Derneğin Diyarbakır Şubesi Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır Valisi Efkan Ala'ya yazdığı dilekçede, hak savunucularına fiziksel ve psikolojik şiddet uygulayan Güvenlik Şube Müdürü ve üç polis hakkında idari soruşturma açılmasını istedi; "Bu tür görevlerde yer alan personelin insan hakları eğitimi almış personelden seçilmesini talep ediyoruz" dedi.
Dernek, dilekçenin birer örneğini İçişleri Bakanlığı'na, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'na, Meclis İnsan Hakları Araştırma Komisyonu'na ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'ne de gönderdi.
Önce fotoğraf makinesi, sonra GBT, ardından tartaklama
Demirtaş'ın Vali Ala'ya yazdığı dilekçeye göre, İHD heyeti pazar günü Koşuyolu Parkı'nda İnsan Hakları Günü'yle ilgili basın açıklaması yaptı, 12 Eylül'de Diyarbakır'daki patlama nedeniyle ölenlerin anısına karanfil bıraktıktan sonra dağılmaya başlamışken, Şube'nin basın yayın komisyonunda İzzet Özbek sivil giyimli biri tarafından kolundan tutularak caddenin karşı tarafına götürülmeye çalışıldı.
İHD üyelerinin ve yöneticilerinin müdahalesi üzerine, sivil giyimli kişi polis olduğunu, elinde fotoğraf makinesi olan İzzet Özbek'in basın kartı olmadan polislerin fotoğrafını çektiği için fotoğraf makinesini kontrol edeceğini söyledi.
İHD'lilerin bu gerekçeyle gözaltına alma yetkisi olmadığını söylemeleri üzerine, polislerin "o zaman GBT sorgulamasını yapacağız" diyerek Özbek'i sürüklemeye çalıştıklarını, olay yerine gelen başka sivil giyimli kişilerin de "Biz istediğimiz zaman istediğimiz kişinin GBT'sini yapabiliriz, istediğimiz kişiden kimlik sorabiliriz" diye bağırmaya başladığını anlatan Demirtaş, Güvenlik Şube Müdürü'nün de "Görevimizi yapmaya engel olmayın gidin buradan" diye bağırmasıyla, sivil giyimli polislerin "sizler bu memleketi karıştıran insanlarsınız", "avukatsanız ne yapalım" , "çekin gidin buradan" diyerek hakaret ettiklerini belirtti.
Olaylar boyunca sivil giyimli polislerin hiçbirinin kimlik göstermediğinin altını çizen Demirtaş, polislerin daha sonra Dernek Şube Saymanı Halil Bayhan'ın da kimliğini istediğini, Özbek ve Bayhan'ı "çekiştirerek kendilerinden uzaklaştırıp başka bir köşede kimliklerini alarak GBT sorgulaması yaptıklarını" anlattı.
Dilekçeye göre, Güvenlik Şube Müdürü, İHD Genel Başkan Yardımcısı Reyhan Yalçındağ'a da "Siz bayan olacaksınız bir de. Muhatabım değilsiniz, çekilin buradan. Bayansınız, ona göre konuşun" diye bağırdı; dernek yöneticilerinden Baran Pamuk'u da yakasından tutup çekerek dövmeye çalıştı.
Demirtaş: Yetkilerini aştılar, yasayı ihlal ettiler
Demirtaş, polislerin yetkilerini aştığını belirttiği dilekçede Vali Ala'ya şunları anımsattı:
"Sivil toplum örgütlerinin ifade özgürlüğü ve toplantı-gösteri hakkı çerçevesinde gerçekleştirdikleri etkinliklerde kolluğun asıl görevi, açıklama yapan bu grubun güvenliğini sağlamaktır. Ancak eğer bu grup herhangi bir şekilde suç işlemeye çalışırsa ancak o zaman kolluk görevlileri müdahale edebilirler."
Demirtaş, bu baskıların Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucularının Korunmasına Dair Bildirge'ye, Anayasa'ya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne, Ceza Muhakemeleri Kununu'na, Polis Vazife Salahiyatları Kanununa da açıkça aykırı olduğunu bildirdi.
Anayasa Mahkemesi: Polis izinsiz ve keyfi arama yapamaz
Anayasa Mahkemesi, temmuzda verdiği kararla, polisin izinsiz üst ve kimlik araması yapamayacağını karara bağlamıştı.
Anayasa Mahkemesi'nin 27 Temmuz'da Resmi Gazete'de yayınlanan kararında, polisin ancak usulüne göre verilmiş hakim kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mahallin en büyük mülki amirinin vereceği yazılı emirle suçun önlenmesi amacıyla arama yapabileceği anımsatılıyor.
Polis istenmeden kimlik göstermek zorunda
2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nun 17. maddesi şöyle diyor:
"Polis suç işlenmesini önlemek veya işlenmiş suçların faillerini ele geçirmek için kişilerden (KENDİNİN POLİS OLDUĞUNU BELİRLEYEN BELGEYİ GÖSTERDİKTEN SONRA) kimliğini sorabilir. Bu istem karşısında herkes nüfus hüviyet cüzdanı, pasaport veya resmi bir belgeyi göstererek kimliğini belirlemek zorundadır."
Daha önce bu konuda bianet'e görüş veren avukatlar Ergin Cinmen ve Ercan Kanar, maddenin çok açık olduğunu ve şu noktaların iyi anlaşılması gerektiğini söylemişti:
* Polis kimliğini mutlaka göstermek zorunda.
* Bunun için yurttaşların kimlik gösterilmesini talep etmesine gerek yok.
* Polisin üniformalı veya üniformasız olması fark etmiyor. Her durumda kimliğini göstermek zorunda. (TK)