TBMM'de 12 gün sürecek "2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi" üzerine görüşmeler bugün TBMM Genel Kurulu'nda başladı.
Bütçe üzerine ilk konuşma Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın sunuşuyla başladı.
Parti grupları adına İYİ Parti ve MHP'nin ardından sırayla HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar konuştular.
Buldan AKP-MHP iktidar blokunun Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasını taşıyan ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda AKP-MHP oylarıyla kabul edilen "2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi"ni bütün yönleriyle sert bir dille eleştirdiği konuşmasına HDP'nin cezaevlerindeki önceki dönem Eş Genel Başkan ve önde gelen yöneticilerini selamlayarak başladı:
"Demokratik siyasi mücadelemizin onuru olan Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak, Leyla Güven, İdris Baluken, Ayla Akat Ata başta olmak üzere cezaevlerindeki tüm arkadaşlarımıza, yine, Gezi'de tutuklu bulanan tüm yoldaşlarımıza selam ve sevgilerimi gönderiyorum."
"Talan döneminin bitiş ve kapanış bütçesi"
Buldan TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen bütçe kanun teklifini "müzakereden ve katılımdan uzak 'ben yaptım, oldu, bitti' anlayışıyla hazırlanan bir AKP-MHP bütçesi" olarak niteledi.
"Bu, milyonların emek ve birikimini iktidarın hizmetine sokan bir bütçedir. Sorunları ve çözümü ret ve inkâr bütçesidir. Halkın sofrasındaki ekmeği daha da küçültme; yoksulluğu, adaletsizliği, eşitsizliği büyütme bütçesidir. Bütçede sosyal adalet, sosyal devlet, refah ve huzur yoktur; yoksullar, kadınlar, emekçiler, üreticiler, çiftçiler, esnaflar, çocuklar ve engelliler yoktur. Ancak şunu da iyi bilin ki bu bütçe aynı zamanda talan döneminizin de bitiş ve kapanış bütçesidir," dedi.
Ülkenin çakılmasına neden oldunuz,
şimdi çakılma sırası sizde
HDP Eş Genel Başkanı "Halkın ve çözümün bütçesinin yapılacağı yeni bir dönem[in] çok yakında başlayaca[ğını]" ileri sürdü ve iktidar blokunu uyardı: "Bütçeyi geçirmek için çoğunlukta olabilirsiniz ama unutmayın asıl çoğunluk dışarıdadır, bu zulüm düzeninden bir an önce kurtulmak isteyen milyonlardır; işte, onların sesi de sözü de gücü de bu kürsüdedir, Halkların Demokratik Partisindedir."
Buldan HDP'nin Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan geçen Bütçe Kanun Teklifi'ne şerhine dikkat çekti: "[...] Bütçe şerhimizdeki çözüm önerilerimizi okumanızı tavsiye ederim. Demokratik Türkiye'nin ve kalıcı yapısal çözümlerin yol haritasıdır. HDP'nin ülkeyi de ekonomiyi de katılımcı çoğulcu bir anlayışla yönetme programıdır. İç barışı tesis eden ve demokratik siyaseti esas alan bir bütçenin hazırlıklarına şimdiden başladık. Malum zaman yaklaşmaktadır, sizin için de zaman yaklaşmaktadır. Dört yıl önce söz vermiştiniz, ekonomide Türkiye'yi uçuracaktınız. Evet, kendi rant ekonominizi uçurdunuz ama ülkeyi ise uçurumdan aşağı attınız, yere çakılmasına neden oldunuz. Şimdi asıl çakılma sırası sizdedir, sandıklarda kesinlikle çakılacaksınız."
"Çoklu krizlerin sebepleri"
Buldan iktidar bloku politikalarının yol açtığını söylediği "Türkiye'nin yaşadığı çoklu krizlerin" sebebini "tek tek açıklayacağını" söyledi:
► Yasama, yürütme, yargı, kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırdınız, yerine "yürütme, saklama, aklama" sistemini kurdunuz.
► Meclisin denetim yetkisini elinden aldınız, yeni bir vesayet rejimi kurdunuz.
► Talimatlı bir yargı düzeni yarattınız.
