Greenpeace Akdeniz Örgütü'nden Toksik Maddeler Kampanyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşı da, "Atıkları gömen şirket suçludur ve cezalandırılmalıdır. Ancak Çevre Bakanı kendi sorumsuzluğunu kapatmak için hedef saptırıyor" diyerek Pepe'yi sanayiyi temiz enerji üretimine teşvik edecek politikaları izlememekle eleştiriyor.
Türkiye Yeşilleri Eş Genel Koordinatörü Kadir Dadan "1,5 yıl önce yenilenen Ceza Yasasında çevre suçları düzenlenirken yürürlük için iki yıl erteleme getiren ve bunu büyük bir hararetle savunan Bakan ve ilgililer, şimdi hangi yüzle çıkıp bu varilleri atan şirketler hakkında gerekli cezai işlemleri yapacağını söyleyebiliyorlar?" dedi.
Dökmecibaşı: Bilgiler kamuoyuyla paylaşılsın
Greenpeace Akdeniz Örgütü'nden Dökmecibaşı, bianet'e yaptığı değerlendirmede kamuoyuna sunulan bilgilerin yetersizliğine dikkat çekti: Henüz soruşturmanın sonucu gelmedi. Yapılan analizde ne arandığını bilmiyoruz. Analiz sonucunu kamuoyuna açıklamalılar.
Bakan Pepe'nin Marmara Bölgesi'nde pek çok fabrikanın atıklarını ekolojik sistemi tahrip edecek şekilde gömdüğü açıklamasına ilişkin olarak da Dökmecibaşı, "Yörede yaşayan insanların sağlığı ve çevre sağlığı açısından bu bilgilerin kamuoyuyla paylaşılmaması denetim ve yaptırım mekanizmalarından sıyrılma çabasıdır" dedi.
Çözüm suçluya ceza vermek değil suçu önlemek
Toksik Maddeler Kampanyası Sorumlusu Dökmecibaşı, bu varillerin bir an önce yok edilmesinin öncelik taşıdığı düşüncesinde: "Bu suçu işleyenlerin ortaya çıkarılması ve ciddi cezalar alması elbette önemli ancak ceza caydırıcı ve çözüm getirici değil" dedi.
Dökmecibaşı'ya göre Pepe topu "suçlu şirket"e atıp, bakanlığının ve hükümetin sorumluluklarının göz ardı edilmesine çabalıyor. Greenpeace yetkilisine göre çözüm Türkiye'nin atık politikasının değişmesinde ve temiz üretim teknolojilerinin kullanılmasında.
"Atıkların yakılması daha büyük facia"
Dökmecibaşı varillerin akıbeti ve Pepe'nin atıkları yok etme yöntemi
konusunda da kaygılı. Çünkü Türkiye'de İZAYDAŞ benzeri zehirli atık yakma tesislerinin kabul edilemez olduğunu savunuyor ve ekliyor: Eğer atıklar bu yolla yakılırsa belki de atığın kendisinden daha tehlikeli maddeler ortaya çıkar. Tuzla da topraktan çıkardıkları zehri bütün ürkiye'ye yayarlar.
Atıkların yok edilmesine ilişkin öneri ve kaygılarını da şöyle dile getiriyor Dökmecibaşı: "Bu sorunlar ilgili sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin işbirliğiyle çözülür. Ortada böyle bir işbirliği yok. Atık stoklarını bertaraf etmek için alternatif yakma sistemlerine yönlenmeli. Böyle bir tavır da yok."
Dökmecibaşı yeni çevre tasarısına da canlı yaşamı merkeze almadığı için eleştiriyor: "Elbette olumlu değişimler içeren bir tasarı ama öncelikle canlı yaşamının ön plana alınması gerekilirken sürdürülebilir kalkınma denilerek sanayii öncelik alınıyor" dedi.
