Bu Memleket Bizim: Plan kaçırılmaz fırsat
Bu Memleket Bizim Platformu adına Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Başkanı Erdoğan Sorakın şu açıklamayı yaptı:
* BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın yoğun bir çalışma temposuyla hazırladığı ve taraflara eş zamanlı olarak verdiği "Kıbrıs Çözüm Planı", adamızda çözüm umutlarını doruğa çıkarmıştır.
* Gelinen aşamada yapılması gereken, sağduyulu ve soğukkanlı biçimde planı incelemek ve yapıcı bir anlayışla çözüm için överiyle çaba harcamaktır. Platform olarak BM'nin çözüm çabalarına bir kez daha tam destek verirken, ortaya konulan çözüm planını kaybedilmemesi gereken bir fırsat olarak görüyoruz..
CTP: Yurttaşlara yalan söyleniyor
CTP adına açıklama yapan Genel Başkan Mehmet Ali Talat ise, "tarafların anlaşmada bahsi geçen maddeleri bildiğini, buna rağmen bilinçli gerginlik yaratıldığını" söyledi.
Planla birlikte Kıbrıslı Türklerin siyasal haklarının kabul edildiğini " vurgulayan Talat, şöyle konuştu:
* CTP olarak açıkça şunu ifade etmek isteriz. Toprak ayarlaması yapılacak yerlerden ayrılmak durumunda kalacak kimsenin mağdur edilmemesini sağlamak hepimizin görevidir.
* Yurttaşların iskan, ev, iş ve diğer alanlarda rehabilite edilmeleri sağlanmadan kimse ne yerinden, ne evinden, ne de işinden ayrılmayacaktır.
* Bu plan görüşme zemini olarak benimseyip, içerisindeki belli unsurları iyileştirmek için BM ve Kıbrıs Rum tarafı ile yapıcı görüşmelere başlamak gerekmektedir.
* Bugüne kadar Denktaş ile Klerides arasında süren yüz yüze görüşme sürecinde tarafların masaya koyduğu düşünceler ve birbirlerine yakınlaştıkları tüm noktaların da harmanlandığı bir gerçektir.
* Tarafların hiç biri, haritalar dahil, planda ifade edilen unsurların hiç birisine yabancı değildir.
* İşte bu gerçekler ışığında olaya baktığımızda söz konusu belgenin Kıbrıs Türk halkının siyasal haklarına ve egemenlikteki eşitlik ile ortaklık taleplerine olumlu bir yaklaşım gösterdiğini görmekteyiz.
* Kıbrıs'ın, "yeni bir ortaklık devleti "olacağı ve bu ortaklığın oluşturucusunun ise iki oluşturucu devlet olacağının ifade edilmesi, somut olarak egemenliğin oluşturucu devletlerden kaynaklanacağını vurgulaması son derece önemlidir.
* Unutulmamalıdır ki Kıbrıs Türk tarafı olarak yüzde 29 +'yı kabul etmiş ve Gali Fikirler Dizisini de yüzde 91 oranında benimserken o dönemde yüzde 28.2 olarak ifade edilmiş bulunan toprak düzenlenmesinin görüşülebileceği mesajı verilmişti.
* Şimdi bütün bunlar yaşanmamış gibi ortalığı velveleye vermek anlamsızdır.
* Belgedeki haritalara göre örneğin yüzde 28.5 toprağın kuzeyde kalacağı modelde, Rumlara geri verilecek topraklar için, yerleşim bazında yüzde 14'lük bir oranın uygulanacağı ama her halükarda ise bunun genel toplamda yüzde 9'u geçemeyeceği öngörülmektedir. Hal böyle iken, kuzeye on binlerce Rum'un geleceğinin propagandasının yapılması kışkırtma yapmaktan başka bir şey değildir.
" 200 Türk'e karşı bir Rum göçmen olacak "
* Nüfus bakımından ise belgedeki ilke şudur: İlgili yerleşim yerine yılda o yerleşim yerinin nüfusunun yüzde 1 kadar Kıbrıslı Rum gelebilecek ve ancak 20 yıl sonra kuzeydeki nüfusun yüzde 20'si kadar olabilecektir. Yani 200 nüfusu olan bir yerleşim yerine ilk etapta ancak iki Kıbrıslı Rum gelebilecektir.
* Bu aşamada önümüzde çok ciddi bir tarihsel dönem vardır. Ya 12 Aralık tarihine kadar bu belgeyi görüşerek çözümü ve AB üyeliğini kazanacağız; böylece Türkiye'nin de AB üyeliğinin yolu açılacak; ya da güney tek başına AB üyesi olacak ve biz tüm gelecekten soyutlanmış bir hale düşeceğiz.
* Yani ya geleceği eşit olarak kuracağız, ya da uluslararası soyutlamışlık içinde ekonomik, siyasi ve sosyal büyük krizler içerisinde boğulacağız. Buna karar vermemizin zamanı şimdidir. Biz halkımızın sağduyusunun galebe çalacağına inanıyoruz.
KTTO adına açıklama yapan Başkan Ali Erel ise, Plan'ın hemen imzalanması gerektiğini vurgulayarak şu açıklamayı yaptı:
" Antlaşma dengeleri teyid edecek "
* Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin garantör ülkeler olarak devam edeceği, adada ve Akdeniz'de Türk - Yunan dengelerinin korunacağı ve Kıbrıs'ın Avrupa Birliği üyeliğinin onaylanacağı bu antlaşma ile teyid edilecek.
* Antlaşmadaki bazı maddelerle, yeni Kıbrıs Devleti'nin, günü geldiğinde Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğini destekleyeceği de kayıt altına alınıyor
* Önerilen toprak ayarlamaları ile en az sayıda Kıbrıslı Türkün etkilenmesi amaçlanmasına rağmen, nüfus oranımıza göre elimizde tuttuğumuz fazla toprakların, karşı tarafın ve uluslararasının eşit statümüz ve diğer haklarımızı tanıması karşılığında Rum tarafına iade edilmesi kaçınılmazdır ve çözüm için de şarttır.
* Etkilenecek yerleşim birimlerinde yaşayan Kıbrıslı Türklerin hak ve çıkarlarının korunacağı ve tazmin ve tatmin edileceği antlaşmada yer almaktadır.
* Bu kişilerin yeniden "göçmen" olacağı, çadırlarda ve iş güvencesinden yoksun bir halde yaşayacağı şeklindeki spekülatif haberler yanlıştır. (NK)