konseyi üyesi bazı ülkeler tarafından tartışılıyor. Birçok kadın için kazanılacak bir ödül niteliğindeki bir araç bu. Dünyanın birçok yerinde cinsiyet eşitliğini savunanlar örgütlü militan tepkilerle korkutuluyor. Bu grupların iddiaları sık sık kültür ve din adına haklı çıkarılıyor. Bir kadın ilerleme kaydettiği için bir aile mahvoluyor.”
"EŞİK'in çağrısı dikkate alınsın"
Türkiye’de 30 yılda önemli kazanımlar sağlandığını ve kadın hareketlerinin büyük işler başardığını belirten Ertürk, ancak durumun bugün o kadar da parlak olmadığının altını çizerek,şöye dedi:
“Bugün feminist projeler bir kenara itiliyor, günde ortalama 3 kadın öldürülüyor. Bu kabul edilemez bir rakam. Eşitlik için Kadınlar Platformu bu cinayetlerin soykırım şiddetine ulaştığını duyurdu ve parlamentoya bu soruna acilen ele almasını isteyen bir kampanya başlattı. Parlamentonun bu çağrıyı ciddiye almasını ve bunu nihayetinde durdurmak için harekete geçmesini bekliyorum."
Ertürk, kadın hareketlerinin birbirlerine bağlılıklarının ulusal ve uluslararası seviyede canlandırılması ve hükümetlerin yalnızca ülke sınırları içinde değil sınırları dışında da ortak çalışmalarının önemini vurguladı.
Büyükelçiliğin bu yıl üçüncüsünü düzenlediği ödül töreninin açılışını yapan Büyükelçi Jamal Khokhar da konuşmasında, Türkiye de hane içi şiddet ve kadın cinayetlerinin kilit bir kaygı olarak devam ettiğini bildirdi.
Törenden detaylar
Büyükelçi, Kanada’nın uluslararası feminist destek politikasını 2017’de uygulamaya başladığını hatırlattı.
Türkiye ve dünyada kadın haklarının desteklenmesi ve cinsiyet eşitliğinin ilerletilmesi konularında kaydedilen ilerleme, geriye kalan zorluklar ve gelecek için tavsiyeler konusunun da tartışıldığı ödül törenine 2019 İnsan Hakları Ödülü sahibi Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, Özgürlük ve Barış için Uluslararası Kadınlar Birliği Genel Sekreteri Madeleine Rees ve Uçan Süpürge Vakfı Başkanı Halime Erçetin de katıldı. Konuk konuşmacılar Covid-19 salgını yüzünden şiddetin daha da arttığına ve özellikle kadınların ev içinde eşleri ya da yakınları tarafından daha fazla şiddet gördüğüne, bu şiddetin artık soykırım derecesinde kadın katliamına dönüştüğüne dikkat çektiler.
Kanada Büyükelçiliği 2018 yılında uygulamaya başladığı İnsan Hakları Ödülünün ilkini Profesör Feride Acar’a layık görmüştü.
Yakın Ertürk hakkında Prof. Dr. ODTÜ Sosyoloji öğretim üyesi Cornell Üniversitesi'nden 1980 yılında kalkınma sosyolojisi alanında doktorasını aldı. ODTÜ Sosyoloji Bölümü'nde Riyad Üniversitesi (1979-82) ve Hacettepe Üniversite'sinde (1983-86) de görev yaptı. Çeşitli kuruluşlara uluslararası düzeyde kırsal kalkınma alanında danışmanlık yapmış (1986-2003), Ekim 1997-Ekim 2001 arasında Birleşmiş Milletler (BM) araştırma ve eğitim kurumu olan INSTRAW'nun (Santo Domingo) başkanlığı, Mart 1999-Eylül 2001 arasında BM Kadının İlerlemesi Bölümü'nün (DAW) başkanlığı, ve 2003-2009 arasında BM Kadına Yönelik Şiddet Özel Raportörlüğü, Kırgızıstan Haziran 2010 olaylarına yönelik Uluslararası Bağımsız Soruşturma Komisyonu üyeliği (Ekim 2010-Nisan 2011), BM İnsan Hakları Konseyi Suriye'deki olaylara ilişkin Uluslararası Bağımsız Soruşturma Komisyonu üyeliği, Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi üyeliği görevlerini yürüttü. |
(EMK)