Polonya’dan Türkiye’ye Kadın Mücadelesinin Dinamikleri başlığıyla düzenlenen çevrimiçi etkinlikte kadınlar dünyanın farklı yerlerinden mücadelelerini paylaştı ve dayanışma örnekleriyle birbirlerine ilham oldu.
27 Kasım’da Kadın Dayanışması’nın çatısı altında Zoom üzerinden gerçekleştirilen etkinlikte bir araya gelen Kadıköy Belediyesi işçisi DİSK üyesi kadınlar ve Łódzkie Dziewuchy Dziewuchom kurumundan Polonyalı kadınlar birbirleriyle ve katılımcılarla bu mücadele deneyimlerini paylaştılar.
Etkinliğin Türkiye’den katılımcıları Kadıköy Belediyesi’nden DİSK’li kadınlar; Kadıköy Belediyesi Kültür Müdürlüğü'nde çalışan Nazan Gevher Çam Ay, hem Temsilci Meclisi’nden hem de Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi çalışanlarından Ayşecan Ay.
“İlk Ağızdan Seferberlik”
Kadın Dayanışması’ndan Cemre Sava şunları söyledi:
“Bugün çevrimiçi etkinlikle birlikte Polonya’dan kadınlarla bir araya gelmek istedik ki oradaki seferberliği ilk ağızdan dinleyebilelim, sorularımızla katkılarımızla bu sohbette ortaklaştıralım”
Nazan Gevher Çam Ay, Mor Liste’yi kısaca anlattı:
“Olağanüstü seçimlerde sadece kadınlardan oluşan 30 kişilik bir liste hazırladık. Bu liste sadece bir seçim için özel olarak hazırlanmış bir liste değil. Mor Liste aslında sendikalarda eşit temsilin bir başlangıcı. Mor Liste sendikalardaki eşitsizliğe dikkat çekmek adına başlayan bir süreç.”
Salt kadınlardan oluşan bir listeyle seçime girdikleri için çeşitli eleştiriler aldıklarını belirten Çam Ay şöyle devam etti:
“Bu eleştiriler hepimizin tahmin edebileceği eleştiriler; cinsiyete dayalı bir liste yapmışız, sadece kadınlardan oluşan bir liste herkesi temsil etmezmiş. Erkeklerden oluşan veya kadınların daha az önemli kademelerde yer aldığı listelere kimse bir eleştiri iletmedi. Sendikalardaki oranlar içler acısı. 50 kişilik 1 No’lu Kadıköy Temsilci Meclisi’nde şu an 11 kadın arkadaşımız var.”
Mor Liste dışında DİSK’li kadınların toplu iş sözleşmesinin içeriğinin değişmesine yönelik de büyük bir uğraş verdiğini söyleyen Temsilci Meclisi’nden Ayşecan Ay sözleşme metninde çok açık ve net sorunlar olduğunu belirtti:
“Örneğin cinsel taciz vakalarına bakan disiplin kurullarının sadece beşte ikisinin kadın olması kuralı vardı. (…) Sahadan zaten işçi kadınların sorunlarını biliyorduk. İstanbul Sözleşmesi etrafında dönen tartışmalar vardı o süreçte, zaten İstanbul Sözleşmesi yokmuş gibi bir metin hazırlamamız düşünülemezdi.”
“İlham aldık”
Yol göstericilerinin esasen kadınlar arası deneyim aktarımı olduğunu söyleyen Ay, şöyle dedi:
“Toplu İş Sözleşmesi’ni hazırlamakta, girmeye hazırlandığımız kavganın tarihini araştırmak bize yol gösterdi. Bir yandan geçmişe bakmak umut oldu çünkü tarihsel bir sürecin bir parçası olduğumuzu tekrardan idrak ettik ve sandığımızın aksine yalnız olmadığımızı gördük. Bir yandan da umutsuzluğa kapıldık çünkü annemin sendika iş yeri temsilcisi olarak mücadele ettiği haklar için ben yine 50 yıl sonra mücadele etmek zorundayım. Hala aynı şeyler için mücadele etmek zorunda kalmak ister istemez umutsuzluğa sevk ediyor. Öte yandan kaç 50 yıl gerekiyorsa bunun mücadelesini vereceğiz elbette.”
Polonyalı kadınlar
DİSK’li kadınların taleplerini paylaşmasının ardından sözü Polonya’dan katılan Alexandre Knapik Gauza ve Katarzyna Knapik Łódzkie aldı.
2016’da kiliseye bağlı grupların kürtajı tamamen yasaklamak istemesi ardından ortaya çıkan kürtaj tartışmaları ve kısıtlayıcı yasalara karşı olarak Łódzkie Dziewuchy Dziewuchom kuruldu. Knapik Gauza ve Katarzyna Knapik Łódzkie de bu kurumda toplumsal cinsiyet eşitliği adına faaliyetler gerçekleştirmeye başladı.
“Sadece üç durumda kürtaj yapılabiliyor”
Knapik Gauza şöyle dedi:
“Polonya’da kürtaj yasaları oldukça kısıtlı. Sadece üç durumda izin veriliyor. Birincisi anne hayatının tehlikede olması, ikincisi fetüste herhangi bir malformasyon veya deformasyon durumu var ise, üçüncü durum ise hamilelik eğer tecavüz veya ensest sonucu gerçekleşti ise. Zaten oldukça kısıtlı olan kürtaj yasasının daha da kısıtlanmaya çalışılması büyük toplumsal tepkiye yol açtı.”
Gauza, Polonya’da protestoların 22 Ekim’de Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararla başladığını söyledi ve şöyle dedi: “Karara göre fetüs deformasyonu varsa kürtaj yapmanın anayasal olmadığı söylendi. Ve bu karar ardından yüzbinlerce Polonyalı kadın sokaklara döküldü.”
Gauza zaten oldukça kısıtlı olan kürtaj hakkının getirdiği sonuçlara da değindi:
“Polonya’da yaklaşık olarak 100 bin merdiven altı kürtaj gerçekleşiyor. Yasal sayılara bakarsak ise sayı bin civarında. Yasal olarak yapılan kürtajın çoğu da fetüs deformasyonu veya malformasyon sonucu olmasına rağmen Anayasa’dan böyle bir karar çıkması kürtajın fiilen tamamen yasaklanması anlamına geliyor.”
Katarzyna Knapik ise protestoların çok zor koşullarda gerçekleştiğini de hatırlattı.
Hükümet geri çekildi
Knapik tüm bu zorluklara rağmen protestoların oldukça başarılı olduğunu belirtti ve “Protestoların en önemli başarısı sokağa dökebildiği insan sayısıydı. Sadece büyük şehirlerde değil özellikle küçük şehirlerde çok fazla genç kadın öz örgütlenme yoluyla sokağa çıktı” dedi. Toplantı dayanışma mesajları ile sona erdi. (AAİK/EMK)