Boğaziçi Üniversitesii Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abbas Vali Irak’ta yaşanan gelişmeler ve Kürtlerin durumunu değerlendirdi.
Taraf’tan Tuğba Tekerek’e konuşan Prof. Dr. Vali, Irak ve Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Suriye’den Irak’a itildiğini belirterek “IŞİD hayatta kalma mücadelesi veriyor, Esad’a benzer taktikler kullanıyor” diyor.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin bağımsız bir devlet için gereken askeri, ekonomik ve stratejik kaynaklarının olmadığını belirten Prof. Dr. Vali Rojava’yı da kapsayacak bir bağımsız Kürdistan’a Türkiye’nin sıcak bakacağını söylüyor.
IŞİD
Prof. Dr. Vali’nin tespitleri şöyle:
* IŞİD kısa vadede mümkün olduğunca çok toprak ele geçirmek, otoritesini kurmak ve yaymak istiyor. Ama bence şu anda Irak’ta olanlar, IŞİD’in uzun vadeli stratejik hedefinin parçası değil. IŞİD, İslami cephedeki bölünmeler nedeniyle, Suriye’den Irak’a itildi, şu anda hayatta kalma mücadelesi veriyor. Ve bu noktada Esad’a çok benzer bir taktik kullanıyor. Mısır’da, Tunus’ta ve “Arap Baharı” denilen gelişmelerin olduğu diğer yerlerde olanın aksine, Esad Suriye’deki krizi bölgeselleştirmeyi başardı. Böylece, ABD’yi Suriye’deki stratejisini değiştirmeye zorladı. Şimdi IŞİD de çatışmayı bölgeselleştiriyor. Irak’a girdi. Geçtiğimiz günlerde Lübnan’a yöneldiler. Kuvvet dengesinin değişeceğini ve kendisinin yayılmaya devam edeceğini umarak krizi bölgeselleştirmeye çalışıyorlar.
Suriye ve Irak’ta yaşanan egemenlik krizi
* ABD bombalamaya başladı, ben IŞİD’in yenileceğini düşünüyorum. Ama bu yenilgiyle, Irak devletinin yönelik varoluşsal tehdit yok olmayacak. Suriye ve Irak’ta yaşanan egemenlik krizi. Bu, devletin ayakta kalabilme yetisiyle, kanun yapma ve uygulama gücüyle ilgili bir kriz
* IŞİD’in Suudi Arabistan için oluşturduğu tehdit sebebiyle Obama ayak sürümekten vazgeçti ve bombalamaya başladı. Suudi Arabistan, Katar ve Körfez ülkeleri işin içine girdiğinde Amerika harekete geçiyor.
Kürtler bölgedeki tek örgütlü güç
* IŞİD Kürt bölgelerine saldırıyor çünkü stratejik petrol bölgelerini kontrol etmek istiyor. Aynı zamanda, IŞİD şunu çok iyi biliyor ki, Irak’taki organize tek savaş gücü Kürtlere ait.
IŞİD’in arkasında askeri akıl var
* IŞİD’de temel komuta kademesindeki unsurlar arasında eski Baasçılar, eski Sovyetlerdeki askeri görevliler, Çeçenler var. IŞİD’in şu anda bazı stratejik pozisyonları almaya çalışması da, arkasında bilgi birikimine sahip bir askeri akıl olduğunu gösteriyor. Olan sadece çılgın köktendincilerin oradan oraya koşturması değil. Evet, barbarca davranıyorlar ama bunun arkasında bir askeri akıl var.
* IŞİD, Kürtleri, komünistler gibi gruplarla bir arada sayıp “Allahsız” olarak görüyor, “Bunlar öldürülmeli” diyorlar. Ama IŞİD’in Kürtlere yönelişinde “etnik köken önemsiz” de diyemezsiniz. Çünkü IŞİD’de karar verme mekanizması sadece dini unsurlardan oluşmuyor. İçinde eski Baasçı unsurlar da var. Ve bunlar son derece anti-Kürtler.
* IŞİD’le birlikte olan güçler “kadınlar sokaklara çıkmayacak” gibi bir İslam yorumuna katılmıyorlar. Ama, bir yandan, bu cephenin ilerleyişinin sürdürmesi için birlik önemli. Diğer yandan, bu kafa kesmeler, kadınlara tecavüzler toplum üzerinde bir terör yaratıyor.
IŞİD başarılı olursa önce kendi ittifaklarına saldıracak
* Eğer IŞİD, Kürtler, Iraklılar, Amerikalılar’dan oluşan koalisyon tarafından yok edilemezse ve başarılı olurlarsa eminim ki yapacakları ilk şey, güçlerini kendi müttefiklerine karşı kullanmak olacaktır. Bunda da başarılı olacaklardır. Çünkü diğerlerinden daha iyi örgütlenmiş durumdalar, daha kararlılar ve daha net hedefleri var. Seküler ve dindar kuvvetlerden oluşan bir ittifakın politik kazanımlar elde ettiği her yerde, bu kazanım sonrasında sekülerler acı çekmiştir. Bunun en iyi örneği İran’dır.
