Öykü sergiye, sanatçının izleyicileri içine sokmak istediği kapıyı açıyor. Bu resimler öyküsüz yayımlansa muhtemelen bambaşka bir sergi ortaya çıkabilirdi.
Öykünün adı, serginin de adı olan "Felluce". Bu ad, kuşkusuz, son yılların en dramatik olaylarının yaşandığı Felluce'yi çağrıştırıyor. Felluce, bombalarla çökertilen, cehenneme döndürülüp "cezalandırılan" bir kentin çaresiz insanlarının çırpınışlarıyla, her yandaki yaralılarla, ölülerle ve en fazla da ölü çocuk yüzleriyle hala hafızamızda taptaze.
İsminin yarattığı bu doğrudan çağrışımlara karşın öykü ve resimler aynı şekilde açılmıyor günümüze. Pirselimoğlu, beklenenin tam tersine izleyiciyi, hem bugün hem dün olan bir zamanda, fantastik bir dünyanın içine sokuyor. Bu noktadan sonra Pirselimoğlu'nun sergisini oluşturan, bir tür kara mizah başlıyor. Öykü ve resimler fantastik bir dünya içinde, inanılmaz kahramanlar ve yaratıklarla serüveni sürüklüyor. Sonunda kulağımızda kalan "Yedi Sekiz Melek Paşa'nın bir çift kanatının hışırtısı", çağcıl bir sanatçının çağının insanlık dramına bakışındaki derin humoru duyuruyor.
Hepimizin televizyonlardan, basından görüp dinlediğimiz, giderek bir ölçüde kanıksadığımız ya da kasılıp kaldığımız bir insanlık dramına, bir sanatçı duyarlığıyla yeniden ve bambaşka bir gözle bakmamızı sağlıyor. Hepimizin kaderini, geleceğini etkileyen olayların, süreçlerin, görünürdeki tüm gerçekliklerine karşın arkalarındaki bütün akıldışılığı, hatta saçmalığı çok güçlü bir şekilde duyuruyor. Felluce, televizyonlardan kimimizin tepkisiz kimimizin tepkiyle izlediğimiz bir öykü değil artık bizim de öykümüz oluyor; Biz Felluce oluyoruz Felluce biz ya da tüm insanlık oluyor, evrenselleşiyor.
Tayfun Pirselimoğlu ve resim
Tayfun Pirselimoğlu 1959 yılında Trabzon'da doğdu. Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ni bitirdikten sonra Viyana'ya gitti ve Hochschule für Angewandte Kunst'ta (Viyana Uygulamalı Sanatlar Akademisi) "fantastik gerçekçilik" okulunun en önemli isimlerinden biri olan Prof. Wolfgang Hutter'in atölyesine girdi. Aynı sırada Prof. Sigi Schenk'le gravür çalıştı.
İlk sergisini Viyana'da 1988 yılında Galerie Galata'da açtı; Menschenmärchen/ Märchenmenschen (İnsan Masalları/Masal İnsanları). 1992 yılında İstanbul'da Vakko Beyoğlu Sanat Galerisi'nde (İnsanlar, Şapkalar, Şeyler), 1993 yılında İstanbul'da Taksim Sanat Galerisi'nde, (Sinan Gültekin'le birlikte) 1996'da Viyana'da AAI Galeri Karl Storlb'da "Tiermenschen" (Hayvaninsanlar), 1998'de Budapeşte'de Osiris Galeri'de ve 1999'da Tallinn'de Raatus Galery'de sergilerini gerçekleştirdi. 1998 yılında New York'ta düzenlenen "Türkiye'den On Sanatçı" sergisine katıldı.
Sanat üzerine yazıları ve desenleri çeşitli dergilerde yayınlandı. Kuruluşuna katıldığı, bağımsız bir sanat inisiyatifi olan Akademie Genius'ta workshoplar düzenledi ve dersler verdi.
Pirselimoğlu'nun yayımlanmış üç romanı var: Çöl Masalları (1996), Kayıp Şahıslar Albümü (2002), Malihulya (2003). Son romanı Şehrin Kuleleri Şubat 2005'te yayımlandı.
Tayfun Pirselimoğlu'nun sergisi 9-26 Mart 2005 tarihleri arasında Milli Reasürans Sanat Galerisi'nde...(BB)