Dadan:Variller buzdağının görünen yüzü
Türkiye Yeşilleri Eş Genel Koordinatörü Dadan, Tuzla'da ortaya çıkan zehirli varillerin, endüstriyel kirlilikle ilgili sorunlar bakımından buzdağının görünen yüzü olduğunu söylüyor. Pepe'nin ifadeleriyse, ilgili bakan" havasında hükümetin bu konudaki umursamazlıklarını örtmeye çalışaktan başka bir şey değil Dadana göre.
"Samimi olsalardı..."
Dadan "1,5 yıl önce yenilenen ceza yasasında çevre suçlarına iki yıl erteleme getiren ve bunu büyük bir hararetle savunan Sayın Bakan ve ilgililer, şimdi hangi yüzle çıkıp bu varilleri atan şirketler hakkında 'gerekli cezai işlemleri' yapacağını söyleyebiliyor?" diye sordu.
Yeşillerin sözcüsü, "Bakan ve Hükümet, samimiyseler öncelikle Bergama'daki siyanürlü altın madeni ve bazı baraj projeleri hakkında Danıştay'ın kapatma ve durdurma kararlarını zaman geçirmeden uygulamaya koysunlar" dedi.
Dadan, "Başta ormanlar olmak üzere Türkiye'nin tüm doğal değerlerini, endüstriyel yatırımlarla, ulusal ve uluslararası sermaye kesimlerine peşkeş çekmeyi ekonomik gelişme olarak yansıtmaya çalışan bu anlayışın ülkeyi bir çöplüğe çevireceği çoktan belliydi" diye düşünüyor. Ona göre Tuzla'da ve olası başka yerlerdeki atık faciaları sürpriz değil.
Dadan, çözümün radikal değişiklikler gerektirdiğini söyledi:
* Endüstriyel yatırımlar ve kirlilik konusunda toplum katılımına olanak veren bir denetim ve yönetim düzenlemesi
* Sivil toplumun gelişimine, katılımcı demokrasiyi yaşama geçirmeye ve hukuka saygı.
"Yoksa 'tavşana kaç tazıya tut' diyen bu anlayışın bu ülkede insanların sağlığını düşüneceği yok" diye ekledi.
Pepe:Ceza sadaka gibi
Bugün (Çarşamba) "İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği"nin düzenlediği "Ulaşım, Taşımacılık ve Sürdürülebilir Çözümler Kongresi"nde konuşan Bakan Pepe, tehlikeli atık varilleri konusuna da değindi.
Pepe, "Tuzla'daki variller, Türkiye'deki ciddi sanayicilerden birisinin. Çevreye saygılı sanayicilere saygımız var, onlara teşekkür ediyorum. 50 bin, 100 bin dolar vermemek için 50 bin, 100 bin kişinin, koskoca bir metropolün zehirlenmesini göze alacak kadar paragöz bir adam, açgözlü bir adam" dedi.
"İşin sorumluları için uygulanacak en iyi cezanın, bu kişi ya da kişilerin kamuoyunda itibarının zedelenmesi" diyen Pepe, bu işi gerçekleştirenlerin, gecenin bir yarısında Karadeniz'in sularına yabancı ya da yerli tehlikeli atık varilleri bırakanlardan, bir ülkenin insanlarına karşı soykırım yapanlardan hiçbir farkı bulunmadığını ifade etti.
Sadece Tuzla değil...
"Kanımızı donduran ihbarlar alıyoruz diyen" Pepe Marmara Bölgesi'nde pek çok fabrikanın zehirli atıklarını toprağa gömdüğünü de aktardı.
Yürürlükteki Çevre kanununu böyle bir suçun nasıl engelleneceği değil, nasıl cezalandırılacağına odaklandığı için eleştiren Pepe, "Tuzla'daki şirkete 7 bin 500 YTL ceza kesebiliyoruz. Yani boğazda mükellef bir yemek ve garsona verilen bahşiş kadar. Ben buna sadaka diyorum" dedi.
Çevre ve Orman Bakanı, önümüzdeki hafta atıkların kaldırılmasıyla ilgili işlemlere başlanacağını, ardından civardaki insanların tedirginliklerini gidermek için sağlık taraması yapılacağını bildirdi. (EZÖ/EK)