Podbee Media’nın temelini radyo tiyatrosundan alan podcast dizilerine yenisi eklendi.
Algı Eke ve Deniz Karaoğlu’nun başrollerini paylaştığı “Epik Olmayan Bir Aşk Hikâyesi” podcast dizisi beş bölümden oluşuyor.
Podcast dizisinde Birkan ile Mine, paylaşacak bir şeyi kalmadığını keşfeden ve ayrılma kararı alan bir çifti temsil ediyor. Mine, içinde olduğu ilişkiden kurtulmak isterken Birkan, ilişkide kendini tekrara düşen tarafı simgeliyor.
Taksim Meydanı’nda başlayıp Tünel’de sona eren yolculukları boyunca ikili ayrılık kararlarını arkadaşlarına açıklamadan evvel bir gün beklemeye karar verirler. Bu kararın ardından ise birbirleri hakkında bilmedikleri detayları keşfederler.
Mine ve Birkan’ın ilişkisi ile günümüz ilişkilerindeki dinamikler, arkadaşlık ve aşk, politik tercihler ile iki insanın birbirine olan mesafesi üzerine pek çok konuya değiniliyor. Epik Olmayan Bir Aşk Hikâyesi 10-15 dakika aralığındaki 5 bölümden oluşuyor.
İkili İstiklal Caddesi’nde yürürken kıskançlıktan, geçmiş ilişkilerden ve farklı zevklerden konuşuyor. Podcast dizisi Spotify, Apple Podcast, Google Podcast ve diğer platformlardan takip edilebilir.
Mikrofonu kamera gibi kullanmak
Podcast dizisinin senaristi Cem Tunçer, dizinin üretim sürecinden bahsediyor:
“Sadece duygusal ilişkilerde değil; işle ilgili ya da herhangi bir konuda kendime bir bitiş tarihi belirlediğimde her şeyin daha sorunsuz ilerlediğini fark ettiğim bir an oldu. Sonrasında o tarihi es geçsem dahi, oraya kadar her şey çok iyi gidiyordu. Sonu düşündüğünüz anda gelen o muazzam rahatlamayı kastediyorum. Kafamda dolaşan ve bir ilişkiyi böyle yaşamayı anlatan türden bir hikâye için İstiklal Caddesi'ni seçmek cazip geldi.”
Yönetmen Evre Ertaş ise mikrofonu kamera niyetine kullandıklarını söylüyor:
“Mikrofonu olabildiğine kamera gibi düşünerek gerçek aksiyonun içinde adeta bir plan sekans çekiyormuşçasına çektik bir çok sahneyi. Tabii dizinin bir başka yönü de metodumuz sayesinde İstiklal Caddesi'nin bir ‘fotoğrafını’ çekebilmek oldu. İstiklal Caddesi ve ara sokaklarında yaptığımız birden fazla ses kaydı ve bunun sonucunda oluşan ses dünyası kendi çapında bir arşiv niteliği de taşıyor. Bu yönünü de çok seviyorum.”
(MD)