PYD-PKK-PUK
* IŞİD’e karşı hakiki şekilde savaşan tek Kürt gücünün PYD olduğu yönünde. Ve çok az şüphe var ki bu savaştan PYD ve PKK daha güçlü çıkacak.
* PYD, PKK ve PUK ittifakı şartların bir sonucu. Bu, “Büyük Kürdistan” hedefi için stratejik bir ittifak değil. Ortak düşmana karşı taktiksel bir ittifak. Ve bu düşman dışında her bir kuvvetin kendi hedefi var.
Bağımsız Kürdistan
* Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin bağımsız bir devlet için gereken askeri ve ekonomik kaynakları, stratejik kaynakları yok. Petrolü var ama satacak araçları yok. Satmak için, kendilerinin bağımsızlığından hiç de hoşlanmayacak birilerine bel bağlamak zorundalar. Aynı zamanda, mevcut askeri kriz gösteriyor ki, Kürdistan hükümeti geçtiğimiz 12 yılı yarı uyku halinde geçirdi.
Peşmerge moddernize edilmedi, halk hazırlanmadı
* Peşmerge, eğer ki hazır olsaydı, IŞİD’i iki gün içinde yok ederdi. Bu durum Kürt yönetiminin uzun vadeli ve stratejik olarak düşünememiş olduğunu gösteriyor. Peşmerge dediğimiz askeri güç, modernize edilmedi, ekipmanlarla donatılmadı, eğitilmedi, birleşik komuta yapısı oluşturamadı. Ayrıca, Peşmerge gibi askeri kuvvetin, etkili bir demokratik kültüre ihtiyacı var. Geleneksellikten uzaklaşması gerekiyor.
* Kürdistan’da hükümet toplumda demokratik milliyetçi bir kültür oluşturmak için ya hiç uğraşmadı ya da çok az uğraştı. Şu anda orada neredeyse tamamen depolitize, petrol zenginliğine dayalı, rantiyeci bir orta sınıf var. Entelijansiya bile hükümete bağlı. Hükümet, halkı da bağımsızlığa hazırlamadı. İnsanları mobilize etmedi. İnsanlar siyaset sahnesinde değiller. Ama siyaset sahnesine gelmelerinin de bazı tehlikeli sonuçları olabilir.
Türkiye ve Kürt Sorunu
* Türkiye, tarihinde ilk defa, kendi ülkesindeki Kürt meselesine siyasi sorun olarak yaklaşıyor, askerin değil hükümetin baş edebileceği bir sorun olarak bakıyor. Bu, Türk hükümetine özgüven veriyor. Irak Kürdistan’ındaki duruma bakarken de bir güven veriyor. Sanırım, Irak Kürdistanı bağımsız olsa bile onun Türkiye’ye tehdit oluşturmayacağını düşünüyor.
* Türkiye belli şartlar altında bağımsız bir Kürdistan’ı kabul edebilir. Türkiye hükümeti için ideal olanı Irak Kürdistanı’nın nüfuz alanının Suriye Kürdistanı’nı içerecek şekilde genişletmesi olacaktır. Nitekim, Rojava bazı planlarda Irak Kürdistanı’na dahil ediliyor. Türkiye böylece bir taşla iki kuş vurmuş olur.
* ABD, Ortadoğu’nun siyasi haritasına bağlı kalmak istiyor. Kolonyel düzenlemeleri değiştirmek istemiyor. Çünkü Suudi Arabistan’ı, Ürdün’ü, Körfez ülkelerini, Türkiye’yi üzmek istemiyor.
Röportajın tamamını buradan okuyabilirsiniz. (EA)
Prof. Dr. Abbas ValiOrtadoğu ve Kürt coğrafyası konusunda uzman isimlerden olan Prof. Dr. Abbas Vali, Boğaziçi Üniversitesi sosyoloji bölümünde öğretim üyesi. Vali, 1949 yılında İran Kürdistanı’nda yer alan Mahabad’da doğdu. Üniversiteden sonra akademik çalışmalar için İngiltere’ye giden Vali, doktorasını Londra Üniversitesi’nde yaptı. Daveti üzerine 2006 yılında Erbil Üniversitesi’ni kurmak üzere, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne taşındı. Vali, 2008’den bu yana Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim üyesi. Vali’nin kitaplarından Kürdistan Cumhuriyeti, Kürt Tarihi Kimliği ve Siyaseti, Kapitalizm Öncesi İran, Kürt Milliyetçiliğinin Kökenleri Türkçe’ye çevrildi. |