► Hukuksuz yargı aracılığıyla demokratik siyasete ve topluma karşı bir darbe mekanizması kurdunuz.
► Kolluk güçlerini siyasetinizin destek gücü hâline getirdiniz.
► Yolsuzlukları merkezden yerele kadar tüm kurumlara yaydınız.
► Sayıştayın yolsuzluk raporlarını uç uca eklersek buradan sarayınıza yol olur.
► Kayyum darbesiyle seçim sonuçlarını ortadan kaldırdınız çünkü politikanız darbecilerden farklı değildir.
► Hiç merak etmeyin, o Kürt düşmanı kayyumlarınızı da tarihin ve siyasetin çöplüğüne göndereceğimiz günler çok yakındır.
► OHAL KHK rejimiyle Türkiye'yi yasaklar ülkesi yaptınız çünkü yasakçısınız.
► Nefret iklimiyle siyasal ve toplumsal kutuplaşma yarattınız, eşitsizliği ve ayrımcılığı büyüttünüz.
► Toplumsal barış zeminine büyük zarar verdiniz, adalet duygusunu yok ettiniz, cezasızlığı yargının rehberi yaptınız.
Buldan konuşmasının devamında gündemdeki konulara bütçe bağlamında değindi:
"Hukuksuzluklarla Kürt halkını teslim alamayacaksınız"
Kürt halkına yaşatılan acıların üzerini adaletsizlikle örtmek istiyorsunuz ama şunu bilin ki biz acılarımızı asla unutmayız, unutturmayız. Kürt halkı "Kapandı." demeden gerçek bir yüzleşme, hesaplaşma ve adalet sağlanmadan bu dosyalar kapanmaz, kapanmayacaktır. Toprağa gömdüğünüz adalet filizlenecek, boy verecek ve tecelli edecektir. Cezaevlerinde tutsakların yaşam hakkından tahliye ve umut hakkına kadar bütün temel insan haklarını yok ettiniz, Garibe Gezer ve daha nicelerinin cenazesi çıktı cezaevlerinden. Hasta tutsakları bir bir ölüme terk ettiniz çünkü düşmanlık hukukuyla ayakta duruyorsunuz ama cezaevi duvarlarıyla ve hukuksuzluklarınızla halkı asla teslim alamayacaksınız ve sindiremeyeceksiniz.
"Savunma ve güvenliğe 470 milyar TL"
"Bütçede savunma ve güvenlik harcamaları için 470 milyar TL kaynak ayırdınız; işte, yüksek enflasyonun, işsizliğin ve yoksulluğun nedenlerinden biri de budur; halka, istihdama değil savaşa bütçe tam da budur. Bu devasa kaynak siyasetsizliğin, siyasi aklı savaş aklına devretmenin ekonomiye bedelidir.
"Bunun sonuçları ise daha fazla büyüyen yoksulluktur, büyüyen sefalettir, büyüyen açlıktır ve borç krizidir. Ama büyüyen başka bir şey daha var, o da halkın giderek artan öfkesidir, geçinemeyen milyonların itirazıdır. Artık yolun sonuna geldiniz, halka her gün kaybettirdiğiniz bu talan düzenine kazandıramayacaksınız. Kaybedeceksiniz, bir kez daha söylüyorum: Kaybedeceksiniz, inanın kaybedeceksiniz. (HDP sıralarından alkışlar) Bu kötülük düzenini elbette ki değiştireceğiz ve rüşvet, yolsuzluk, liyakatsizlik, torpil dönemini biz kapatacağız. Yandaşlarınıza yarattığınız rant cennetinin kapılarını biz kapatacağız.
Bakın, sevgili arkadaşlarım, AKP Genel Başkanı yıllar önce çok net söylemiş, demiş ki: "Eğer sekiz yıl önceki asgari ücretle aldığın yumurtadan, sütten, ekmekten bugün daha az alıyorsan bize oy verme." Evet, büyük ekonomist bir kez de olsa doğruyu söylemiş ve bu ekonomisti bir seferlik de olsa dinlemekte fayda var diyoruz; halkımız bunun gereğini kesinlikle yapmalıdır, yapacağına da yürekten inanıyoruz.
