Büyük bir fırsatı, ensemizden büyük fırsatlar yakalayıp küçücük adamızda kocaman iktidarlarını ve zenginliklerini korumak isteyenlerin sayesinde yitirdiğimiz günün sonrası.
İçimizdeki burukluk ve öfkeyi kelimelerle anlatabilmek zor. Bu konu önümüzdeki günlerde çok konuşulup, tartışılacak, siyasetler bunun üzerine kurulacak, iktidarlar bunun üzerinden yıkılacak belki de...
Ben bugün sizlerle bunun dışında ama bu siyasetin toplumun her kesimini ve her etkinliğini etkileyen sonuçlarından biri ile başka bir noktayı paylaşacağım.
Omorfo değil Güzelyurt
Doktorluk mesleği ve tıp ahlakına inat yaptığım 22 aylık "mecburi askerlik" döneminin bir kısmında Lefke'de idim. O dönemki adı 4. Tabur olan birliğimizin komutanı Yıldıray Binbaşı idi.
Yıldıray Alter, Güneydoğu'dan sıcak çatışmadan Lefke'ye tayin olmuş, askerlerini çok seven, herkese ismi ile hitap eden, askerlerinin en ufak sorununa kadar çözüm arayan ve çok sevilen bir komutandı.
Sadece bir şeye tahammülü yoktu. 'Omorfo'ya gidiyorum' diye ağzından Güzelyurt sözcüğü yerine Omorfo'yu çıkaranlara para cezası kesiyordu Binbaşı!
Binatlı 3-2 ile çocuklar gibi şendi
Pazar günü Kıbrıs Liglerinde 63 yıllık tarihinde ilk kez şampiyonluğa ulaşan Binatlı futbol takımını BRT'de naklen yayınlanan maçta izlerken tribünlerden gelen Po-le-mit-ya tezahüratı oldukça ilgi çekiciydi.
Maçın başından sonuna kadar Binatlı taraftarları sadece ve sadece Polemitya tezahüratı yaptı durdu, takımını ateşledi ve 2-0 mağlup duruma düştükleri maçı 3-2 kazanıp şampiyon oldular.
Gerçi bizim Yıldıray Binbaşı orda değildi ama Doktor Derviş Bey ve Elçi Bey başta olmak üzere hepsi orda idiler.
İnsanlara köylerini, kültürlerini, unutturmaya çalışan, zorlama yeni öğelerle yeni bir kültür yaratma felsefesinin iki ayağı da maçı beraberce izlerken, yanlarından yükselen Polemitya tezahüratı hiç durmadı maç boyunca.
Ne 74 öncesinde, ne de sonrasında
Ben 1970'lerden beridir Binatlı'yı hatırlarım. Mağusa deplasmanlarındaki maçlarında Polemitya sözcüğünü hiç işitmemiştim önceki yıllarda onlardan... Ne 74 öncesinde ne de sonrasında. Son dönemde gelişen Polemitya ruhu da neyin nesi oluyordu!
Haftalar öncesi Yenidüzen'in spor sayfalarının bir abartması olarak düşünmüştüm Polemitya'nın spor sayfalarında öne çıkarılışını, ta ki Pazar günkü maçlarını izleyen kadar Polemityalıların.
Takımda oynayan hepsi genç çocuklardı, belki de hepsi Kuzey'de doğmuşlardı ama Polemitya ile motive oluyorlardı. Hiç görmedikleri, gitmedikleri ata yerleri onları ateşlemeye yetiyordu. "Gitmeseler de, görmeseler de, O köy, onların köyü" idi!
Sadece toprakla değil
Çünkü onlar Polemitya kültürünün, Polemitya kimliğinin bir parçasıydılar. Ve belki de onlar kültürün, sadece üzerinde yaşadığın toprakla oluşmuş bir olgu olmadığını fark etmişlerdi. Ve onlar, kültürün çok boyutluluğunu ve, bir dizi sosyal süreçlerin bileşkesi olduğunu fark etmişlerdi aniden.
Ve kültürün, toplulukların donatıldığı fikirler, kurumlar ve geleneksel yerleşmiş faaliyetlerin bir bütünü olduğunu anlamışlardı artık.
Öğrenilen davranışların şekillenmesi ve bileşenlerin üyeleri tarafından paylaşılıp aktarılması olduğunu ve aslında kültürün, insanın duygu, akıl ve iradesini kullanarak yaşam koşullarıyla savaşımı sonucu oluşturduğu bir düzen, bir yaşam biçimi olarak tanımlanabileceğini keşfetmişlerdi farkında olmadan.
Barış belki bir süre engellendi...
Kıymetli spor yazarımız Necmi abinin de vurguladığı gibi Polemitya artık bir vak'adır ve sosyal psikolojinin inceleme alanı içindedir. Limasol'un hemen dibinde 30 yıl önce terk edilen bu köyün ismi bir şeyleri ateşlemeyi yetip artmıştı bile... Takım o zaman da Binatlı idi, şimdi de ama ruh Polemitya'ya aitti!
Son dönemdeki toplumda gelişerek artan "Kıbrıs'ta Çözüm" istenci ile beraber, insanlarımızın yaşadığı savaş sonrası 30 yıllık kültürel ve siyasi talanın sonrasında kendi kimliğine sahip çıkan, barışçı ve onurlu bir yaşamı öne çıkaran iradenin yoksa bir yansıması da olabilir mi Polemityalılık?
"Kıbrıs'ta barış (belki bir süre daha) engellenmişti" ama Polemitya'nın şampiyonluğunu engellemek artık mümkün olamazdı!.. Bu hafta hepsimiz Polemityalıyız.(NM)