Polisler ve vekilleri yine yoktu
Tarsus Asliye Ceza Mahkemesi'nde 25 Kasım'da görülen duruşmaya gazeteciler Geçim, Dolaşmaz, Bizik, Gür, Üstün ve vekilleri Ramazan Çalışkan katılırken ne Mersin Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı polisler ne de avukatları duruşmada hazırdı.
Duruşmada ifade veren gazeteciler, özetle yaptıkları açıklama ile polisi tehdit etmedikleri, gözdağı vermediklerini açıkladılar. Gazeteciler böylece iki ay önce savcılıkta verdikleri ifadeleri tekrar ettiler.
Duruşmada gazeteciler, Mersin Gazeteciler Cemiyeti adına kamuoyuna açıklama yaptıktan sonra "Çağdaş" Gazetesi'nin basıldığını, Mersin Emniyet Müdürü'nün telefonlu tehdidine maruz kaldıklarını, gazeteciler Mehmet Geçim ve Mehmet Samancı'nın bu konuşmayı diafonda tanık olduklarını yinelediler. Dava bir dahaki duruşma için 27 Aralık'a ertelendi.
Cemiyet ve gazeteler baskı altında
Daha önce Bianet'e bilgi veren "Merhaba" gazetesinin sahibi Hilmi Dolaşmaz, Tarsus Gazeteciler Cemiyeti'nin beş yöneticisinin yargılanmasıyla sona eren süreci şöyle aktarmıştı:
Gazetecilerin yargılanmasına yol açan süreç, Tarsus'ta Ocak 2000'de kurulan haftalık "Merhaba" gazetesine yönelen baskılarla başladı. Diğer bir gelişme ise, haftalık "Çağdaş" gazetesi yazıhanesinde ve temsilcilere ait evlerde, adliyeye imzasız bir ihbar mektubu bırakılmasıyla "sahte para basıldığı" iddiasıyla operasyon düzenlenmesi oldu.
Tarsus Emniyet Müdürlüğü'nden bir polis memuru, haftalık "Merhaba" gazetesi yazı işleri müdürü Cemal Dolaşmaz'ı telefonla arayarak, gazetenin 3 Haziran 2002 tarihli nüshasında yayımlanan bir yazı nedeniyle Tarsus Emniyet Müdürlüğü'ne girişinin yasaklandığı bildirdi.
"Tarsus'ta vurdumduymazlık var"
Yazısında Mersin Valisi Akif Tığ, Mersin Belediye Başkanı Macit Özcan ve Mersin Emniyet Müdürü Akın Küçükbeker'i ortak çalışmalarından ötürü kutlayarak aynı çalışmanın Tarsus'ta da gösterilmesini dileyen gazeteci Dolaşmaz, öte yandan "Tarsus'ta tam bir vurdumduymazlığın hakim olduğunu, ilçede sahte plakalı bir otobüsten Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) yanlısı anonslar yaptığını" açıkladı. Gazeteci yazısını, "Mersin'de yapılan denetimleri kıskanıyorum" sözleriyle tamamladı.
"Bu gibi küçük işlerle uğraşma"
Tarsus Emniyet Müdürü Fatih N. Öztürk, kendisine sahte plakalı minibüs sorununu aktaran ve minibüsün MHP Tarsus İlçe Başkanlığı'na ait olduğunu aktaran gazeteci Dolaşmaz, "Bu gibi küçük işlerle uğraşma" yanıtı aldı.
"Bundan böyle ensenizdeyim"
Hüseyin Kıvanç imzasıyla Bizim Gazete'de çıkan yazıya göre, gazeteci yaşadıklarını yayımlayınca da Emniyet Müdürü Öztürk arayarak, "Artık ayağını denk alın, ben orman müdürü değil, emniyet müdürüyüm ve bundan böyle ensenizdeyim" dedi.
O sıra gazetede bulunan Tarsus Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Geçim ve Tarsus "İleri" Gazetesi'nin sahibi Mehmet Samancı da konuşulanları diafondan dinleyerek tanık oldular.
Gazeteye "sahte para" operasyonu
Gazeteciler Cemiyeti'nin açıklamasından konu edilen diğer gelişme ise, 6 Haziran 2002'de, "Çağdaş" gazete yazıhanesi ve sahiplerine ait evlerin "sahte para ve silah kaçakçılığı ihbarı" üzerine basılması ve aranması oldu. Tarsus Cumhuriyet Savcılığı'na 2 Şubat 2002'de bırakılan "imzasız bir ihbar mektubundan" hareketle polis, tam dört ay sonra arama operasyonunu uygulamaya koydu.
Aramada suç unsuruna rastlanmadı
Evler ve işyerleri arandı ancak bir şeye rastlanmadı. Tutanağı teslim eden polis memurları, "bu olayı dallandırıp budaklandırmayın" diyerek ayrıldılar. Ancak gazete temsilcileri, yaşanılan durumu haber ve yazılarla kamuoyuna duyurdular.
Bunun üzerine Tarsus Gazeteciler Cemiyeti, her iki gazeteye baskıları kınayan bir açıklama yayımladı.
17 Haziran'da yapılan açıklamada şunlar dile getirildi :
* Son günlerde Tarsus'ta çıkan gazetelerin; çıkan haber ve makalelerine, bazı kişilerin sorumluluk duymadan, manidar bir şekilde müdahale ettikleri ve hatta gözdağı vermek istedikleri dikkatle izlemekteyiz.
* Türkiye'de hiçbir il ve ilçede basının ve basın mensubunun bu şekilde objektif altına alındığı görülmemiştir.
* Basın mensupları, elde ettikleri vesikaya dayanan haber ve yorumlarını elbette yapacaklardır. Milli bütünlüğe, insan hak ve özgürlüklerine zarar getirmeyen her türlü haber ve yorum serbesttir.
* Basit bir haberin, aynı zamanda ihbar niteliği taşıyan yazıların çıkmasından tedirgin olanlar, gazetecilere "ensenizdeyim" deme cesaretini nereden alıyorlar?
Cemiyet: Sürülen leke nasıl temizleyecek?
* Üyemize ait bir gazetenin bürosunu iki kez "ihbar aldık" bahaneleri ile arayarak hallaç pamuğuna çevirdikten sonra bir şey elde edemeyenler, gazeteye ve mensuplarına sürdükleri bu lekeyi nasıl temizleyeceklerdir?
* Basının onuru ve haysiyetiyle oynamak, hangi kurallara sığmaktadır. Bu davranışları kınıyor, kamuoyuna saygı ile sunuyoruz.
Polis değil gazeteciler yargılanıyor
Bu açıklamanın yayımlanmasının ardından Tarsus Gazeteciler Cemiyeti yönetim kurulu üyelerine, Emniyet Müdürü'nün değil, Organize Şubesi'nde görevli bir komiserin şikayetiyle dava açıldı.
Mektubunda komiserin, "Çağdaş gazetesi kurucuları Özgül Yön ve Ali Yılmaz'ın daha önce de sahte para basmaktan yakalandıkları" iddiasına yer verdiği bildiriliyor. Ancak "Çağdaş" gazetesi yetkilileri bu iddianın asılsız olduğunu ve sorumlular hakkında dava açacaklarını bildirdiler. (EÖ/BB)