Kürt Sorunu: "Halkların demokratik
yaşam modeliyle çözülecek"
Buldan, "siyasi, iktisadi, sosyal, toplumsal bütün krizlere kaynaklık eden tarihsel bir sorun" olarak tanımladığı Kürt sorununu hükümetin "Kobanê'yi düşürerek çözme" peşinde olduğuna dikkat çekti. İktidarı"yaklaşan seçimler öncesi Suriye'de yine macera peşindesiniz. Enflasyonu, doları düşüremediniz 'Haydi Suriye'ye, Kobani'yi düşürmeye' diyorsunuz. Siz, iktidardan gidersiniz ama Kobani öyle kolay kolay düşmez; buna inanmanızı istiyorum." diye uyardı.
Buldan şunları söyledi:
"Amacınızı gayet iyi biliyoruz; Rojava'da Kürt halkının demokratik bir statü kazanmamasıdır, diğer halklarla ortak, demokratik bir gelecek oluşturmamasıdır. Buradan söylüyorum, tüm halkımız da bilsin: Kuzey ve Doğu Suriye'ye yapılan her operasyonun sonucu yeni yıkımlar, ölümler, binlerce yeni mültecinin Türkiye'ye, çevre ülkelere göç etmek zorunda bırakılması olacaktır aynı zamanda, Türkiye'de halkın sofrasından ekmeğin daha da küçülmesi olacaktır. Şunu da aklınızdan çıkarmayın: Kuzey ve Doğu Suriye'de Kürt halkının statüsüzlüğü üzerine iktidar statünüzü kuramazsınız, oradan size bir statü asla çıkmayacaktır. Orada halkların demokratik kazanımı ve ortak geleceği vardır, bunu da siz engelleyemeyeceksiniz."
"Seçimin sonucunu Suriye'ye atılan bombaların değil,
kaynamayan boş tencerelerin sesi belirleyecek"
"Kürt halkının birlikte yaşadığı halklarla demokratik birliği ve ortak gelecek hedefi, aynı zamanda Türkiye'deki demokratik birliğin, bütünleşmenin ve ortak yaşamın da teminatıdır, Orta Doğu'da barış içerisinde bir arada yaşamanın modelidir. Sizin çatışmacı siyasetiniz değil, halkların demokratik yaşam modeli kazanacaktır. Boş yere uğraşmayın; Kobani'den, Münbiç'ten, Tel Rıfat'tan size yeni bir iktidar çıkmaz, çıkmayacaktır.
"Seçimin sonucunu Suriye'ye attığınız bombaların sesi değil; kaynamayan boş tencerelerin sesi, geçinemeyen milyonların itirazı, barış ve demokrasiden yana olan güçlü, toplumsal irade belirleyecektir. Buradan Türkiye toplumuna da seslenmek istiyorum: Hamasi nutuklara asla itibar etmeyin, beka hamaseti arttığında bilin ki yolsuzluklar da artacaktır. Bakın, cenazeler gelirken bakanlardan birinin kuzeni Bodrum'da 180 bin metrekarelik deniz manzaralı arazi ihalesi aldı.
"Çözüm sürecinin bitirildiği 2015'ten bu yana Türkiye'de en büyük yolsuzluklar, vurgunlar, rüşvet skandalları yaşandı. İşte, Türkiye'nin yoksullaşmasının en önemli nedenlerinden biri bu çatışmacı siyasettir; bu döngü kesinlikle değişmek zorundadır, değişecektir ve biz bunu değiştireceğiz."
"Çözüm müzakerede"
Buldan Kürt sorununun çözümü için çözüm ve müzakerenin önemini vurguladı: "Israrla çözümün diyalog ve müzakerede olduğu bir kez daha ifade etmek istiyorum çünkü diyalog hakikatle yüzleşmenin ön koşuludur. Çözüm yeri ve zemini Parlamentodur, demokratik siyasettir, siyasi ve toplumsal mutabakattır. Ana dil hakkı ve onarıcı bir adalet başta olmak üzere evrensel hukuktan doğan haklar bağlamında eşit yurttaşlıkla ve özgürlükçü bir perspektifle bu mesele mutlaka çözüme kavuşturulmalıdır. Her gün uçaklarınızı kaldıracağınıza bu Parlamentoda çözüme ve barışa ellerinizi kaldırsanız bu ülkeye en büyük hizmeti yapmış olursunuz. Bu sadece HDP'nin bir meselesi de değildir; Türkiye'nin ortak sorunudur, ortak meselesidir. Siyasal muhalefetin tüm kesimlerinin de bu konuda cesur olması, elini taşın altına koyması ve sorunla yüzleşmesi gerekir. Kürt sorununda çözüm üretemeyenler gelecekte asla ve asla söz sahibi olamazlar. AKP, MHP iktidar düzenini değiştirme iddiasında olanların, mesele savaş politikaları olduğunda iktidarın arkasında saf tutarak 8'li masaya dönüşmemesi gerektiğinin altını önemle çizmek istiyorum ve bu, tüm toplumun çıkarınadır sevgili arkadaşlar.
Zorbalığa karşı büyük demokrasi ittifakı
Buldan konuşmasını "Güçlü toplumsal barış, adalet ve yüzleşme için en geniş siyasi toplumsal mutabakatı oluşturalım. Yasaklar ülkesini özgürlükler ülkesine dönüştürmek, hak arama ve örgütlenme özgürlüğünü, eşit ve adil bir yargıyı hayata geçirmek için güç birliği yapalım." diyerek sonlandırmaya başladı.
"Engellilerden emeklilere, EYT'lilerden ataması yapılmayan öğretmenlere, üreticiden esnafa, gençlerden kadınlara, farklı yaşam tarzlarına, herkesin haklarını güvence altına alan güçlü sosyal devlet düzeni için en güçlü eşit yurttaşlık birlikteliğini sağlayalım. Toplumsal cinsiyet eşitliğini her alanda hayata geçirmek için feministlerden tüm kadın hareketlerine en büyük kadın dayanışmasını gerçekleştirelim. Doğa talanını, rant çarkını durdurmak için ekolojik yaşamda mücadele birlikteliğini oluşturalım. Bir çocuğun dahi güvencesiz ortamda şiddet sarmalında açlık ve yoksulluk içinde kalmaması için mücadelemizi çocukların bugünüyle buluşturalım. Biz, tüm bu hedefleri başarma ve yeni bir dönemi başlatma konusunda sonuna kadar kararlıyız. Türkiye halklarına sözümüzdür: Dillerinde vizyon, siyasetlerinde ise nefret ve düşmanlık üreten yüzleri bu yüzyılda bırakacağız, ikinci yüzyılı ise halklarımızın yüzyılı yapacağız.
"Sevgili kadınlar, eş başkanlık modelimiz kadınlar için tarihsel bir kazanım oldu. Şimdi, hedef bunu büyütme zamanıdır. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında bir kadını Cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorsanız bunu başaracağınız yegâne parti, kadın partisi olan Halkların Demokratik Partisi ve kadın ittifakıdır, kadın mücadelesinde birleşmektir, kenetlenmektir. Gelin, İstanbul Sözleşmesi için yürüttüğümüz ortak mücadeleyi, kadınların yöneteceği bir ülke için en büyük mücadele sözleşmesine hep birlikte dönüştürelim ve seçim gecesi diyelim ki: 'Kadınlar kazandı, kadınlar büyük kazandı.'
"Sevgili gençler, ikinci ve genç yüzyıl sizleri beklemektedir, anahtar sizlerin elindedir. Köhnemiş siyaset dönemini kapatarak genç siyaseti ülkenin yönetimine hâkim kılacak güç sizlersiniz. Gelin, birlikte değiştirelim, birlikte dönüştürelim, gençlerin yönettiği bir düzeni hep birlikte yaratalım. Evet, buradan özgür gelecek için değişim isteyen herkese, tüm halkımıza çağrıda bulunuyorum: İYİ"İkinci yüzyılın kurucusu bizler olalım diyor, Genel Kurulu ve halkımızı bir kez daha sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum."
Buldan kürsüden HDP milltvekillerinin ayakta ve sürekli alkışları arasında ayrıldı.
(AEK)